Önce Atatürk'ten bir "adam" anısı...Atatürk, bilinir ki, çevresine çoğu kez "çocuk" diye ya da sadece ismiyle hitap ederdi. Elbette "bey" ve "paşa" dedikleri de vardı. Ama "beyefendi" sözcüğünü kullanmazdı.Sofrasının müdavimlerinden birine fena halde içerlemiş olmalı ki bir gece ona hitap ederken "beyefendi" demeye başlamış."Beyefendi, bu mevzuda sizin görüşünüz nedir?" gibi söylemler...1, 3, 5... ona hitap ederken hep "beyefendi..."Bunun üzerine "beyefendi(!)" alınır."Paşam bana her zaman 'çocuk' diye hitap buyururdunuz. Bu gece neden bana 'beyefendi' diye iltifat buyuruyorsunuz?"Atatürk'ün cevabı:"Çünkü size 'adam' diyemediğim için 'beyefendi' diyorum."................................Cumhurbaşkanı Sezer kimilerine göre 3'üncü, kimilerine göre 4'üncü, 5'inci veya 10'uncu olabilir. Ama...Sıra numarasından çok ötede bir Atatürk ölçütüyle "adam"dır.Dahası... Dün Zülfü Livaneli'nin yazısındaki tamlamayla "devlet adamı" olduğunu kanıtlamıştır. Çankaya'da Atatürk ilkelerinin bilinçli ve yürekli bir koruyucusudur.................................Onun cumhurbaşkanı olduğu ilk yıllar, özellikle Anayasa fırlatmayla başlayan kriz, bazı tereddütler yaratmıştı.Ayrıca... Türkiye'nin yurtdışında temsilinde yeterince aktif olmayışı, gerilimli dönemlerde devreye ağırlık koymuş olmayışı, belki yadırgandı da...Ancak... Zaman ve koşullar onun kişiliğini, bir güvence haline getirdi................................Ancak... Gene de Türkiye'nin dönüm noktalarını işaretleyen isimler vardır...İnönü onların başında gelir. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk'ün en yakını, Türkiye'yi II. Dünya Savaşı dışında bırakmayı başaran "deha" ve ülkeyi çok partili demokrasiye açan "devlet adamı" kimliğiyle İnönü tartışma dışıdır.İnönü... Ayrıca başta 27 Mayıs olmak üzere ihtilallere ve ihtilal girişimlerine "demokrasi rotası" çizebilen saygın ve ağırlıklı isimdi...............................Abartılı bulanlar olabilir ama içten kanım Vehbi Koç'un da Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olduğudur.Merhum Vehbi Bey, bu ülkede özel sektörün doğuşu, oluşumu ve büyümesinde olduğu kadar, saygınlık kazanmasında da "simge"dir.Bunun ötesinde özel kesimde "kâtip" diye anılan "çalışanları", çağın "profesyonel yöneticiler" anlayışıyla özdeşleştiren de Vehbi Koç'tur.Özel kesimi kurumlaştırmıştır.Türkiye'de ilk öğrenci yurdunu yapan ve "sosyal sorumluluk" işlevini özel sektöre kazandıran odur.Eğitim, Nüfus Planlaması vakıfları, Amerikan Hastanesi'ni de kucaklayan sağlık hizmetleri, Koç'un hep "ilk"leridir.İşadamlarının ve şirketlerin vergilerinin açıklanması ve şeffaflaşmaları onun öncülüğünde gerçekleşmiştir................................Herkesin bildiği kan bağlarından doğan "çevre eksileri" bir yana, Turgut Özal da önemli bir dönüm noktasıdır.Ekonomide zihniyet devrimiyle son 250 yıldan bu yana ilk kez "döviz sorunu" onun imzasını taşıyarak aşılmıştır. AB kapısını o aralamıştır.................................Her üçü de "yapısal değişimlerin" müellifleridir. Buna karşılık...Cumhurbaşkanı Sezer, yapısal bir devrime imza atmış değildir ama "laik yapıyı koruyabilmek" az şey mi? g.civaoglu@milliyet.com.tr Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer "3'üncü adam" mı?