Türkiye’de yaşanan deprem felaketi sonrası kurtarma ekiplerini seferber eden NATO ve Avrupa Birliği, depremzedelere yardım konusunda da hummalı bir çaba içerisinde...
Türkiye’nin üyesi olduğu NATO’nun yanı sıra Avrupa Birliği (AB), 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ülkemizdeki depremzedelere yardım ulaştırmak amacıyla seferberlik ilan etti.
Depremin ilk saatlerinde arama-kurtarma ekiplerini Türkiye’ye seferber eden NATO’nun ile AB, şimdilerde depremzedelerin barınma ihtiyaçlarını gidermek amacıyla zamana karşı bir yarış başlattı. Nitekim deprem bölgesini ziyaret eden NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak’ın 5 bin kişiye tuvalet ve ısınma ihtiyacını da içeren askeri barınak imkanlarını sevk etmek amacıyla düğmeye bastı.
Kısa adı “EADRCC” olan Avrupa-Atlantik Afet Müdahale Koordinasyon Merkezi, Türkiye’nin ihtiyaçlarını müttefik ve partner ülkelerden sağlamak üzere hummalı bir çalışma gerçekleştiriyor. 30 NATO müttefikinin yanı sıra aralarında
Avrupa zaviyesinden bakıldığında, elim deprem meydana gelmeden daha birkaç saniye önce, hatta yataklarımıza girip uykuya dalmak üzereyken, Türkiye ile İsveç arasında yaşanan NATO üyeliği geriliminden, ABD ile Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya uyguladığı ambargoya Türkiye’nin uymadığı iddialarına kadar eleştiriler gündemdeydi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye F-16 satılmasına yönelik Kongre’ye sunduğu izin talebi, Yunanistan’da yankılanıyordu. Atina’da, Başbakan Kiryakos Miçotakis, ABD’nin Türkiye’ye F-16 Blok 70’lerin satışına yeşil ışık yakma sürecini Kongre’de nasıl engelleyeceğini düşünüyordu. Türkiye, Rusya’yla birlikte Batı değerlerine karşı ‘habis’ bir yaklaşım sergileme çalışan bir ülke olarak tarif ediliyordu Brüksel’de.
Pazartesi günü TSİ 4.15’te yaşanan ve an itibariyle 20 bine aşkın kişinin hayatına mal olan deprem felaketinin ardından Türkiye ile dünya arasındaki siyaset perdesi adeta yırtıldı. Düne kadar
Dış politikanın ağırlıklı gündemi Ukrayna-Rusya savaşı. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen (VDL) ile birçok Komisyon üyesinin Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptıkları resmi ziyaret bu hafta gündemin ana konusuydu. Geçen hafta yazmış olduğum üzere, VDL ile AB Konseyi Başkanı Charles Michel arasında yaşanan ‘tatlı’ çekişme, kameralara az da olsa yansıdı.
Öte yandan NATO müttefiklerinin Ukrayna’ya savaş uçağı verip vermeyeceği tartışması da şimdilik noktalandı. Zira ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya savaş uçağı vermekten yana olmadığını açıkladı. Nitekim düne kadar Ukrayna’ya elindeki F-16’ların bir miktarını vermeye hazır olduğunu açıklayan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile düzenlediği ortak basın toplantısında bu kararından şimdilik vazgeçtiğini açıkladı. Norveç de aynı yönde bir açıklamada bulundu. Polonya’dan da daha düşük profilli bir açıklama geldi. Polonya savunma bakan yardımcısı Ukrayna’ya savaş uçağı verilmesinin
İsveç ile Türkiye arasında gerilime neden olan eylemler ve Türkiye aleyhtarı gösterilerin diplomatik ve siyasi boyutları enine boyuna tartışıldı. Ancak henüz tartışılmayan ve aslında İsveç’in NATO’ya üyeliğiyle birlikte mutlaka irdelenip, çözüm bulunması gereken bir açı var. O da istihbarat boyutu.
Filmi biraz geriye saracak olursak eğer, İsveç, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaştan dolayı, tabiri yerindeyse apar topar NATO üyeliğine başvurdu. İsveç istihbarat teşkilatlarından ‘Säpo’ 2021 yılında yayınladığı tehditler listesinde Rusya, Çin ve İran gibi ülkeleri işaret ediyor. Säpo başkanı Charlotte von Essen, tehdit değerlendirme kitapçığının ön sözünde, ülkesinde demokrasinin habis emellere sahip ülkelerin eylemleri karşısında tehdit edilmeye çalıştığını vurguluyor. Üçüncü ülkelerin demokratik hakları süistimal ederek şiddete yol açabilecek eylemler tasarlamaya çalıştığını hatırlatıyor, başkanı olduğu güvenlik ve istihbarat teşkilatının temel
Son olaylar nedeniyle konuşan Finlandiya Dışişleri Bakanı, ülkesinin, İsveç’le Türkiye arasında ilişkilerin gerilmesinin ardından NATO’ya üyelik yolunda tek başına yürüyebileceği imasında bulundu...
