Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Schalke maçı öncesi “futbol geyiği” çeviriyorduk.
Drogba’nın Akhisar’a attığı ve attırdığı gol sonrası bizim “aslanlar cemaati” öyle bir gaza gelmiş ki, ayaklar yerden kesilmişti.
“Avrupa Şampiyon Kulüpler kupasını kaldırmak, hiç değilse final oynamak” falan konuşuluyordu.
Arkadaşlara “beklentiyi bu kadar yükseltmeyin” dedim.
“63’üncü dakikaya kadar bizimkilerin durumunun hiç de parlak olmadığını” hatırlattım.
Üstelik “Schalke, Akhisar değil“ diye ekledim.
Ne yazık ki “beklenti çıtasının fazla yükseklere konulduğu” maçın bitiş düdüğüyle birlikte skor levhası tarafından kanıtlandı.
Sporla girdim ama asıl amacım siyaset için “Schalke öncesi havalara girmeyi” Kürt sorununda “çözüm sürecine referans göstermek...”

Haberin Devamı

KAÇ PKK VAR
İMRALI görüşmelerinin olumlu çizgide sürdüğü “Abdullah Öcalan’ın verdiği işaretlerden” anlaşılıyor.
Örneğin...
“İmralı’ya, BDP’den kimlerin gelmesi gerektiği” konusunda, kardeşi Mehmet Öcalan aracılığıyla duyurduğu “isimler önemli değil” gelsinler konuşalım mesajıdır.
BDP’nin “isimleri biz belirleriz” ısrarıyla oluşan düğüm bu mesajla çözüldü.
Başbakan Erdoğan’ın itiraz etmeyeceği/etmediği 3 isim “bizim” için BDP tarafından, Adalet Bakanlığı’na “resmen” bildirildi.
Şimdi...
Beklenti “Öcalan’ın, BDP’lilerle görüşmeleri sürdürmesi, MİT’in devrede kalması ve pek de uzak olmayan bir gelecekte PKK’ya silah bırak çağrısında bulunması...”
Burada “beklentilerin gene köpürtüldüğü ve yükseltildiği” kaygısındayım.
Gaz vermek kolay da fren yapmak, freni tutturmak zor.
“Anayasa’da değişiklik-lerden” başlayarak birçok “duyarlı” siyasal, psikolojik, mayınlı coğrafyadan patlamalar olmaksızın geçildiğini düşünelim.
Öcalan’ın çağrısına bir bütünlük halinde PKK’nın uyacağı konusunda ciddi soru işaretleri var.
Öcalan’dan sonraki en güçlü isimlerden Murat Karayılan’ın “evet” dediğini farzetsek bile, PKK’da başka sesler olmayacak mı?
Örneğin...
Daha şimdiden PKK’nın dağdaki kadrolarının büyük bölümü Suriye’ye geçti.
Suriye kökenli olan Fehman Hüseyin -alınan istihbarata göre- hiç de Türkiye’deki beklentilerle örtüşen havalarda değil.
PKK’nın Suriye kolu olan PYK’ya “ikinci Kandil” gözüyle bakılıyor.
Orada Kuzey Irak’la dirsek temasında olacak bir Kürt “devlet cenini” PKK’dan seslerin uyum içinde olacağı “orkestrasyon” yerine akortsuz sazlardan dinletiler üretebilir.
Sadece Suriye’deki PKK değil...
PKK güçlerinin bir bölümü de İran’da...
Tahran’ın da Ankara’ya “çözümü” gümüş tepsi içinde ikramla katkıda bulunacağını sanmak “saflık” olur.
Bunlara “Avrupa’daki PKK’yı” da ekleyin.
Başbakan Erdoğan’ın “PKK’yı başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB ülkelerinin proteinlediği” söylemiyle birlikte okuyun.
Sadece İmralı ve Kandil değil karar merkezleri.
IRA, İngiltere ile anlaşmaya vardığında, kendi içindeki “silah bırakmamak için direnen” gruplar hatırlansın.
Her gün dikkatle okuduğum Abdülkadir Selvi Güney Afrika’dan örnek veriyordu.
Siyah Afrika’yla anlaşma eşiğinde, beyaz Afrikalıların silahlı örgütleri süreci kundaklama eylemleri yapmış.
Türkiye’nin içinde de “çözüm sürecine” mayınlar hiç döşenmeyecek mi?
..............................
İşler kolay değil.
Ancak...
Çetin Altan’ın söylemiyle enseyi gene de karartmayalım.
Cumhuriyet kurulurken de dışarıda ve içeride böyle, hatta çok daha zorlu tezgahlar vardı.