Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ANAP'ın 7. Büyük Kongresi'nde seçilen MKYK'sı ilk toplantısını Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı açıklamaya ayırmak zorunda kaldı.
Yılmaz'ın kongre konuşmasında gündeme getirdiği "ulusal güvenlik sendromu" yaklaşımı Genelkurmay'ın sert tepkisine neden olunca, MKYK'nın da ilk toplantısındaki kararı bu açıklamaya yanıt vermek oldu.
ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, dün yapılan MKYK toplantısında Genelkurmay'ın açıklamasını tartışmaya açmadan önce iki konuda bilgi veriyor:
1- Başbakan Bülent Ecevit'le yaptığı görüşme,
2- Kongre konuşmasının adresi.
Yılmaz, kongrede yaptığı konuşmada son on yılın boşa geçtiği şeklindeki değerlendirmesine alınganlık gösteren Başbakan Ecevit'e bu alınganlığı giderecek şekilde bilgi verdiğini söyledi:
"Sayın Ecevit'e kongredeki bu sözlerimin bir sorumlu aramaya dönük olmadığını söyledim. Kendisine istatistiklerle bilgi verdim. Örneğin, 1992'de milli gelir ölçüleriyle Türkiye'nin çok gerisinde olan ülkelerin, on yıl sonra bugün Türkiye'nin önüne geçtiklerini belirttim. Polonya'nın bile Türkiye'nin önünde bulunduğunu kaydettim. Büyüme oranları, kişi başına düşen milli gelir rakamlarıyla bunu Sayın Başbakan'a anlattım. Amacımın, on yıl içerisinde istatistiklerle ortaya çıkan durumu anlatmak olduğunu belirttim. Yoksa, amacım bir siyasi sorumlu aramak veya suçlamak değildi."
Yılmaz ayrıca, MKYK üyelerine "ulusal güvenlik sendromu" ifadesinde neyi kastettiğini de Başbakan Bülent Ecevit'e aktardığını anlattı. Ulusal güvenlik kavramının çok geniş yorumlanması nedeniyle Ecevit'e bazı anayasal ve yasal değişikliklerin yapılmasında zorluk çekildiğini, oysa AB yolunda reform niteliği taşıyacak bu değişikliklerin yapılmasının zorunlu olduğunu belirtti. Yılmaz, Başbakan Ecevit'e ve MKYK üyelerine bu konuşmasının amacının siyasi partileri tartışmaya davet etmek olduğunu, konuşmasının Genelkurmay'ı hedeflemediğini vurguluyor. Buna karşın, Genelkurmay'ın konuşmaya kendisini muhatap saymasını garipsediğini ve anlam veremediğini de kaydediyor. Üniter devlet yapısı ve rejimin laik oluşu konusunun tartışmaya bile açılmayacak kadar kutsal olduğunu vurgulayan Yılmaz, Genelkurmay'ın siyasi partiler yerine TSK'nın hedef alındığı gibi bir yanılgı içine düştüğünü belirtiyor.
Yılmaz'ın bu yaklaşımı hem Başbakan Ecevit'i hem MKYK üyelerini tatmin ediyor.
Yılmaz, MKYK üyelerine tek tek söz vererek değerlendirmelerini alıyor. MKYK üyeleri Yılmaz'ın yaklaşımını paylaştıklarını, Genelkurmay'ın gereksiz bir alınganlık ve sertlik içinde bulunduğunu vurguluyorlar. Ayrıca, Genelkurmay açıklamasında, Yılmaz'ın yaptığı konuşmasının, "Onurlu bir yaklaşım olarak kabul edilmesi mümkün değildir" ifadesi ile değerlendirilmesinin ağır hakaret niteliği taşıdığı vurgulanıyor ve bu ifadeye mutlaka MKYK bildirisi ile yanıt verilmesi yönünde görüş birliğine varılıyor.
MKYK üyeleri, özellikle ekonominin hassaslığı nedeniyle Genelkurmay'la bir tartışmaya girilmemesi ve gerginliğin tırmandırılmaması gerektiğini ANAP lideri Yılmaz'a iletiyorlar. Ayrıca, Yılmaz'ın konuşmasının ve Genelkurmay'ın yanıtına rağmen piyasaların olumsuz yönde etkilenmemesinin Yılmaz'a olan güvenin bir işareti olduğu yorumu yapılıyor. Tüm bu tartışmalar sonucunda ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın hazırladığı MKYK bildiri metni okunuyor ve oybirliği ile kabul ediliyor.
Genelkurmay'ın, "Onurlu bir yaklaşım olarak kabul edilmesi mümkün değildir" sözlerine karşılık bildiriye, "ANAP bu doğrultuda bundan sonra da inandığı doğruları milleti ile paylaşmaktan onur duyacaktır" ifadesi konuluyor. Böylece, "onur" konusundaki hassasiyet dile getiriliyor.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, 21 Ağustos'ta yapılması planlanan MGK toplantısında konuyu gündeme getirecek mi?
Bu soruya verilen yanıt şöyle:
"MGK toplantısının yapılacağı güne kadar daha çok zaman var. Eğer bu süre içinde gerçekler anlaşılır ve tartışma sonlanırsa konu MGK'ya taşınmaz. Ancak, tartışma ve gerginlik ortamı devam ettirilirse Yılmaz, MGK'da gerekli konuşmayı yapar."