Deprem beşiğinde...

4 Şubat 2002

"Tut ki İstanbul'da deprem oldu. Betonların altında günlerdir bekliyorum" diyor... "Sonra, derinlerden bir ses tık tık tık... Duvara vuruyorlar. Sesleniyorlar: 'Kimse var mı?' Düşünüyorum... bana bunca saat sonra ancak ulaşabilmişlerse, İstanbul zaten bitmiş. Onlara sesleniyorum: 'Burada canlı kimse yok. Gidin." Çok seneler "nce... çok seneler "nce... 27 Mayıs' ın yaklaştığı günlerde Çetin Altan' ın gazetedeki k"şesi "beyaz" çıkmıştı.O bomboş beyazlıkta tokat gibi bir cümle: "Bugün canım yazmak istemiyor!.."Sayın' ın da "yle bir olası manzarada canı yaşamak istemeyebilir.Rus ruletinin "lüm yüzdeleri içinde "sağ kalma şansı" adil mi? Bu yazı için gazeteye gelirken, radyoda Ozan Sayın Akın dinliyorum: Barka'nın cenazesi "Geliyor - hazır olun" mesajı...Ne yazık ki Türkiye' yi, depremin yaklaşan ayak seslerine karşı bir deniz feneri düzeni ve bilinciyle çakarak uyaran, Barka' nın cenaze t"reni, onun layık olduğu "teşekkürü" yeterince yansıtmıyordu.Tenhaydı...Tıpkı...Deprem sonrası akıp giden zamanın beraberinde g"türdüğü heyecanın erozyon dramını yansıtmaktaydı.Ve...İstanbul'un "morfinli" ya da "boş verci" psikolojisini...Marmara'da K"rfez depremlerinin "şok"

Yazının Devamı

Deprem beşiğinde...

4 Şubat 2002


<#comment>Bu yazı için gazeteye gelirken, radyoda Ozan Sayın Akın dinliyorum:
"Tut ki İstanbul'da deprem oldu. Betonların altında günlerdir bekliyorum" diyor... "Sonra, derinlerden bir ses tık tık tık... Duvara vuruyorlar. Sesleniyorlar: 'Kimse var mı?' Düşünüyorum... bana bunca saat sonra ancak ulaşabilmişlerse, İstanbul zaten bitmiş. Onlara sesleniyorum: 'Burada canlı kimse yok. Gidin."Çok seneler önce... çok seneler önce...
27 Mayıs'ın yaklaştığı günlerde Çetin Altan'ın gazetedeki köşesi "beyaz" çıkmıştı.
O bomboş beyazlıkta tokat gibi bir cümle:
"Bugün canım yazmak istemiyor!.."Sayın'ın da öyle bir olası manzarada canı yaşamak istemeyebilir.
Rus ruletinin ölüm yüzdeleri içinde "sağ kalma şansı" adil mi?

Yazının Devamı

Aşk ve Yemek

3 Şubat 2002

100 bin kez sofraya oturuyoruz.Faal cinsel hayatta ortalama 4500 ilişkide 8' er saniyelik orgazm süreleri toplanmış; Sadece 10 saat.Bir "mürde sadece 10 saatlik doruk...Beslenmeyle cinsellik arasında güçlü bir bağ var.Yiyeceğe ve cinselliğe direnmek çok zor.šstelik...Bunlardan birinde çok yoğunlaşmak diğerinin tükenmesine neden olabilir.™rneğin...Çok yiyerek yağlanmış, şişmiş bir kadın ya da erkek cinsel çekiciliğini yitirir.Sadece vitrine "nem vererek, güzelliğe ve çekiciliğe yoğunlaşmak ise yemek hazzından yoksunluğu gerektirir. New York' lu kadınların başlattığı ve dünyaya yayılan bir formül ş"yle.Şık restauranlarda lezzetli yemeklerden birkaç lokma aldıktan sonra üstüne tuz ve biber boça etmek.Yenilemez hale getirmek.B"ylece hem lezzetlerden bir demet tatmak hem de vücudun çekiciliğini bozmamak.Ama...Artık "zellikle ABD' de tüm diyetlere isyan var.İnsanlar yiyor, yaşamın tadını çıkarıyorlar. Abartmamak koşuluyla yemek güzel şeydir. Ben onlara "ravioli dolgunu kadınlar" diyorum. ™mrümüzün 15 yılını yemekte geçiriyoruz. ™rtü ve çarşaf İyi bir yemek hala kur yapma zevkini sürdüren herkesi çekiyor. Yaşamın tadını çıkaranlar yatak "rtüsü altında olduğu kadar, sofra

Yazının Devamı

Aşk ve Yemek

3 Şubat 2002


<#comment>Ömrümüzün 15 yılını yemekte geçiriyoruz.
100 bin kez sofraya oturuyoruz.
Faal cinsel hayatta ortalama 4500 ilişkide 8'er saniyelik orgazm süreleri toplanmış; Sadece 10 saat.
Bir ömürde sadece 10 saatlik doruk...
Beslenmeyle cinsellik arasında güçlü bir bağ var.
Yiyeceğe ve cinselliğe direnmek çok zor.

