Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ÖNCE “dumanın yön değiştirmesi önemliydi” diye başlayayım.
Ateşin dumanı, Öcalan’ın çağrısı ve Kandil’den eylemsizlik çağrısı ile “barışa doğru” yön değiştirdi.
Çözüm sürecinin rüzgarı sonuca varıncaya kadar bu güçle sürecek mi?
Göreceğiz...
Ama...
Dumanın barışa doğru yön değiştirmesi gibi gene önemli bir “artıya” daha işaret edeyim; “Söylemler de barışa evrildi.”
Ağzımız “barışa” alışıyor.
Psiko-lojimiz “barış odaklı” şartlanmakta.
Bu unsurlarla oluşan “ortak akıl” çözüm sürecinin yol alacağı sağduyu zeminidir.
Aktörlerin karınlarından başka türlü konuştukları, kafalarının arkasında başka planlar olduğu mümkün fakat nehrin sularının geriye akamayacağı bir vadi görünmeye başladı. Vahim yanlışlarla “seraba dönüştürülmesin...”

Haberin Devamı

YARI KÖR, YARI SAĞIR

İVME kazanan “çözüm süreci” için güzel bir tanım okudum:
“Çözüm süreçleri bir gözün kör, bir kulağın sağır olduğu süreçlerdir.”
Her gün satırlarını ilgiyle okuduğum yazarlardan biri olan Abdülkadir Selvi Yeni Şafak’ta böyle yazmış.
Anlamı çok açık.
Başka türlü böylesine netameli bir süreç devam ettirilemez, sonuca erdirilemez.
Buna bir ilave yapayım.
Gören diğer göz, işiten diğer kulak geçmişle hesaplaşmayı kör göze, sağır kulağa bırakmalı, ilerinin rehberi olmalı.
Selvi yazısında “3 aşamalı takvimi” anlatıyor.
1- Temmuz sonuna kadar sınır dışına çekilme.
2- Temmuz-eylül arası ise hazırlık süreci.
Bu süre, dağdan inecek silahlı unsurlar için yapılacak olan hazırlık dönemi olarak değerlendirilecek. Yerel yönetimler yasasına konulan şerhin kaldırılması başta olmak üzere, ihtiyaca göre gereken yasal düzenlemeler yapılacak.
3- Eylül ortası 31 Aralık tarihleri arası ise silahların bırakılması ve dağdan iniş süreci.
Yılsonuna kadar üç aşamalı takvimin tamamlanması öngörülüyor.
Çekilme sürecinde üzerinde neredeyse fikir birliği olan bir nokta var.
O da örgüte katılmış ama hiçbir eyleme katılmamış militanların durumu. Çekilme sürecinde bunların tamamının yurtdışına çıkmasına gerek duyulmuyor. Ayrıca PKK da dağdaki lojistiğinin bu kadar sayıyı kaldıramayacağı kanaatinde.
Sayıları 225-250 arasında olan örgüt liderleri ve eylemlere katılmış, haklarında yasal takibat yapılmış olanların dışındakilerin, sınır dışına çekilirken de, dağdan inerken de, ‘Ruh gibi çıkıp, ruh gibi içeri girmeleri ‘ düşünülüyor.
***
Burada sınır dışına çekilmenin haziran ya da temmuz sonuna kadar gerçekleşmesine “Kandil’den bakışın farklı olduğuna” işaret etmeliyim.
Kandil’de görüştüğü Hasan Cemal’e, PKK’nın -Öcalan’dan sonraki- ikinci adamı Murat Karayılan “sonbahara sarkabilir” dedi.
Yani... Takvim öngörülenden daha uzun süreye yayılabilir.
Bunun da “süreci bozacağı” söylenemez. Fakat...
Zaman kazanmak, İmralı’ya karşı çıkmak yerine sürüncemeye sokmak gibi bir niyet varsa o başka.

BÖREK AÇAN PKK’LI KADINLAR

ABDÜLKADİR Selvi sürecin ilerleyen aşamalarında karşı karşıya kalınması mümkün sorunlara da satırbaşları açmış.
Örneğin...
“PKK’nın kadınları, ellerini tetikten çekip, evlerine döndüklerinde börek açmaya nasıl alışacaklar?”
Hoş bir metafor.
O sorunları da yansıtayım:
1- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliğini taşıyan ailelerin Mahmur Kampı benzeri yerlerde doğan ama hiçbir kimliğe sahip olmayan çocuklarının durumu.
2- PKK’nın kadınları. Sayıları 750-1000 arasında olduğu tahmin edilen ve örgütte etkili bir güç olan kadınların durumu. Örgütte bomba düzeneklerinin hazırlanması, mayın yapımı ve bakımı gibi görevler üstlenen kadınların topluma kazandırılması ciddi bir sorun teşkil edecek gözüküyor. Mayın hazırlayan eller, börek açıp, kocasına çocuk doğurmayacak. Bunların topluma kazandırılması, demokratik siyasi mücadeleye kanalize edilmesi gerekiyor.
3- BDP’nin çözüm sürecini Meclis’e onaylatma talebi, iktidarın gündeminde yok. Ancak şuna yeşil ışık yakabilirler.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulacak bir komisyon, çözüm süreçlerine yönelik sabotajları araştırabilir. Bunun için çözüm süreçlerinin aktörleri ve bölge halkıyla konuşup, hazırlayacağı raporla sürece katkı yapabilir. Bu seçenek iktidarın masasındaki en üstte duran dosyalar arasında yer alıyor.
***
Ve nokta:
“Çözümde psikolojik eşik aşıldı. Şimdi sıra çözümü kurumsallaştırmaya geldi.”