Formula 1 izlenimlerine dünden devam..."Kralların asaleti, tam zamanında gelişleridir" diye bir söz vardır.Monaco Prensi Albert de tam ilan edilen saatte yerini aldı ama sadece "1 dakika bile geç kalmayışıyla" değil, Monaco caddelerini dolduranlara "en değerli ziynet tevazudur" söylemini de doğrulayarak...Beyaz motosikletli bir polis, arkada siyah bir cipin direksiyonunda Prens Albert... Hepsi bu.Ne bir alay motosikletli, ne mavi çakar lambalarıyla polis araçları, ne kara gözlüklü, siyah giysili korumalar, ne de makam şoförü...Sağ eliyle direksiyonu kullanıyor, sol elini sallayarak da alkışlayanlara selam veriyordu.Bu görüntü, sıralama yarışlarının yapıldığı cumartesiye ait.Formula 1'e ise ertesi gün daha da şaşırtarak geldi.Elektrikle çalışan küçücük Smart araç kullanıyordu.Büyük kentlerde bu tür araçlar önceleri genç kızların tercihiydi... Şimdi ise yakıt kirlenmesi yapmadığı için çevre özeni gereği ve küçük boyutunun kolay park olanağı vermesi avantajıyla bu araç "kent otosu" haline geldi.....................................Eva Herzigova'nın da podyum aldığı, Formula 1 pilotlarının eşleri, sevgilileri ve kız kardeşlerinin "sosyal sorumluluk" amaçlı defilesindeydik. Kenarda kıyıda kalmış 3-5 kıytırık koltuk bulduk. Meğer Prens'e ve konuklarına ayrılmış.Tabii hemen kalktık.Ne prens ne de yanındakiler birinci sıra meraklısı...Mikrofonu alıp uzun uzun günün mana ve ehemmiyetini anlatan konuşmalar da yapmadılar."Formula 1'in Monaco'ya kazandırdıklarını ve bu olayın altındaki iktidarın imzasını" gözümüze sokmadılar(!!)....................................Monaco bir vergi cenneti.O nedenle dünyanın her tarafından "oturma izni" ya da "yurttaşlık" alanlar gelip yerleşiyor.Her hafta bir büyük etkinlik, küresel ilgiyi bu küçücük kente çekiyor.100 metrekare başına en fazla Rolls Royce, Bentley, Ferrari, Porche, Mercedes otomobiller bu prenslikte... Bütün pahalı modaevlerinin tabelalarını görmek mümkün. Monaco dolmuş. Denizden toprak kazanarak ancak büyüyebiliyor.Herhalde dünyanın en pahalı kenti......................................Sıralama turlarında Michael Schumacher en öndeydi. Alonso ise ikinci...Öyle bir elektronik sistem kurulmuş ki, pilotların kulaklıklarına tüm bilgiler gidiyor, yarış araçlarında yaşanan her şey bilgisayarlara kaydediliyor.Schumacher'in kulaklığına "Alonso en iyi zaman turunu yapıyor" mesajı gidince, 7 kez dünya şampiyonu olan bu büyük yarışçı, sanki aracı arıza yapmış gibi yavaşlayarak durdu. Arkasından gelen Alonso da durmak zorunda kaldı. Böylece Schumacher ertesi gün yapılacak Formula 1'de, ilk sırada depar almayı amaçlamıştı.Bu önemli... Çünkü Monaco'da yarış, dar sokaklarda yapıldığı için bir aracın diğerini geçmesi çok zor.Depara birinci sırada çıkan, yarışı da genellikle birinci bitiriyor.Mümtaz Tahincioğlu, "Hakem heyeti, ceza olarak Schumacher'i yarınki yarışta sonuncu başlatır" dedi. Görüşü doğrulandı.Hakemler gece 3 saat toplandılar. Sonunda "Schumacher'in aracında arıza olmadığı, arıza olsa bile sağa geçerek durabileceği, Alonso'nun önünü kasıtlı kapattığı" sonucuna vardı.Ertesi gün yarışa Alonso birinci, yılların büyük Schumacher'i sonuncu sırada depar alarak başladı ve Schumacher 5. olabildi. Ama yaşadığı utanç nedeniyle moralite derecesi daha da aşağılardaydı.Henüz 22 yaşındaki genç Alonso ise tabii birinci oldu.Evet... Dünya da büyük bir pist...Her meslekte koca koca adamlar ne yazık ki kendilerinden genç olanların başarılarını içlerine sindiremiyor. Yalana, hileye başvuruyor.Belden aşağı vuruyorlar. g.civaoglu@milliyet.com.tr Shakespeare'e göre "dünya büyük bir sahne. Herkes oyuncu..." Belki de "dünya büyük bir pist... Herkes yarışıyor bir ömür boyu..."