En uzun 10 yıl

10 Mart 2004

Bir görüşe göre, o eksen, ikinci "Sakarya hattı" gibi görülmelidir.Sakarya hattı, Mustafa Kemalin söylemiyle "hat - ı müdafaa" idi. Kırılsaydı, tarih değişebilirdi.Enver Paşanın geri dönüşü ile başlayacak "macera" sürecinden tutunuz, "sath - ı müdafaa"ya kadar uzanacak bir altarnatif tarih oluşacaktı. O görüşte olanlar "Kerkük - Kıbrıs hattına" da "İkinci Sakarya hattı" teşhisini koymaktalar."Kerkük - Kıbrıs hattının kırılması, öngörülerden çok farklı bir alternatif tarih yazımını başlatır" uyarısında bulunuyorlar. Türkiye için "Kerkük - Kıbrıs hattı" önümüzdeki "en uzun 10 yılın" ekseni. Türkiyenin geleceği bu "duyarlı eksen" etrafında oluşacak. Uyarıyı yapanlar yurtsever ve deneyimli isimler.Uyarıları, sinir uçlarından beyne, "acı sinyalleri" gönderiyor.Ancak...Durum, keşke, "Sakarya hattı kadar net olsa..."O zamanlar, seçenekler, hiç kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktı.Çözüm, "silah namlusunun ucunda" idi."Sakarya hattı düşmeyecek, tam tersine, hattın ötesine geçilecek ve ülke işgalden kurtarılacaktı."Diplomasi masasına "galip devlet" statüsüyle oturulacaktı.Oysa..."Kerkük - Kıbrıs hattında çözüm artık namlunun ucunda değil.Galip devlet statüsünü Türkiye, hem KKTC ile hem de

Yazının Devamı

En uzun 10 yıl

10 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Türkiye için "Kerkük - Kıbrıs hattı" önümüzdeki "en uzun 10 yılın" ekseni. Türkiye'nin geleceği bu "duyarlı eksen" etrafında oluşacak.
Bir görüşe göre, o eksen, ikinci "Sakarya hattı" gibi görülmelidir.
Sakarya hattı, Mustafa Kemal'in söylemiyle "hat - ı müdafaa" idi. Kırılsaydı, tarih değişebilirdi.
Enver Paşa'nın geri dönüşü ile başlayacak "macera" sürecinden tutunuz, "sath - ı müdafaa"ya kadar uzanacak bir altarnatif tarih oluşacaktı. O görüşte olanlar "Kerkük - Kıbrıs hattına" da "İkinci Sakarya hattı" teşhisini koymaktalar.
"Kerkük - Kıbrıs hattının kırılması, öngörülerden çok farklı bir alternatif tarih yazımını başlatır" uyarısında bulunuyorlar.

Yazının Devamı

Alkışlayacağım

9 Mart 2004

Atatürkten sonra bir adım bile ileri gidilmemiş.Güneydoğumuzda kurulmakta olan ve demokrasi deneyimi "sıfır" Irak bile, yüzde 25 ile başlıyor. Türkiyedekilerden 5 kat fazla kadın milletvekili olacak.Nüfusunun ve seçmeninin yarısı kadın olan toplumlarda, kadın seçilmişlerin, siyasette böylesine az sayıyla temsil edilmeleri, "erkek egemen" yapının sürdüğünün kanıtıdır. Atatürk döneminde, kadınlara seçme - seçilme hakkı tanındığında bile kontenjan yüzde 5ti. Kadın parlamenter kontenjanı gibi, genel bakışı ortaya koyabilecek bir başka simge...Berlin - Altın Ayı ödüllü Duvara Karşı filminin oyuncusu Sibel Kekilli de insanlık ayıbıdır.Kekilli, daha önce Dilara takma adıyla 9 porno filmde oynamış.Bunu - ödüller açıklandıktan sonra - Alman medyası ortaya attı. İstisnalar bir yana bizde de "psikolojik linç" sürdü.Bir soru:"Sibel Kekilli değil de, filmin erkek oyuncuları Birol Ünel ya da Güven Kıraç, porno filmlerde oynamış olsalardı, medyada böylesine yankılanırlar mıydı?"Kimse buna "evet" cevabını veremez.Bir başka soru:"Ödül kazanan filmdeki erkek oyuncuların - hani mesela dedik - porno film de çevirdiğini, babası, erkek kardeşleri, medyadan öğrendikleri zaman, namus cinayeti konuşulur

Yazının Devamı

Alkışlayacağım

9 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Atatürk döneminde, kadınlara seçme - seçilme hakkı tanındığında bile kontenjan yüzde 5'ti.
Atatürk'ten sonra bir adım bile ileri gidilmemiş.
Güneydoğumuzda kurulmakta olan ve demokrasi deneyimi "sıfır" Irak bile, yüzde 25 ile başlıyor. Türkiye'dekilerden 5 kat fazla kadın milletvekili olacak.
Nüfusunun ve seçmeninin yarısı kadın olan toplumlarda, kadın seçilmişlerin, siyasette böylesine az sayıyla temsil edilmeleri, "erkek egemen" yapının sürdüğünün kanıtıdır.