Yazının Devamı

Kırılmaz vazo

2 Şubat 2002

TCK 312 ve 159 bağlamında MHP ve Anavatan arasında gerilim tırmanırken, iki taraftan da bilinen gevezeler patlamaya neden olabilirlerdi.Ekonominin ince ayarları bir anda zembereklerinden boşanabilirdi.Neyse ki geçen yılki kriz acı deneyimdir. Akortsuz ve "zensiz yükselen seslerin "çığ" oluşturduğu artık anlaşılmış bulunmakta. Polemik gerillalarının susturulması iyi olmuştur.Susturulmaları iyi olmuştur.Daha yapıcı bir yaklaşım için zaman kazanılmıştır.O süre sağduyuyla değerlendirilirse küçük birkaç dokunuşla TCK 312 ve 159' a AB standartları verilebilir. Son günlerin en olumlu s"ylemi "Bahçeli ve Yılmaz'ın kendi partilerine 'konuşmayın' demiş olmalarıdır." R"tarlı nabız Yılmaz ise "AB'nin 312 ve 159'da "ng"rülen değişiklikleri yeterli bulmaması nedeniyle bazı ek değişiklikler istiyoruz" yanıtını vermekte.Ancak... AB' nin maddelerdeki değişikliği yeterli g"rüp g"rmediği, liderler zirvesinden "nce Yılmaz tarafından biliniyor olmalıydı. Çünkü AB Genel Sekreterliği ona bağlı. Genel Sekreterlik , yasa maddelerinin hazırlanışına katkıda bulunmuşsa, yasa "nerisi liderlerin "nüne gelmeden uyarılarda bulunmalıydı. Yılmaz da Ecevit ve Bahçeli ile konuşmadan

Yazının Devamı

Kırılmaz vazo

2 Şubat 2002


<#comment>Son günlerin en olumlu söylemi "Bahçeli ve Yılmaz'ın kendi partilerine 'konuşmayın' demiş olmalarıdır."TCK 312 ve 159 bağlamında MHP ve Anavatan arasında gerilim tırmanırken, iki taraftan da bilinen gevezeler patlamaya neden olabilirlerdi.
Ekonominin ince ayarları bir anda zembereklerinden boşanabilirdi.
Neyse ki geçen yılki kriz acı deneyimdir. Akortsuz ve özensiz yükselen seslerin "çığ" oluşturduğu artık anlaşılmış bulunmakta.
Polemik gerillalarının susturulması iyi olmuştur.
Susturulmaları iyi olmuştur.
Daha yapıcı bir yaklaşım için zaman kazanılmıştır.

Yazının Devamı

TV programı öneriyorum

1 Şubat 2002

Konusu Arjantin' in ç"küşü.Başkent Buenes Aires' ten insan manzaraları çiziliyor...™rneğin İspanya ve Fransa konsoloslukları "nünde uzanan vize kuyrukları. Arjantin nüfusunun çoğunluğunu bu iki ülkeden 100 yıl "nce gelenler oluşturmakta.Şimdi gerisin geriye, ülkelerine g"ç ediyorlar.Belgeselde ş"yle s"yleşiler yer almakta: "Lokantada başgarsonum. Yıllardır bu işi yaparım.Herkesin cebinde para vardı.Yer, içer eğlenirlerdi.Her masa doluydu.Buranın patronu ile aram açılsa dert değildi... 100 metre "tede bir başka lokantada iş bulurdum. Olmazsa birkaç yüz metre "tede...Yani iş çoktu. Şimdi lokantalara gelen yok. Masalar boş. İşsiz kaldım. Şef garsonum ama bulaşıkçılığa razı oldum, gene aylardır iş bulamadım.Çaresiz, Avrupa'ya g"çeceğim." ARTE adlı TV Fransız TV kanalında bir belgesel dizi yayımlanmakta. šç kuruş on para Genç bir erkek ve eşi çocuklarıyla birlikte komşularına veda ediyorlar "Ev size emanet" diyorlar.Kameraya erkek anlatıyor: "G"rüyorsunuz, bahçe içinde güzel bir ev bizimki. İşsiz kalınca satmak istedim. Kriz nedeniyle verdikleri para kulübe fiyatından bile aşağıydı.Ortalık düzelir diye satmadım. Ama düzelmedi.Sonra kulübe fiyatına bile razı oldum ama

Yazının Devamı

TV programı öneriyorum

1 Şubat 2002


<#comment>ARTE adlı TV Fransız TV kanalında bir belgesel dizi yayımlanmakta.
Konusu Arjantin'in çöküşü.
Başkent Buenes Aires'ten insan manzaraları çiziliyor...
Örneğin İspanya ve Fransa konsoloslukları önünde uzanan vize kuyrukları.
Arjantin nüfusunun çoğunluğunu bu iki ülkeden 100 yıl önce gelenler oluşturmakta.
Şimdi gerisin geriye, ülkelerine göç ediyorlar.

Yazının Devamı