İsveç ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan gerilim, Stockholm ile birlikte NATO’ya üyelik için Ankara’nın onayını bekleyen Finlandiya’da da endişeyle karşılanırken, farklı arayışlar dillendirilmeye başlandı. Nitekim Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsveç ile Türkiye arasında yaşanan gerilimi yatıştırmak amacıyla Ankara-Stockholm-Helsinki arasında kurulan üçlü savunma güvenlik ve istihbarat mekanizmasına mola vermeyi önerdi. Bununla birlikte, Ankara’nın talebi üzerine üçlü mekanizmanın Şubat ayı toplantısının ertelendiği bildirildi.
Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşlerini paylaşan Haavisto, dün de Finlandiya parlamentosunda kapsamlı bir basın toplantısı düzenledi. Bir yandan İsveç’te yaşanan
2014 yılında Rusya, Ukrayna’nın Kırım bölgesini ilhak ettiği vakit, çoğu NATO üyesi ülke, Rusya’nın burada duracağını sandı. 2021 yılının ikinci yarısında Rusya, Belarus ve Donbas bölgesi ile Ukrayna sınırının Rus tarafına askeri yığınak yapmaya başladığı vakit, birçok Avrupa ülkesi sandı ki Rusya, Ukrayna’ya sadece gözdağı verecek, ardından da müzakere masasına oturup pazarlık edecek.
ABD ve İngiltere gibi ülkeler uluslararası topluluğu Rusya’nın hasım tavrı ve emelleri konusunda uyarmaya çalıştı, ancak pek de başarılı olamadılar. 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı birçok cepheden saldırı başlatan Rusya, sandı ki ülkeyi 10 günde ele geçirecek. Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin sandı ki askeri istihbarat teşkilatı SVR ile sair istihbarat teşkilatı FSB’nin Ukrayna’la ilgili raporları gerçeği yansıtıyor.
Rusya sandı ki askeri teknolojisi Ukrayna’yı yenebilir. Sandı ki, Ukrayna’ya gerçekleştireceği saldırı karşısında Avrupa Birliği (AB) ve NATO ülkeleri bölünecek. Sandı ki Ukrayna’nın başında bulunan
Hafta başında NATO ile Avrupa Birliği (AB) arasında önemli bir deklarasyon imzalandı. Diplomaside görüşme ve iş birliğini talep eden taraf ile imza törenlerinin nerede, hangi koşullarda gerçekleştiği her zaman önem teşkil eder. Bu çerçevede iş birliğini talep eden taraf AB oldu. ABD destekledi, Türkiye de engellemedi.
İmza töreni NATO’nun Brüksel’deki karargahında gerçekleştirildi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’i (VDL) ağırladı ve kameralar karşısında NATO ile AB arasındaki iş birliğini bir sonraki aşamaya taşımayı hedefleyen ortak bildiriyi imzaladılar. Yetmedi, ertesi gün Avrupa Komisyonu üyelerini bir araya getiren Collège toplantısına Stoltenberg’i davet eden VDL, kameralar karşısında ortak bir basın toplantısı düzenleyerek AB ile NATO arasında hangi alanlarda iş birliğini pekiştireceklerini açıkladı.
AB ile NATO arasında ortak bildiri veya deklarasyon yayınlanması yeni bir mesele değil. Eğer 24 Nisan 1999’da Washington’da düzenlenen NATO Devlet ve
İsveç’te terör örgütü yandaşlarının düzenlediği skandal gösterinin yankıları sürerken, iki ülke arasında ortaya çıkan kriz, bu ülkenin NATO’ya üyelik sürecinin ertelenmesine neden olabilir.
Bölücü terör örgütü PKK ve Suriye’deki uzantısı olan YPG taraftarlarının, İsveç’in başkenti Stockholm’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine gerçekleştirdiği gösteri, İsveç’in Türkiye ile ilişkilerinde önemli bir krize neden olurken, NATO’ya üyelik sürecinin ertelenmesine de neden olabilir.
Hatırlanacağı üzere, Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı Stockholm belediye binasının önündeki bir direğe asan terör örgütü yandaşları, bunu da videoya çekerek sosyal medyada paylaşmıştı. Ankara, bu olaya sert tepki gösterirken, İsveç hükümetinden, gösteriyi tasvip etmediklerine ilişkin açıklamalar geldi. Zira konuya yönelik olarak sosyal medyadan açıklamada bulunan İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström,