24 Ocak nasıl bir gün ki Türkiye’nin 3 değerli evladını aldı ve -ustam Metin Toker’in söylemiyle- “görünmezler gezegenine” götürdü.
Art arda...
Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, İsmail Cem’i kaybettik.
Üzerlerine ışık yağsın.
İlk ikisi “suikastlarla” yaşamlarını yitirdi.
Cem ise “kahırdan...”
....................
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Avrupa Konseyi Türkiye ile ilişkilerini “askıya almanın” eşiğindeydi.
Durum ciddiydi.
Daha önce yaşanmış Yunanistan örneği tekrarlanabilirdi.
Yunanistan’da da albaylar ihtilal yapıp yönetime el koymuşlardı.
Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası hem Kıbrıs Rum yönetimi, hem Atina’daki albaylar cuntası düşmüşlerdi ama bu arada Avrupa Konseyi Yunanistan’ın ipini çekmişti bile.
***
12 Eylül askeri yönetimi de aynı duruma düşürülmek üzere olduğunu görüyordu.
Kudüs’te çok eski bir bina.
Kapısında “Dünya Barış Evi” yazar.
Giriş katında Yahudiler için kutsal “Süleyman’a ait olduğu” iddia edilen bir mezar vardır.
Süleyman “Kuran-ı Kerim’de Nebi” olarak yer alır.
İsrail’in 3. kralıdır.
Kudüs’te büyük bir tapınak yaptırmıştır.
Museviler için “kutsal simge” isimdir.
Merhum Vehbi Koç’la Yeniköy’deki evlerimiz çok yakındı. Belki de “komşuluk” nedeniyle sık görüşürdük.
25 yıl boyunca bana ve eşim Canan’a esirgemediği dostluğu yaşamımın çok
değerli hediyesidir.
Özel konular da konuştuğumuz olmuştur.
Evlatlarının “en çok hangisini severdi?”
Aralarında hiç ayırım yapmazdı.
Ama... 3’üncü çocuğu Suna Kıraç için de “Bana en benzeyeni o” demişti.
Bir grup dost çarşamba öğle yemeklerinde buluşuruz.
Farklı siyasi görüşlerden olduğumuz için genellikle “politika konuşulmaz.”
Bizi bir araya getiren “arkadaşlıktır.”
Ama...
Yasak ya da sansür yok elbette.
Gündemde ağır basan bir konu varsa 3-5 laf edilir, kısa kesilir.
Kendi aramızdaki özel sohbetlere dönülür.
Bugün Donald Trump “tacını” takacak.
Prof. Duverger’nin başkanlar için söylemiyle o artık “seçilmiş kral(!)..”
“Emlak kralıydı” şimdi “ABD’nin kralı.”
ABD’yi de sahibi olduğu “emlak imparatorluğunu” gibi yönetmek isteyeceği şimdiden belli.
Yerkürenin iki süper büyüğünden ABD bu zihniyeti/bu üslubu dünya sorunlarına da yansıtabilir.
Zaten “küresel kaygı” da bu.
....................
Meslek büyüğümüz Abdi İpekçi çok ihtiyatlıydı.
Hiçbir zaman kesin konuşmaz, kesin yazmazdı.
“Beklenmedik bir gelişme olmazsa” gibi bir cümleyle başlardı.
***
Ben de Abdi Bey gibi bir giriş yapayım; “Eğer hiç beklenmedik bir gelişme olmazsa” kaydını düşerek, “görünen köyü” göstereyim.
Şunun şurasında birkaç gün kaldı.
Anayasa değişikliği ikinci turda da 330’un üzerinde oyla kabul edilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanır.
Reina’da oluk oluk kan akıtan Abdülgadir Masharipov’un yakalandığı notu önce telefonuma düştü.
Önce inanamadım.
Ardından...
İzlemekte olduğum TV tartışma programında “alt yazı” olarak geçince “Tamam” dedim.
“İnşallah sağ yakalanmıştır” diye konuştu iç sesim.
Bir canavarın yaşıyor olmasını -aldığı bunca cana rağmen- istiyor olmam bir çelişki değil.
Çünkü...