Uzun süredir "meteo balonları" bu sağanağın geleceğinin işaretini veriyordu.Cari açık, TL'nin olması gereken değeriyle makasın açıldığı, turizm gelirlerinin düşmekte oluşu, ekonominin kendi kodlarıyla sendromunu anlatımıydı.Siyasetçiler bu kodları iyi okumak yerine öfke tiratları yapmayı ve uyarı sahiplerini "felaket tellallığıyla, bozgunculukla" suçlamayı yeğlediler..................................Ayrıca... "Psikolojik" hatalar da yapıldı.Örneğin... "IMF'ye borcumuzun tamamını ödeyebiliriz" mesajı...Bu gücün var olduğunu zaten herkes biliyor. Ama o mesaj, ödeme gücü içeriğiyle değil "IMF'nin biletini kesmek" eğilimi olarak algılandı. IMF ile ilişki, istikrar programında devam disiplinidir.Bütçe ve dış ticaret açıklarının denetimidir.Ekonomide yeniden yapılanmadır.IMF'nin biletinin kesilmesi, bu yol haritasından çıkmak, sonu daha önce de yaşanmış serüvene sapmaktır. Merkez Bankası Başkanı süreci de psikolojik olumsuzluk nedenidir. Türkiye ekonomisinde kaptan köşküne güven aşınımı hissediliyor. Cumhurbaşkanı seçimi için AKP'de esen farklı rüzgârlar ve alınan erken seçim sinyalleri, siyasi istikrar yargılarında balans ayarlarını gerektirmiştir.Sıcak para zaten yüzde 150 kârı gerçekleştirmişken bunun yüzde 30'unu yüzde 40'ını bırakarak çıkabileceği görülmemiş ve "Türkiye'den çıkıp nereye yatırım yapacak ki!" söyleminin sığlığında kalınmıştır.................................Son 1 hafta içinde yüzde 10'u aşan fiili bir devalüasyon yaşandı. Bu bir fay kırılmasıdır. Uygulanan "dalgalı kur sisteminde" böyle sert kırılmalar olmaması gerekir.Çünkü... "Dalgalı kur" esnek ve zamana yayılmış kendini düzeltmenin sigorta düzeneğine sahiptir. Eğer "dalgalı kur" sisteminde fay kırılması olmuşsa, bu becerinin(!) sahibi ekonomiyi yönetenlerdir!...............................3-5 milyar dolar sokup çıkararak Türkiye ekonomisini çomaklayan, kanatan spekülatörlere Merkez Bankası 3-5 milyar dolar satış yaparak tokadı patlatsaydı, hele bunu iki kez yapsaydı, dünkü dram yaşanmayabilirdi. Onlar da artık Türkiye'ye bulaşmamayı ve balık avlayacakları bulanık suları başka coğrafyalarda aramayı tercih ederlerdi.................................Tabii... Asıl amaç TL'nin değerini iyice düşürüp, ihracatı artırmak ve cari açığı daraltmak ve o nedenle hiçbir müdahalede bulunmamak da olabilir.Ama... Böyle bir sürecin de psikolojik kırılmalar yaratmadan birkaç aya yayılarak gerçekleştirilmesi gerekirdi.Şimdi... YTL'deki fay kırılması fiyatlara yansıyacak, enflasyonu tetikleyecek, faizleri yukarı çekecek olursa bunun faturası iktidarın yanı sıra halka da kesilecektir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Sorunu henüz sorun olmadan çözmek, devlet adamlığıdır. Sorun, gerçekten sorun olduktan sonra ise "kriz yönetimi" uygulanır."Halı altına süpürmek" ve "ürkeklik"le "kriz yönetimi" olmaz, "krize eyyamcılık" olur.