Doğru bulanlar ve bulmayanlar..." Ben "Cumhurbaşkanı olmayın" diyen azınlıktaydım.Özal, toplumu temsil eden çeşitli kesimlerde de böyle başka "göz göze" anketler de yaptı. Çoğu "nezaket" gereği, bir kısmı ise "başka beklentiler" nedeniyle "Cumhurbaşkanı olmalısınız" diyorlardı. Sonunda ... Grubunda uzun bir konuşma yaptı "aday olduğunu" açıkladı.Ve Cumhurbaşkanı seçilerek Çankaya'ya çıktı. Arkasında bıraktığı DYP ise daha ilk seçimde muhalefete düştü... Özal da, hem kendi partisinin liderleri Akbulut ve Yılmaz'la hem de diğer partilerle çatışarak "yalnız" ve "küskün" bir Çankaya sakini oldu...........................................Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi, bu kez de Başbakan Erdoğan'ın uçak sohbetiyle gene gündemde. Belki Erdoğan da "uçakta gazetecilerle nabız tutmak geleneğini" bir şekilde sürdürüyor...........................................Gergin Türkiye'nin "stres atması" için iki koşul var:"1- Erken seçime gidilmeyeceğinin bilinmesi.2-Yeni cumhurbaşkanının AKP ile diğer partiler arasında uzlaşmayla seçileceği..."Bu iki koşul, iki alanda güvenceyi oluşturur."1- Siyasal istikrar.2- Ekonomik güven psikolojisi..."TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, sağduyu yolunu oluşturan bu bordür taşlarını işaretlemişti..........................................Ancak... Siyasette "olması gereken" ile "olabilen" her zaman örtüşmez. Başbakan Erdoğan'ın, uçakla Türkiye'ye dönerken, gazetecilerle söyleşisi de bu siyaset gerçeğini kanıtlıyor. Başbakan Erdoğan'ın kısa mesajı şu:"1- Zamanı geldiğinde kimin cumhurbaşkanı olacağını AKP grubu belirleyecektir. Diğer partilerle uzlaşma daha önceki cumhurbaşkanı seçimlerinde sağlanabildi mi ki... bu kez sağlansın? Örneğin, Özal'ı, tek başına iktidarda olan Anavatan grubu seçmemiş miydi? Diğer partiler de AKP'nin adayına destek verirlerse, elbette bundan memnun kalırız ama uzlaşma olmasa da kendi grubumuzun saptayacağı adayı seçeriz. Sahip olduğumuz Meclis çoğunluğu buna yeterlidir.2- Erken seçime ise gerek yok. AKP'nin ve CHP'nin oylarının toplamı, Meclis'in milleti temsil ettiğinin göstergesidir." .........................................Bu durumda, diğer partilerin, AKP'yi erken seçime götürmek için bastıracakları ve laik odakların da tek demokratik çözüm yolu olan erken seçim için çaba gösterecekleri anlaşılıyor. Türkiye'yi daha da gerecek bir süreç bu...Ne yazık ki, siyasetin gerçekleri böyle.Tek başına Meclis çoğunluğuna sahip olan iktidar partisi, kendi liderini seçiyor. Uzlaşma falan aramıyor. Diğer partiler ve kuruluşlar da kendi kozlarını oynuyorlar. Seçime zorluyorlar. Örneğin CHP Meclis'ten topluca çekilerek, AKP'yi erken seçime sürükleyebilir.........................................Olacağı gene buysa, siyasi istikrar eksenli ekonomik güven psikolojisine dikiş tutturmak zor.Üstelik, küresel ekonomi meteo balonları da olumlu işaretler vermiyor. TV reklamındaki gibi "Güle güle kullan Türkiye!.." Hayırlara vesile olsun!.. g.civaoglu@milliyet.com.tr Özal'ın bir dış gezisinden dönüyorduk. Sanırım Tunus'tan... Özal henüz Başbakan'dı. Bu geziye katılan gazetecilerle "ayaküstü anket" yaptı: "Cumhurbaşkanlığına aday olmamı...