Gerçekten büyük ustanın harikulade bir yapıtı...Benim için de Venüs, kadın güzelliğinin simgesidir.Eco'nun anlattığı Pitagoras geleneğine göre şu söylemin kanıtı olmalı Venüs..."İnsanın ruhu ve vücudu, müziği denetleyen kurallara boyun eğer; ve bu oranlar kozmik uyumda karşımıza öylesine kapsamlı çıkarlar ki, hem dünya, hem tüm evren aynı zamanda matematik de, estetik de olabilen tek bir kuralla birbirlerine bağlı görünürler. Bu kural kendini dünyanın müziğinde de gösterir; bu müzik gamı, dünyanın çevresinde dönerken kendi sesi ve dönüş hızından etkilenen gezegenlerce yaratılmıştır.Bu sistemden doğan ve duyularımızın yetersizliği nedeniyle işitemediğimiz müzik, müziklerin en tatlısıdır."Herhalde bu tanımın kadın vücuduna yansıması da Venüs olsa gerek................................Pek çok Venüs tablosu ve heykeli vardır.Paris-Louvre Müzesi'ndeki Çömelmiş Venüs (M.Ö. III. yüzyıl)... Giorgiono'un Uyuyan Venüs'ü (Dresden) benim sevdiklerim.Ama en çok Velasquez'in Aynalı Venüs'ü (Londra, Ulusal Galeri)...Umberto'nun sayfalarında başka efsane güzeller de var. Bana göre Charles-Auguste Mangin'in Safo'su (Manchester Sanat Galerisi) eşitler arasında birinci...................................Özdemir İnce, -bir rastlantı- dünkü yazısında "güzellik" yazmıştı.Tanımına göre; "parçaların uyumlu bütünlüğü..."Umberto Eco'ya göre ise bu bir matematik ve estetik de olabilen evren müziğine uyumdur. Kitabının 83. sayfasında bu uyumun geometrik desenlerini yansıtmış.Tanımı ise şöyle:"Tanrı, ruh, erdem, günah ve yazgı fikrinin geometrik betimlemesi..."................................Bugün Babalar Günü...Her baba için kendi kızı bir "venüs"tür.Onun doğumu, Venüs'ün Doğuşu tablosundaki Botticelli'nin değil, kendi imzasını taşıyan "hayat başyapıtıdır."...............................Sanatla devam...Son zamanların bir "nefes kesen sanat olayı" daha, gene, Atlı Köşk'te yaşanıyor. Picasso Sergisi'nden sonra bu kez Rodin'in heykelleri Sabancı Müzesi'nde...Bu yapıtların çoğunu Paris Saint Germain'deki Rodin Müzesi'nde görmüştüm.Ama...Atlı Köşk'ün girişindeki ünlü "Düşünen Adam"dan başlayarak, Rodin'in ürünleri burayla çok daha müthiş bir uyum göstermiş.Ekonomide kurumlaşmanın ilk aşaması üretimdir, ikinci aşama kalite, üçüncü aşama markalaşma ve son aşama ise, sosyal sorumluluk.Güler Sabancı, amcası merhum Sakıp Sabancı'dan devraldığı "sosyal sorumluluk" yelpazesini, çıtayı çok yükseklere kaldırarak sürdürüyor.................................Ve "SATIR ARALARINDAN SERAMİĞE..."Ünlü yazarların kitapları, seramik ateşinde pişirilmiş ve heykel boyutları kazanmış. İstanbul'un sokaklarında bunları görmeye hazır olun.Geliri, "Modern Çocuk Eğitim Projesi"ne bağışlanacak.Eczacıbaşı Grubu'nun Vitra seramik sanat atölyesinde oluşturulmuş seramikler bunlar...Adalet Ağaoğlu'nun "3-5 Kişi" romanından bir kardelen bahçesi...Buket Uzuner'in "Balık İzlerinin Sesi" romanından denizkızı seramiği...Can Dündar'ın "Büyülü Fener" denemesinden "uzak bir fenerin ışığı aydınlanır önünüz sıra... Gözbebeklerinizi o ışığa kilitler, gözkapaklarınızı kırpmadan o ışığın çağrısına koşarsınız" satırlarını yansıtan nostaljik bir deniz feneri...İnci Aral'ın "İçimden Kuşlar Geçiyor" romanından seramik göçmen kuşlar sürüsü...Kürşat Başar'ın "Başucumda Müzik" romanından esinlenen koca bir gramofon üzerine oturmuş Eros heykelciği...Ve daha bir dizi "3 boyutlu öyküler!".................................Kendi "Venüs"lerinizle sizlere sanat gibi güzel bir yaşam diliyorum... g.civaoglu@milliyet.com.tr D&R Kanyon'un açılışında siftahı, Umberto Eco'nun "GÜZELLİĞİN TARİHİ" adlı kitabıyla yaptım.