Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oliver Roi, "İslami Siyasetin Çöküşü" kitabında bu saptamasının nedenini "hiçbir yenilik üretilememiş olmakla" açıklar. Gerçekten "İslami siyaset" Batı'nın ekonomik/teknolojik üstünlüğüne karşı psikolojik eziklik ve öfke gibi tepkiler veren Müslüman toplumlara "umut" olarak görünmüştü.Muhalefetteyken bu iddialar onlara sandıklarda prim yaptı.Ancak...İktidara geldiklerinde görülmüştür ki, çağın Batı toplumlarına alternatif ve yeni bir "ekonomik model" koyamıyorlar.Bunun en belirgin örneği İran'dır.Diğerlerindeki "İslami yönetimlere" gelince...Avrupa/ABD parasına, Avrupa/ABD bankalarına ve faize dayalı küresel ekonominin parçası olmuşlardır.Batı'nın uçaklarını, otomobillerini, bilgisayarlarını, yazılımlarını, standartlarını, bilimini kullanıyor. Paralarını Batı bankalarında tutuyor. Çocuklarını ABD'de, Avrupa'da okutuyor. Batı'nın güvenli kentlerinde konutlar alıyor.Bütün bunların hangisi "İslami siyaset?"Bu gerçeklerin üstüne gözlerden belki saklanabilir umuduyla "başörtüsü" örtülüyor.İslam toplumlarının dikkatleri "başörtüsü"ne saptırılıyor.Oliver Roi'nin anlatımlarından çıkan mesaj şu:"İslami siyaset" hayatta kalabilmek için "başörtüsü"nü tahlisiye sandalı gibi görmekte. Elbette gerçekten inançlarını yaşayanları hariç tutuyorum................................"İslamda kadının konumu ve kadının örtünmesi" bütün alanlarda diğer partilerle örtüşen İslami siyasetin "tek" farkı olabiliyor. Bu bağlamda örtünmek muhafazakâr tabanla "iletişim parolası" ya da "flama" gibi algılanabilir................................7 örtülü işkadını ile röportajları yansıtan kitap ilginçtir.Bu başarılı işkadınları "cemaatin" erkeklerini sorguluyorlar."- Bize kapalı olan üniversitelerde onlar 'kusura bakmayın bacılar, mecburuz' diyerek okuyorlar.""- Çalışma yaşamında, bizlere sadece belediyelerde sekreterlik gibi küçük roller veriyorlar. Ağırlıklı görevlerde yokuz.""- Daha uysal oldukları varsayımıyla, evlenirken örtülü kadın alıyorlar. Evlendikten sonra yanıldıklarını anlıyorlar ama bunu düşünmek bile kötü."...............................Ekleyeyim...Toplantılarda, "haremlik selamlık" uygulaması da -belki- İslami siyaset ağırlıklı partilerin tutunacağı tek dal olan "kadın" etkeni..................................Yani..."Başörtüsü" eksenli kadına odaklanmış İslami siyaset, -bütünüyle ve sadece- bir "inanç" konusu değil.Bütünü oluşturan farklı legolar var:1) Samimi inançlılar.2) Moda gibi algılayan ve özenenler...3) Bunu ekonomik rant olarak görenler.4) Bürokraside ve siyasette yükselmek için "kanat" olarak kullananlar.Son ikisinin "İslami siyaset" için "başörtüsü ve kadın çarpanından" yararlandıkları söylenebilir................................Bu sorunun çözülmesi halinde ne olur?Çok yalın ve yüzeyde kalacak bir yaklaşım "İslami siyasetin en önemli katsayıdan yoksun kalabileceği"dir.İkinci ve asıl olasılık ise o tabanın bugünkü AKP'yi aratacak yerli "Ahmedinecad"lar üreteceğidir.Onlar AKP'yi "revizyonist" bulacaklardır. Bir olasılıkla "laiklik" değil, İslami siyaset yeniden yorumlanacak ve İslami siyasetin yeni komutanları, İslamın askerlerine bu kez "çarşaf" parolasını vereceklerdir................................Başörtüsü eksenli siyaset, AKP muhalefetteyken "oy pusulasıydı." AKP artık iktidarda... Ve bu siyaset ne yazık ki, "tahlisiye sandalı" algılamasına dönüştü.Yanlış...Toplumu kutuplaştırıyor. Ayrıştırıyor. Geriyor. Kocatepe Camii'ndeki protestolarla AKP'nin bunları en hak etmeyen bakanlarının maruz kaldıkları sahneler, bir işaret değil de nedir?.................................Çözüm mü?Elbette demokrasi içinde çözüm tükenmez. Ama... Önce "teşhis"te birleşelim. g.civaoglu@milliyet.com.tr İslami siyaset gemisinde "tahlisiye (cankurtaran)" sandalı, "başörtüsü mü?"