Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Demokrasi bir uzlaşma rejimidir denilse de Türk siyaseti, çatışma kültürü üzerine kuruludur. Liderler, partilerini hep kutuplaşmadan beslemeye çalışırlar.
Ülkenin ulusal sorunları karşısında bile bir araya gelerek çözüm ürettikleri pek nadir görülmüştür. İnatlaşmaya dayalı siyaset ise çözüm değil sorun üretmiştir.
Yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin anayasa değişikliği yasasının akıbeti yaşanan son örnek oldu. Referandum aralığında geçen yasa, Çankaya Köşkü’nde geri gönderilmeyi bekliyor ki, ülke 5 aylık bir süre için referanduma gitmesin...
Bu düşünceyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, yasayı bugün-yarın Meclis’e iade etmesi bekleniyor. İadeden sonra siyasi partilerin nasıl bir tutum alacakları merak konusu.
Siyasi partilerin hiçbiri, seçimleri 5 ay öne alabilmek için referanduma gitmek istemiyor. Bunu doğru bulmuyor. Kaynak ve zaman kaybı olarak görüyor. Böyle olduğu halde siyasi partiler, bir uzlaşma sağlayarak, referandumsuz bir değişiklik yapamadılar.
Yerel seçimlerin öne alınması girişiminin referandum aralığına takılmasından alınması gereken dersler var.

Uzlaşmanın önemi
Bu durum, her şeyden önce siyasette uzlaşmanın önemini bir kez daha gösterdi.
Anayasa değişikliği gerektirecek önemli düzenlemelerde siyasi partilerin, mümkün olduğu kadar geniş bir uzlaşma aramaları gerekiyor. İktidar partisinin, Meclis çoğunluğuna dayanarak her şeyi kendi istediği gibi düzenlemesinin mümkün olmadığı da ortaya çıktı.
En azından iktidar partisinin, ana muhalefet partisiyle uzlaşmaya varmadan yola çıktığı hallerde istediği sonucu alamadığı görülmüş oldu.
Oysa CHP, yerel seçimlerin öne alınmasına karşı değildi, sadece tarih, Cumhuriyet Bayramı’na denk geldiği için, seçimin bayramdan sonraki bir tarihte, 3 Kasım’da yapılmasını öngörüyordu. Bu konuda uzlaşma arama yerine MHP’nin desteğini yeterli gören iktidar cephesi, değişikliği Meclis’e getirdi ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Değişiklik, referandum aralığına takıldı. CHP ile uzlaşarak bir tarih belirlenseydi, hükümet böyle bir sorunla karşılaşmayacaktı.

Milletvekili iradesi
Bu sonuç, milletvekili iradesini serbestçe kullanma konusunu da gündeme taşıdı.
Partilerin lidere bağımlı yapıları nedeniyle milletvekillerinin inanmadıkları yönde oy kullandıkları bir sır değil.
Ancak gizli yapılan oylamalarda bu baskı olmadığı için milletvekilleri, farklı yönde tercih kullanabiliyorlar.
Yerel seçimlerin öne alınması oylaması, bu gerçeği de bir kez daha göstermiş oldu.

Kaş yapayım derken
Bu değişikliğin referandum aralığında kalmasının ortaya koyduğu bir durum da uzlaşmaya dayanmayan anayasa değişikliği girişimlerinde kaş yapayım derken göz çıkartma olasılığının yüksek olduğuydu.
Kış şartlarında seçim olmasın gerekçesiyle mart ayındaki seçimi ekim ayına almaya niyetlenen iktidar, aralık ayında referanduma gitme riskiyle karşılaştı.
Cumhurbaşkanı Gül, böyle bir referandumun yaratacağı sorunları dikkate almayıp yasayı onaylasaydı, mart soğuk olur diye seçim istemeyen iktidar, seçmeni aralık ayında sandığa götürecekti.
Yerel seçimlerin öne alınmasıyla ilgili bu girişimin ortaya çıkardığı sonuç, yeni anayasa yazımı sürecinde uzlaşmanın ne kadar önemli olduğudur.