Üniversitede ‘entelektüel Atatürk...’
BİR 10 Kasım öncesi Fransa Senatosu’nda Atatürk konuşması istenmişti.
Önce netleştireyim ki Senato genel kurulunda bir konuşma değil, Senato binasının 50-60 kişilik özel “oda irisi” salonlarından birindeydi toplantı.
Bilinen, Çanakkale, İstiklal Savaşı, Cumhuriyetin kuruluşu, devrimler ötesinde “entelektüel Atatürk’ün yapı taşlarını oluşturan okuduğu kitaplar konulu” bir konuşma yapmamın daha ilginç olabileceğini düşündüm.
Tahminim doğru çıktı.
Birkaç yıl sonra bu konuşmayı birkaç değişiklik ilaveyle Türkiye-Fransa Ticaret Odası’nda yaptım.
Okan Üniversitesi’nden davet edildiğimde gene bu konuşmayı -güncelleştirerek- sunmayı düşündüm.
Okan Üniversitesi’nde kürsüde beni tanıtan ve çağıran ne ilginçtir ki okulun “Kemalist Grup” sözcüsüydü.
Türkiye’de “Kemalist” sözcüğünün neredeyse “netameli” hale geldiği şu süreçte, gençlerin Atatürk Türkiye’sinde ilk yılların zamanının ruhu gereği dönemini de sahiplenmesi güzeldi.
Salondaki pırıl pırıl gençler bakışlarıyla, yüz ifadeleriyle, alkışlarıyla duygularının entelektüel Atatürk’le örtüştüğünü yansıtıyorlardı.
Ben de o duyguları paylaştım.
Daha önce üniversitenin 1000 metrekareye kurulu “O’Mutfak” gastronomi bölümündeydik.
Aynı anda 100 öğrencinin uygulamalı eğitim aldığı, yemek yapma sanatının yanı sıra işletme, satınalma, yönetim, muhasebe, tüketici psikolojisi gibi dersleri de aldıkları Mutfak Sanatları Merkezi direktörü Begüm Başar...
Bu bölüm “Happy Life” programı ile paralel.
Bu kariyer ve yaşam programı kapsamında golften, dansa, satrançtan, futbol, basketbol, tenise kadar pratiklerin yanı sıra “sergi nasıl gezilir, konferans nasıl takip edilir” gibi sosyal yaşamda davranışlar, özgüven oluşturan programlar da var.
Oksijen deposu, yemyeşil bir alan, çağdaş bir kampüs...
12 bin öğrenci. Mühendislik, Hukuk, Ekonomi ve diğer “Tıp” hariç fakültelerde okuyor.
Bir de altyapı var.
3 yaşında anaokuldan başlayıp, ilkokul, ortaokul ve liseyi de kapsayan bu bölümün başında “Işıl Okan Gülen...”
Okan Kampüsü’nde kadına “pozitif ayrımcılığı” hissettim.
Rektörün de Prof. Dr. Şule Kut olduğunun altını çizeyim.
Konuşmadan sonra Mütevelli Heyet Başkanı dostum Bekir Okan’dan bir de şilt aldım.
“O’Mutfak”ta öğle yemeğimizi hazırlayan öğrencilerle.
PALETTEKİ RENKLER, LEZZETLER
Selim Ellialtı, Kurumsal İletişimci Müjde Zato Mısırlı ve Yücel Özalp ile Topaz’da...
GELİBOLU’da denize bakan ve yemyeşil uzanan bağlar. Ekonomist Selim Ellialtı’yla eşi Gıda Mühendisi Pınar Ellialtı kariyerlerinde ilerlerken yanlarında uzanan yeşile sapmışlar.
Otoyoldan, denizin mavisine yüzünü dönmüş, yemyeşil kırsala...
Şarap üretimine geçmişler.
Şarapların efendisi bir önolog, Fransız meşe yeni fıçıları, tek hasat üzümler...
Marmara’ya bakan Topaz’da, o şaraplardan ve Topaz’ın menüsünden tadım yaptık.
Kaz ciğeri, kerevit, keklik, kaburga, lavanta kokulu limon pay...
“Decander World Wine Award’s” yarışmasında ilk 3’e giren Reserve Roussanne-Marsanne beyazla başladık.
Bordeaux üzümlerinden Blend Serisi “Sur 2010” kırmızı ve Merlaut Reserve’yle devam ettik.
Suvla’nın pembe “Blush Kara Sakız 2012”sini de yudumladık.
Kabatepe Blush adını da bir kenara not edin.
Mayısta bu bağların taşevinde bir hafta sonu keyfini yaşamaya sözleştik.
ŞEFFAF ODA’YA ÖDÜL
İSTANBUL Arel Üniversitesi 2012 yılının en iyi iletişimcilerini belirledi. Ankete 2.517 öğrenci katılmış.
“Yılın En Çok İzlenen Kültür Sanat Programı” yüzde 40’a yakın oyla ŞEFFAF ODA seçilmiş.
Geçen yıl da aynı ödülü biz almıştık.
Çok istememize rağmen Şeffaf Oda’nın çekim günü olduğu için ödül törenine katılamadık.
Arel Üniversitesi öğrencilerine teşekkür ediyor, sevgilerimizi sunuyoruz...
Seneye de bu ödülü alırsak, söz ordayız...