Yazının Devamı

Ebru çiçeği

7 Mart 2004

Sesi menevişliydi.Sonra, gözleri pırıl pırıl, bembeyaz dişleriyle gülümsedi. Anlattı:"Önceleri öyleydi. Ama, artık karanfillerimin, güllerimin, menekşelerimin başları dik. Çünkü, yaşamla barıştık. Salonun diğer duvarlarında, son bir - bir buçuk yılda çizdiklerim var. Onlar da çiçeklerim. Acıyla değil neşeyle oluştular." Genç kadına "Çiçeklerinizin boynu bükük? Neşeli menekşeler bile dik değil. Neden?" diye sordum. Cevabı, "Onları çizdiğimde, yaşam beni çok kırmıştı" oldu. Adı... Eda Özbekkangay... Ebru sanatçısı.Atölyesi de, evi de ebru sanatının merkezi, Üsküdar Sultantepedeki Özbekler Tekkesi...Hoca Ahmet Yesevi geleneğinin "el işte, gönül oynaşta" sözünün tam yerini bulduğu, bin bir sanat ve zanaatın ustaları Hezarfenlerin evi...Ebru sanatını, Özbekistandan Türkiyeye taşıyan Hezarfen Şeyh İbrahim Efendinin ebru ve meşk yuvası...Eda Özbekkangay, Şeyh İbrahim Efendinin küçük torunu...Yetiştiği, yaşadığı aşı boyalı köşkü yansıtayım...Hilafet nedeniyle, hacca giden Özbekler, önce İstanbula gelirlermiş. Halife - padişaha saygılarını iletip hac için - simgesel - izin alırlarmış.Bu gelenekte, hacı adaylarının deve kervanları, Üsküdarın arka sırtlarındaki Sultan Tepede konaklarmış.

Yazının Devamı

Ebru çiçeği

7 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Genç kadına "Çiçeklerinizin boynu bükük? Neşeli menekşeler bile dik değil. Neden?" diye sordum. Cevabı, "Onları çizdiğimde, yaşam beni çok kırmıştı" oldu.
Sesi menevişliydi.
Sonra, gözleri pırıl pırıl, bembeyaz dişleriyle gülümsedi. Anlattı:
"Önceleri öyleydi. Ama, artık karanfillerimin, güllerimin, menekşelerimin başları dik. Çünkü, yaşamla barıştık. Salonun diğer duvarlarında, son bir - bir buçuk yılda çizdiklerim var. Onlar da çiçeklerim. Acıyla değil neşeyle oluştular."

Yazının Devamı

AKP - Tarihin sonu (!)

6 Mart 2004

Francis Fukuyamanın öngörüsü tepkiler çekmişti.Çok tartışılmıştı.Keşke, "Türkiyede AKP de demokrasi tarihinin sonu mu" sorusu, tepki dalgaları oluştursa. Akıllar başa gelse. Daha başka bir siyasal - ekonomik sistemin olamayacağı, bu anlamda tarihin sonunun yaşandığı" teorisi, Türkiyeye uygulanırsa, AKP de - yoksa - ve - ne yazık ki - "bu coğrafyada, tarihin sonu" gibi görülebilir mi? Önümüzdeki seçimlerde AKP oyları için öngörüler öylesine yükseklere tırmanıyor ki... Fukuyamaya çağrışım yaptırıyor.Genelde, yüzde 50nin "çok" üzerinde bir oy oranı - şu aşamada - bütün araştırmalarda görünmekte.Hatta yüzde 50yi bile "mütevazı" gösterecek, - tekrarlamak istemediğim - oranlar duyuyorum.İkinci parti görünen CHP için - medyaya da yansıyan - yüzde 12 dolaylarında oy, AKP için araştırmalarda görünen karbonatlı oy oranı için bir fikir verebilir.Türkiyede, DP, AP ve ANAP da tek başlarına iktidara gelmişlerdi.İzleyen ilk yerel seçimde oylarını jetlemişler, en olmadık yerlerde, örneğin, İzmirde seçim almışlardı, ama böyle yüzde 50leri çok aşan, hatta üçte ikiyi aşabilecek oranlarla değil.Buna rağmen, iki dönem seçim kazanmışlardı. Onları iktidardan - bu kez böyle şeyler akla gelmemeli - "ya

Yazının Devamı

AKP - Tarihin sonu (!)

6 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Daha başka bir siyasal - ekonomik sistemin olamayacağı, bu anlamda tarihin sonunun yaşandığı" teorisi, Türkiye'ye uygulanırsa, AKP de - yoksa - ve - ne yazık ki - "bu coğrafyada, tarihin sonu" gibi görülebilir mi?
Francis Fukuyama'nın öngörüsü tepkiler çekmişti.
Çok tartışılmıştı.
Keşke, "Türkiye'de AKP de demokrasi tarihinin sonu mu" sorusu, tepki dalgaları oluştursa.
Akıllar başa gelse.

Yazının Devamı