FİLİSTİN’de ve İsrail’de çocuklar ölüyor. İnsanlık adına “durun” haykırışı için bu bile yeter sebeptir.
Çocukların öldürüldüğü savaşta din adına kullanılan isimlere bakın.
İsrail bu harekata “Bulut Sütun” adını vermiş.
Tanrı’nın varlığının tecellisini anlatıyor.
Tevrat’ın ikinci kitabı Exodus’ta (göç) kutsal olay şöyle anlatılıyor:
“İsrailoğulları Mısır’dan göç ederken gündüzleri rüzgarla savrulan hortum şeklindeki kum sütunu bulutlara dönüşür ve onları güneşten korurmuş.
Geceleri ise...
Ateşten bir sütun İsrailoğullarına yol gösterirmiş, rehberlik edermiş.”
2012’nin Kasım ortalarında İsrail’in vurduğu hedeflerden yükselen kapkara bulutlara benzerliği nedeniyle ve İsrailoğullarını koruyan içeriğiyle “bulut sütunu” diyorlar.
Tanrı sanki onlara rehberlik ederek hedeflerinde bulut sütunu görüntüsüyle tecelli ediyor.
Dinin siyaseten kullanılması için kahreden bir örnek...
Çocuk öldürmeyi Tanrı’nın rehberliği referansına bağlamak, yaklaşan seçimler için İsrail’in radikal sağ seçmenine selam.
Çocuk kanına bulaşmış bu selam gerçekten acı veriyor.
...............
Buna karşılık Hamas’ın İsrail’e gönderdiği füzeler için de “Sicil Taşı” ismi kullanılıyor.
Bu da dini bir referans.
Şöyle ki...
“Kur’an-ı Kerim’in Fil Suresi’nde bahsedilir.
Kabe’yi ve Müslümanları korumak için Allah tarafından gönderilen silahın adıdır. (*)”
Ne yazık ki İsrail’de de Hamas’ın Filistin’den ateşlediği füzelerle çocuk ölümü var.
..............
Biri...
Allah’ın rehberliğinde bulut sütunu adlı saldırıyla çocuk öldürmüş.
Diğeri...
Allah’ın silahı olarak adlandırılan “Sicil Taşı” füze saldırılarında çocuk öldürmüş...
İkisi de çocuk...
İkisi de tertemiz ve günahsız...
İkisi de çocukluk yıllarının masum güzelliğini yaşama-ktaydılar.
Yürek-lerinde kimseye düşmanlık yoktu.
İkisi de “Bulut Sütunu”nu veya “Sicil Taşı”nı hiç duymuş değiller.
Bu iki ifadenin canlarını alacak ikiz cellatlar olacağını bilemezlerdi herhalde.
Dini referanslarla çocuk öldürmek 21’inci yüzyıl dünyasında anlaşılır şey değil.
Yer küredeki her biri bunda kendi mesuliyet payını sorgulamalı.
Allah’a çocuk kurban etmek daha Hz. İbrahim Peygamber zamanında yasaklanmış değil miydi.
................
Türkiye’de de çocuklar, bebekler siyasi ideolojinin içi boşalmış kocaman söylemleri uğruna öldürülüyor.
Bütün bunlar utanç verici.
Siyaset analizinden önce insanlık analizi yapılabilen bir coğrafyada bunlar yaşanmaz.
CIA KADINLARI
JAMES Bond kadınları kadar CIA başkanlarının kadınları da ünlü.
CIA Başkanı General Petraeus tek bir kadın yüzünden istifa etmek zorunda kaldı.
“İkincinin de varlığından” söz edilmekte ama çeyrek porsiyon bir ilişki.
Daha önceleri Türkiye’de New York Times’ın temsilciliğini yapan Stephen Kınzer “başkanların kadınları” konulu bir makale yazmış. (**)
“Petraeus’u bir kadın yaktı ama 1953’ten 1961’e kadar küresel gerilimin en yüksek olduğu soğuk savaş yıllarında CIA Başkanlığı yapan Allen Dulles’ın 100 kadınla ilişkisi vardı ve görevini sürdürdü” mesajını veriyor.
Kız kardeşi Eleanor daha sonraları bu rakamı “en az 100” diye düzeltmiş.
Allen Dulles’in kadınları için tanımları da var.
Örneğin...
İrlanda-Fransız kırması bir kadın için “çekici” söylemini kullanmış ve parantez içine “güzel değil” izahını yapmış.
Başka kadınlar için birkaç tanım sıralayayım:
“- Geç saatlere kadar dans ettiğim ve şampanya içtiğim İngiliz kadın...”
“- Sevimli dul...”
“- Çok güzel duygular hissettiren partner...”
“- İngiliz genç kız...”
“- Duyarlı bir ruh...”
CIA Başkanı Dulles’in kadınlarından biri de analist olarak beraber çalıştığı kadın.
Adı Bancroft...
Bakın ne yazmış...
“Ortak çalışmamız romantik ilişkimizin, romantik ilişkimiz de işimizin üstündeki örtüydü.”
........................
General Petraeus kuyruğuyla başkanlık odasındaki bibloları deviren fil...
Başkan Allen Dulles kuyruğunu titretmeden işini halleden sessiz, işsiz kazanova.
.......................
(*) Taraf 18 Kasım 2012
(**) İnternational Herald Tribune 16 Kasım 2012