Şimdi de Ankara'da siyaset sularını, bu "tartışma" bulandırdı. Belgeye "laiklik" ifadesinin konulması zorunluğu yoktu.Dıştan ya da içten bir dayatma yok.Ancak...Müzakereleri yürütecek olanlar bir süredir AB'de oluşan "Türkiye laik sistemden uzaklaşıyor mu?" kuşkularına karşı bir "önlem" düşünmüşler.12 Haziran'da açılacak olan "EĞİTİM" başlıklı bölüm müzakereleri için belgeye "Türkiye'de eğitim laiktir" alt başlığını koymayı önermişler.Öneri, Başmüzakereci Ali Babacan'dan "gereksiz gerekçesiyle" geri dönmüş.Babacan, "gereksiz" buluşunun gerekçesini, "Belge zaten Anayasa'ya gönderme yapıyor, Anayasa'nın değişmez ilkelerinden biri de laiklik" görüşüne dayandırmış.O da haklı..................................İşin ilginç tarafı "gülümseten" bir söylem."Eğer belgeye bu başlık konsaymış ayrıca onay gerekirmiş. İş uzarmış (!!..)"Nerede onaylanacak?Cevap:"Bakanlar Kurulu'nda..."Böyle bir durumda kurye dolaştırılarak bakan imzaları en geç 1-2 saatte alınıyor.Hangi gecikme?İşte asıl "kuşku veren" açıklama budur.Gerek yoktu... "Türkiye, Anayasa'sının değişmez hükmü gereği zaten laik devlettir. Eğitimi de elbette laiktir. Bunu ayrıca başlık koyarak vurgulamak bir şeyler kanıtlamak kompleksi gibi algılanabilirdi" söylemi yeterliydi.................................AB ile müzakere kurmayları neden belgeye bu "laiklik" vurgulayan alt başlığı gerekli gördüler?Önerileri, Başmüzakereci Babacan'dan yeşil ışık bulamayınca "Ayrıca onay gerekirdi, süreç uzayabilirdi" gibi gülümseten bir gerekçeye (!!) neden başvurdular?İşte...2006 Türkiye'sinde kaygılar gündeminin satır araları böyle pek çok örnekle dolduruluyor.Sınırların ötesinde de algılanan "hava" budur.................................Bir ülkede iktidarı oluşturanların doruk adamları "Laiklik yeniden tanımlanmalı" demişlerse...AİHM'nin başörtüsüyle eğitim yapma davasına olumsuz kararı üzerine "AİHM buna nasıl karar verir, din adamları karar vermelidir" buyurmuşlarsa... Başkanı öldürülen, üyeleri kurşunlanan Danıştay 2. Daire'nin başörtüsü kararı üzerine "Bu konuda kararı Diyanet İşleri vermelidir... Bu efendiler değil" tepki patlamaları olmuşsa... Önemli görevlere gelişlerde imam hatip lisesi mezunluğu tercih nedeni ve eşlerde başörtüsü -neredeyse- parola gibi görülüyorsa........ Ve benzeri bir dizi örnek her gün yaşanıyorsa......... Ankara'da AB ile müzakere kurmayları da hissettikleri kuşkuları önceden etkisiz hale getirmek ve önyargıları kırmak için "Türkiye'de eğitim laiktir" gibi bir alt başlığı gerekli görmüş olabilirler..................................Ya o alt başlık, belgede yer almalıydı... Ya da "gerekli" görülmediyse dışarı sızmamalı ve tartışma konusu haline getirmekten kaçınmaya özen gösterilmeliydi.Şimdi... Türkiye imajına, belgeye o başlık konsaydı, sağlanması düşünülen yarardan, "vazgeçildiğinin açıklanmasıyla" verilen zarar çok daha büyük olmuştur.Laikliği dışlayan bir siyasetin algılamaları, zaten var olan kuşkulara tuz-biber ekmiştir.Türkiye de, iktidar da bundan kazançlı değildir.Şu aşamada gene de sağduyu "belgeye o alt başlığı koymaktır."Bakalım o esneklik gösterilecek mi? g.civaoglu@milliyet.com.tr AB ile "EĞİTİM" başlıklı müzakereler için pozisyon belgesine "Türkiye'de eğitim laiktir" ifadesi konulmadı...