Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın bakanlığını yürüttüğü alanda ticari şirketlere sahip olduğunun anlaşılması, "siyaset - ticaret" ilişkisini yeniden tartışmaya açtı.
Türkiye, bu iki alanın iç içe girmişliğinden kaynaklanan çok önemli sorunları yakın geçmişte yaşamış bir ülkedir.
Ticarette siyasi nüfuzun kullanılması nedeniyle açılmış soruşturmalar belleklerde tazedir.
Siyaset ve ticaret arasında belli kurallarla bir duvar örülmedikçe, siyasetin töhmet altında kalması, kaçınılmaz olacaktır.
1980 öncesinde milletvekillerinin ticaretle uğraşmaları veya milletvekili seçilmeden önceki işlerini yürütmeleri hoş karşılanmazdı. Milletvekili seçildikten sonra ticari işlerin tasfiye edilmesi ve büroların kapatılması yönünde bir teamül oluşmuştu. O kadar ki, 1980 sonrasında birçok parlamenterin geçim zorluğu çekmeleri toplumda takdir toplayan bir durum olarak görülmüştür. Bu takdir, elbette, milletvekillerinin siyasetten ayrılınca geçim zorluğu çekmeleri gerektiğini savunmak anlamında değildir. Bu takdirin nedeni, siyasetçinin nüfuzunu para kazanmak için kullanmamasıdır.
Türkiye'nin bu teamülü, 1983 seçimlerinden sonra dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın milletvekillerine "işlerinizi tasfiye etmeyin, işyerlerinizi kapatmayın" önerisinde bulunmasından sonra bozulmuştur. Özal'ın tavsiyesine dört elle sarılan bazı siyasiler, hem siyaseti, hem ticareti birlikte yürütmeyi hak ve marifet saymışlardır.
Oysa, gelişmiş demokratik toplumlarda siyaset ve ticaret, belli kurallarla birbirinden ayrılmakta, siyasete girenler ticari işlerini ya tasfiye etmekte ya da kayyuma devretmektedirler.
Türkiye, böyle bir düzenlemeye yönelmedikçe, siyaset - ticaret ilişkisinden kaynaklanan sorunlarını çözemeyecektir. Siyaset ve ticaretin bir arada yürütülmesinin doğal karşılanması, Milli Savunma Bakanı'nın silah ticareti, Bayındırlık Bakanı'nın taahhüt işleri, Enerji Bakanı'nın elektrik işleri yapmasının da doğal karşılanması gibi bir sonuç doğurur ki, bunu kabul etmek mümkün değildir. Böyle bir durum, hukuka da, ahlaka da aykırı düşer.
Bu nedenle, Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'la ilgili durum, Türkiye'nin milletvekiliyle bağdaşmayacak işlerin saptanması, siyaset ve ticaret arasına belirli kurallar konulması konusunda iyi bir fırsat oluşturabilir. TBMM, yıllardır gündeminde durmakta olan siyasi etik yasasını belki bu vesileyle çıkarabilir.