İstanbul'da Avusturya Lisesi'ni bitirdikten sonra Almanya'ya gitti ve mimaride doruklara tırmandı.Almanya'da 115 bin mimar var. Onlar arasından sıyrılarak bir dizi önemli yarışmada projelerini seçtirmek ve büyük bir mimari büronun kurucusu olmak önemlidir.Dünya üçüncülüğü için karşılaşma, Stuttgart Stadı'nda olacak.Kendi imzasını taşıyan stadyumun sıralarında o, maçı izleyecek.................................İtalya-Almanya maçını bir grup, televizyondan birlikte izledik.Mete Arat, daha başında "Bilesiniz ki, ben Almanya'yı tutuyorum" dedi.Kimimiz de "İtalya kazansın" istiyorduk.Koltuklara gömüldük. Ayaklarımızı puflara uzattık. Ellerimizde buz gibi biralar... Önümüzde, köprüden adalara, Topkapı'ya geniş açılı şıkır şıkır İstanbul manzarasını fon aldık. Televizyona odaklandık................................Mete Arat, Almanya'da yaşayan Türklerin tutumuna örnekti.Almanya'yı destekliyordu.Futboldan da iyi anlıyor.O nedenle sohbeti daha da keyifliydi.Maç boyu, bir yandan da onun Almanya Milli Takımı için gözlemlerini dinliyorduk.Örneğin... Almanya'nın Teknik Direktörü Juergen Klinsmann'ın aslında ABD'de yaşadığı...Juergen Klinsmann, bütün yaşlıları saf dışı bırakmış. Tamamen gençlerden bir takım oluşturmuş. Örneğin yarı siyah David Odonkor... Klinsmann onu oyuna soktuğunda, Arat, olağanüstü süratinden söz etmişti. "Maçın seyirini değiştirebilir" yorumunu yapmıştı. Gerçekten de Odonkor, İtalya'nın sağ tarafını zaman zaman çok zorladı.Klinsmann'ın gençleştirme operasyonu elbette epey tepkiyle karşılanmış. "Gitsin Amerika'da otursun. Coca cola içsin" diyenler çokmuş.Maçlar başlarken Almanya'dan pek umut yokmuş.Ancak... Klinsmann'ın gençleri, çok diri ve mücadeleci bir futbol ortaya koydular. Yarı finale kadar çıktılar.Final bile oynamaları olasıydı.Son 2 dakikada umutlar karardı.Ama...Bu da büyük başarı.İtalya, birinci golü attığında Mete Arat, "Bravo!" diyerek ayağa fırladı.Hemen ardından o müthiş ikinci gol geldiğinde zaten ayaktaydı. İtalya'yı alkışlıyordu.Maçı anlatan spikerin ve yorumcunun "Tribünlere bakın, Almanlar, İtalyan Milli Takımı'nı ayakta alkışlıyorlar" sözleri ile onun tavrı örtüşüyordu.Sonuç...Mete Arat da, Almanya'da yaşayan ve çalışan milyonlarca Türk gibi bu kupada Alman Milli Takımı'nı destekledi.İki toplum arasındaki bu yakınlaşma, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı rüzgârların hız kesmesine, hatta olumluya dönüşmesine neden olabilir. Spor ve sanat, "sahici" duygular ve tavırlardır. Toplumları yakınlaştırmakta siyasetçilerden çok daha etkili.Öte yandan Mete Arat'ın İtalyan Milli Takımı'nı ayakta alkışlaması ise, dünya vatandaşlığının bir yansımasıdır.Sanıyorum tribünlerdeki binlerce Türk de Almanlarla birlikte aynı şeyi yapıyordu.AB'li olmanın ölçütlerinden biri de, bu kültür düzeyidir. Kendimizi sorgulamakta yarar var.Son 2 dakikada Türkiye Milli Takımı 2 gol yeseydi, tribün manzaraları böyle mi olurdu?..Koltuklar sökülür, sahaya mı atılırdı?..Hakeme karşı bir koro mu oluşurdu?..Soyunma odalarına giden koridorda neler yaşanırdı?....................................Bu maçtan bir sonuç daha...Takımlar giderek performansta eşitleniyor. Farkı yaratan sadece "büyük ustalar..."İtalya'nın Almanya'ya üstünlüğünü, işte bu şarap gibi yıllanmış usta topçular vurguladı. Sadece futbol değil, siyasette, bilimde, iş hayatında, hatta gazetecilikte geçerli bir kuraldır bu.Eşitler arasında birincilik, bu tür "artı" adamlarla sağlanır...................................Yer yerinden oynasa, gene de Türkiye'nin ve dünyanın gündemi futbol. g.civaoglu@milliyet.com.tr Stuttgart Stadı'nı Dünya Kupası maçlarına hazırlayan projenin altında Türk mimar Mete Arat imzası var.
