Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SİYASET takviminde “çözüm süreci” arazi vitesinde.
Zorlu coğrafyada “hız kesmeden” ilerliyor.
Hatta...
Tahminlerden daha hızlı.
Görünen ajanda şöyle:
- PKK’nın elindeki asker ve sivillerin serbest bırakılmaları.
- Nevruz’da PKK’nın “ateşkes” ya da “eylemsizlik” ilanı.
- Yazın ilk aylarında Türkiye’deki PKK’lıların, sınırın öte yanına geçmeleri...
*
PKK’nın “silah bırakma” aşamasına geçmesi ve “Kürt sorununun” adil, demokratik, eşit statüyle artık geride kalması için de çok beklenmeyeceğini düşünmek istiyorum.
Bütün bu takvim yapraklarında Ankara’nın da hayata geçirmesi gereken “köklü dönüşümler” -elbette- olacak.
Fakat...
Bugünden bakıldığında “fırtınalar koparır” diye düşünülen veya öyle görünen o dönüşümler “zamanın ruhuyla” hayli hacim kaybedecekler.
Nasıl ki bugünlerde yaşananlar daha 3-5 yıl hatta geçen yıl “mümkün değil” gibi algılanıyor idiyse, önümüzdeki süreçte “zor” veya “imkansız” diye görülen “köklü dönüşümler” de çok yadırganmayacak.
Tabii ortamın “güven artırıcı” rotada kalması koşuluyla.

TARİHİ DEĞİŞTİRMEK

UZAK olmayan gelecekte “çözüm” Türkiye’nin tarihini değiştirecek “büyük ikinci başlangıç” olabilir.
Sadece kanın durması bile 30 yıllık özlem sonrası “mutlu” kavuşmadır.
Kaldı ki “çözüm” çok daha ileri bir noktayı, “milat” diyebileceğimiz “yeniden doğuşu” işaretler.
“Tarihi değiştirmek” derken, biraz daha açayım.
Kuzey Akdeniz kuşağı bir “iç savaşlar” fay hattıdır.
İspanya’dan başlayarak İtalya, Sırbistan, Kosova, Yunanistan ile sürmüş ve Türkiye’nin Trakya sınırına dayanıp, durmuştur.
Buna “fay hattının bekleyişe geçtiği” teşhisi de konabilir.
Buna “uykuya yatmış” deniyor.
O fay hattını uyandırmak, harekete geçirmek için içeriden ve dışarıdan çok çabalar oldu.
“Sol-sağ” çatışmaları...
“Sünni-Alevi” yurttaşları karşı karşıya getirme oyunları...
Ama...
100 yıla yakın süredir en çok “Türk ve Kürt” çatışması için sinsi ya da açık tezgahlarda pis desenler dokundu.
Hala sürüyor.
“Çözüm süreci” sonuca ulaşırsa Kuzey Akdeniz’i boydan boya kat eden ve Türkiye’ye dayanan “iç savaş” fay hattı kurtulmuş olacaktır.
Bu beklentiler “tarihin çöplüğüne gömülecektir.”
Aslında...
Türkiye’nin insanları zaten birlikte yaşamayı seven bir üst yapıyı sunmakta.
Bütün kamuoyu araştırmaları bunu ortaya koyuyor.
Şimdi gerekli olan o üst yapının sağlam zeminini sağlamaktır.
Yani...
Üst yapıyla uyumlu “altyapıyı” oluşturmak.
Zemini, yukarıda bahsettiğim “Kuzey Akdeniz fay hattının hareketlenmesiyle çöküntüler ve kırılmalar” tehdidinden kurtarmak.
İşte...
“Milat” söylemini bu nedenle kullandım.
Tarihi değiştirmek umudu bu nedenle çok önemli.
***
AK PARTİ’ye karşı veya destekliyor olabilirsiniz.
Fakat...
“Zamanın ruhu” derken bir önemli gerçeğin de altını çizmeliyim.
Tek başına ciddi çoğunluğa sahip bir iktidarın yönetimi ve çözümü hedeflemesi önemlidir.
Parçalı ve pamuk ipliğine bağlı hükümetlerle böyle bir projeyi bırakın hayata geçirmeyi, düşünmek bile fantezi olur.
***
“Çözüm sürecine” omuz vermek öncelikle “kanın durması” gibi bir moral değer hedefini güden “insani görevdir.”
Ve...
Bu güzelim topraklarda hep birlikte eşit, mutlu ve demokrasi içinde yaşayabilmeye destek “vatandaşlık” gereği ve sorumluluğudur.
***
Biliyorum hiç kolay değil.
“Mayınlı arazi de meçhulümüz değil.”
Fakat...
“Bardağın dolu yarısını görmek” klasik söyleminin ötesinde bir çıt daha ilerisiyle noktayı koyayım:
“Başarıları iyimserler inşa eder...”
***
Not: Bir gezi nedeniyle cumartesiye kadar yokum.
Müsaadenizle...