Meclis’te Türk tipi “Cum-hurbaşkanlığı sistemi” için birinci tur tamamlandı.
Çarşamba günü ikinci tur başlayacak.
Asıl “belirleyici” olan bu sonuncusu.
***
CHP geçen hafta direndi.
“Çarşambadan sonra daha da yüksek direniş performansı” göstereceği mesajını veriyor.
Hatta...
İKİSİ de genç, ikisi de başarılı. Şeffaf Oda konuklarım “Portakal Ağacı” kitabıyla Candaş Tolga Işık ve şarkılarıyla Brenda Berin Koç. Candaş Tolga Işık “Biyoloji” mezunu. Kanada’da “Genetik Mühendisliği” okumuş. Tatil için Türkiye’ye gelmiş, 2001 ekonomik krizi nedeniyle Kanada’ya dönememiş ve bir ilaç firmasında çalışmaya başlamış. O dönemde Türkan Saylan Hoca’yla tanışmış. Hem de hocanın kanserinin metastaz yaptığını öğrendiği gün. Anısını gözleri dolarak Şeffaf Oda’da anlatıyor.
İlaç firmasında çalıştığı dönemde dışarıdan röportajlar yaparak gazeteciliğe ilk adımlarını atmış. Ama işe gidemez olmuş ve sonunda ilaç firmasından kovulmuş. Radyoculuk, gazetecilik, TV programcılığı...
Ve bir de dergicilik...
Candaş Tolga Işık Posta gazetesi başyazarı... Ayrıca...
“Kafa, Diri Ozanlar Derneği, Fitbol” dergilerinin de kurucusu...
Tarih dergisinin yayınını da o sürdürüyor. Aynı zamanda “BJK’nın İletişiminden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi...”
2013’te çıkardığı “İthal Edilmiş Korkular” kitabından sonra geçtiğimiz ay “Portakal Ağacı” adlı kitabı çıkarttı.
Bu kez de “ABD’nin seçilmiş başkanı” Trump için “özel yaşam videoları” söylentisi gazete sayfaları ve TV ekranlarında.
“Rusların elinde olduğu” iddia edilen bu “kişiye çok özel” videoların, Moskova tarafından Trump’a karşı “şantaj” olarak kullanılabileceği söylentileri dolaşımda.
Trump da “yüksek dozda” öfkeli.
....................
Trump ve ailesi ilginç insanlar. Yaşamları TV dizisi olsa çok izlenir.
***
20 yıl kadar önce Trump’ı tenis oynarken seyretmiştim.
Zamanın akışında toplumların psikolojisi için “sinüs-kosinüs eğrisi” metaforu kullanılır.
Bu eğrinin görüntüsünü köşeme koydum.
Bir diğer ifade de “pandül (sarkaç)” teorisidir.
Aslında ikisi de aynı “gel-git” hareketini anlatır.
Birincisi “dikey”, ikincisi “yatay...”
Özü şöyle:
Şu sözü sevdim.
“Çoğul- culuk, -bütünlüğü korumak amaçlıysa- demokrasidir. -Bütünlük amaçlı değilse- kaos...”
Anayasa değişikliği, demokrasilerdeki “çoğulculuk” gereği farklı fikirlerin dile getirmesiyle ve bunların oylara yansımasıyla TBMM’de...
Elbette farklı görüşler, farklı oylar oluyor/olacak.
Ama...
Son tahlilde farklı partiler, farklı görüşler, farklı renkte oylara yansıyan iradelerin sahipleri “birlikte, barış içinde yaşama kararlılığını” göstermeliler.
Toplumda ve sınırların ötesinde de bu böyle algılanmalı.
ANAYASA değişikliği görüşmelerinde maddelere geçilmesi 338 oyla kabul edildi.
Fire, beklenenden biraz fazla.
“MHP’den olduğu” tahmin ediliyor.
Ama...
Gene de son oylamalarda 330’un üzerinde oyla anayasa değişikliğine “referandum yolunun açılacağı” söylenebilir.
330’un altı “sürpriz” olur.
Çünkü...
18 maddelik anayasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda.
“15 gün içinde tamamlanması” öngörülüyor.
“15 duyarlı” gün...
TBMM’deki -olası- “yüksek tansiyonun” dalga dalga topluma da yansıması siyasetin tabiatında var.
Sinir uçları zaten açık olan sosyal/siyasal yapıya daha da yüklenilmemesi için şu 15 gün boyunca mümkün olan “basiret” gösterilmeli.
.....................
18 maddelik öneri Anayasa Komisyonu’na geldiğinde bunun AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edilip geçeceğini görmek için “kâhin” olmaya gerek yoktu.
DAEŞ’in temel taşları “radikal/selefi inanç grupları…”
Bu bilinmeyen şey değil.
Ama ya “o temel taşlarına ilk harcın Irak’ın devrik diktatörü Saddam tarafından konulmuş olması?..”
İlginç...
Ve... İlginç olmanın ötesinde bu “harç” örgütün Batı dünyasını hayretler içerisinde bırakan “stratejik ve taktik ustalığının” da izahıdır.
...................
Birinci Körfez Savaşı sonrası Saddam azınlıktaki Kürtler ve özellikle nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiiler gibi “yerli isyancı gruplarla” uğraşmıştı.