GoyaBoyner'in T-Box'undan ve rock grubu T-Rex'inden sonra ilginç bir deyim; "T-BRIC."Açılımı şöyle: Gelişmekte olan ülkelerin "kaplan" olarak önde gelenleri anlamına geliyor.Bresil, Russia, India (Hindistan) ve China (Çin) kelimelerinin baş harfleri BRIC... Başına Turkey (Türkiye)'nin T'si konunca T-BRIC grubu oluşuyor. Yani... Küresel umut olan 5 yükselen ülkeden biri... Bu deyim, geçen hafta toplanan "FORUM İSTANBUL" adlı beyin fırtınalamasında kullanılmış.Telif hakkı sahibi, Avusturyalı iktisatçı Simon Quijano-Evans...Bunları Referans'ta David Judson'un yazısından yansıtıyorum.Yaşadığımız ekonomik "sağanak" ve Hrant Dink'in yargılanması bağlamında o yazıdan seçmelerle devam.................................."FORUM İSTANBUL" 2 gün süren bir "fikir açık büfesi..."Devlet Bakanı ve felsefe profesörü "To exist is to co-exist", yani "Var olmak demek, birlikte var olmak demektir" söylemiyle yaklaşalım..................................Türkiye, ekonomisiyle, yapılanmasıyla, AB yolundaki yürüyüşüyle, T-BRIC demetinde yer almış bulunuyor.Bu, gerçek bir başarı öyküsüdür.Ancak...Tıpkı umut takımı gibi görülmelidir T-BRIC...Henüz Süper Lig'de oynamayanlardır.Bu demetten Türkiye'nin yurttaşlarıyız.Mademki, "Var olmak, hep birlikte var olmaktır", bu ortak yazgıyı paylaşmakta "kucaklaşmak, omuz vermek" kadar "öz eleştiri, eleştiri" de vardır.Eleştirilenler, bu gerçeğin karşılıklı hoşgörüsü ve saygısı içinde olmalıdırlar.Yoksa... Her eleştiriye görünmez mürekkeple kelime aralarına yazılmış "it" sıfatı güzel olmuyor.Çünkü... Mehmet Aydın'ın ortaya koyduğu "birlikte var olmak" gerçeği, hepimizi aynı kervanın yolcuları yapmış bulunmakta.Aklımızı uyuşturmak/uyutmak ve birbirimiz için canavar imajları üretmek yanlış.Atatürk'le başlayan çağdaş demokrasi hedefli büyük yürüyüşün nesilleriyiz.................................Dün gazeteci Hrant Dink'in duruşmasında çıkan olayları "kaygıyla" okudum. TV ekranlarından izledim.Dink'e yöneltilen suçlama, "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs..."Davayı etkilememek amacıyla içeriğine girmiyorum.Buna karşılık...Orada yaşananlar "adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs" manzaraları değil miydi?Dink'e "şerefsiz" ve "hain" diye bağırmak, etrafını sarmak, yüzüne tükürmek, "Seni kim koruyacak?" diye tehditler yöneltmek, Dink'in avukatlarına bozuk para ve çakmak atmak, aklın yolu değildi.Onların milliyetçilik damarlarını ısıtan kandaki duygusal katkıyı anlıyorum.Duyarlık, bir gençlik gerçeğidir.Ne var ki...Bu tür dışavurumlar, Türkiye'nin demokrasi, özgürlükler ve hukuk devleti değerleri üzerine ciddi kuşku gölgeleri düşürür.Türkiye'nin Süper Lig'de oynaması için "kuşkular" üretir.Türkiye'nin Atatürk'le başlattığı çağdaşlık yürüyüşü yolunda engellere neden olur.Ayrıca... Çağdaş bir demokrasi ve hukuk devletinde kimsenin kimseye hakaret hakkı ve yetkisi yoktur...............................Akıllarımızı uykunun rahatlığına koyuvermeyelim. g.civaoglu@milliyet.com.tr Akıl uyuyunca canavarlar ürer.
