Hikmet BİLA
GAZETECİLİK, asıl böyle günlerde önem kazanıyor. Havanın puslu, suların bulanık olduğu günlerde... Vatandaşın önünü görebilmesi gazetecinin çabasına bağlı. Susurluk haberlerimiz işte bunun en çarpıcı örneği.
Milliyet'in haberlerinin bir özelliği daha var. Adeta "çarpan etkisi" yapıyor. Milliyet'in manşetleri gündemi belirliyor. Hemen ardından, o haberleri diğer gazeteler ve televizyon kanalları da kullanıyor. Böylece, daha geniş bir vatandaş kitlesi gelişmelerden haberdar oluyor.
Arkadaşımız
Tunca Bengin, Susurluk'un kilit adamı Sami Hoştan'la görüşürken, Türkiye'nin büyük bölümüyle birlikte Türk basını da uykudaydı. Uyandıklarında Milliyet'in manşetindeki iki kelimeyi gördüler:
"İşte Hoştan!". Susurluk olayında hemen her bölümde adı geçen, on dört aydır aranan, öldürülen kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın ortağı Sami Hoştan'ı bulmak ve konuşturmak büyük bir gazetecilik başarısıydı. "Sanal" değil "gerçek" fotoğraflarla Milliyet'in sayfalarını süsleyen haberimiz, aynı gün hemen hemen tüm televizyon kanallarına aktarıldı.
Artık anlaşılıyor ki Susurluk bir buzdağı. Sadece çok küçük bir bölümü su üstünde görünüyor. Su altındaki dev kütleyi açığa çıkarmak da yine basına düşüyor. Milliyet muhabirleri
Atilla Dişbudak ve
Özlem Öztürk, işte bu amaçla derin sulara daldılar. Susurluk'tan Kıbrıs'a uzanan "çete hattı"nı araştırdılar.
"Susurluk Adası" haberi bugün sayfalarımızda. Hayretle okuyacaksınız.
Güneydoğu sorununu çetelerden ayrı düşünmek olanaksız. Yıllardır çok ağır bedel ödediğimiz krizin çete bağlantılarıyla daha da ağırlaştığı artık iyice ortaya çıktı. Bir yandan terör örgütleri, diğer yandan çeteler Güneydoğu'yu cehenneme çevirirken, bir yandan da dış güçler binbir türlü tezgahın içinde oldular. Bunun son örneğini
Yavuz Donat yazdı. Almanya'da kurulan "Şeyh Sait Vakfı"nın PKK ile temas kurduğunu, terör örgütüyle Türkiye üzerinde pazarlığa giriştiğini ve bu oyunun içinde bazı Alman milletvekillerinin bulunduğunu Donat'ın yazısıyla öğrendik. Bakalım daha hangi komplolarla karşılaşacağız.
"Sıcak takip" vazgeçemediğimiz ilkelerimizden biri. RP kapatıldı. Gerekçeli karar hala hazırlanıyor. Rakiplerimiz bu büyük olayı sanki unuttular. Ama biz unutmadık.
Fikret Bila, gerekçeli karardan bir sayfayı daha çekip okurlarımıza sundu. Habere göre, Anayasa Mahkemesi, Refah'ı kapatırken, Erbakan'ın "çok hukuklu sistem" isteğini gerekçe göstermişti.
Sadece Türk kamuoyuna ve medyasına değil, dünya medyasına da kaynak olmanın gururunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta Milliyet'in haberleri, dünyanın en ağırlıklı gazetelerinden New York Times'taydı.
Yine yoğun bir haftaya başlıyoruz. Körfez'deki barut kokusu İstanbul'a kadar ulaştı. Türkiye için zor, gazetecilik için çok hareketli bir hafta olacak. Biz yine haberlerin peşinde olacağız.
İyi haftalar dileğiyle...
Yazara EmailH.Bila@milliyet.com.tr