Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Dünyadan 1 Mayıs görüntü-lerini imrenerek izledim.
Bizden görüntüler ise yüreğimi sızlattı.
Dünyada meydanlar neşeyle, coşkuyla kutlamalara açıktı.
Çiçekler, müzik, oyunlar...
Türkiye’de ise “gaz banyosu” ve “TOMA’lar” ve de teknolojinin ileri aşamasını temsil eden “kale” adlı modifiye edilmiş çelik duvarlı, gözaltı odalı araçlar.
Bariyerler...
Çatışmalar...
Yaralılar...
Gözaltılar...
Vapurlar kalkmıyor.
Yollar kesilmiş.
Dükkanlar kepenk indirmiş.
Köprüde bile 4-5 saat bekledikten sonra insanlar umudu kesmişler.
Neredeyse adı konulmamış “olağanüstü hal.”
Yazarken bile içim daralıyor.
............................
Bir de dünya medyasına bakıyorum.
Çin haber ajansından Rusya’nın Sesi’ne kadar Türkiye’den çatışma görüntüleri, yaralıların ve gözaltına alınanların haberleri.
Gaza bulanmış caddeler...
Sadece sivillerin değil, yaralı polislerin de çekimleri...
Türkiye için senaryo yazılsa ancak bu kadar negatif propaganda yapılabilirdi.
Holly-wood’dan Türkiye’yi tanıtım yüzü olarak sinema oyuncusu seçenlerin bir de şu mayısın ilk günü Türkiye’sinden manzaraları düşünmeleri gerekir.
İki el bir baş içindir.
Acaba bu yasaklamalar olmasaydı gene bunlar yaşanır mıydı?
Taksim’deki son 1 Mayıs’ta tek bir kişinin burnu bile kanamamıştı.
Türk-İş 1 Mayıs kutlamalarını Kadıköy’de yaptı.
Olaysız, anlamlı bir mitingdi.
Demek üstüne gidilmezse böylesi de olabiliyor.
Öte yandan...
Bir iktidarın gücü meydanlara yürümeyi durdurabilir ama meydanlardaki coşkuyu kazanarak kuvvetini halktan almak da mümkün.
Öte yandan polise karşı şiddet de onaylanır şey değil.
...........................
“Türkiye yönetilmez, idare edilir” söylemi böyle bir şey mi?

Haberin Devamı

ARDA’YA ALKIŞ
Şu iç karartıcı tabloya Arda bir avuç gökyüzü.
Chelsea karşısında kusursuzdu.
Golüyle de bu oyununu taçlandırdı.
Ardından diz çöküp yüzünü çimlere gömdüğünde dua ettiğine eminim.
Metin Oktay’dan bilirim.
Anlatırdı:
“Golü attıktan sonra yere kapanır bir süre öyle kalırdım.
Sakatlandığımı düşünürlerdi.
Oysa ben dua ederdim, şükrederdim.”
Arda’ya da empati kurabiliyorum.
İspanyol televizyonlarından, farklı kanallarda tribünlerin Arda’ya tezahüratı gösterilmiş.
Müthiş bir sevgi seliymiş.
Arda iyi ki gitti.
Orada üstüne koymuş.
Avrupa’nın en iyi iki takımından birinde yıldızlaşmak önemli.
Real Madrid karşısında Avrupa Kupası finalini oynayacak.
Pırıltılı bir kariyer.
Türkiye için de Arda bir “tanıtım yüzü...”
Bir de şu onun yüzüne, beynine, yüreğine hiç uymayan sakalını kesse ya da kısaltsa.
O neşeli, coşkulu genç adama hiç alakasız bir yük gibi...