Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

“Yaşasın Hayat” 10 yaşında...

Enbe Orkestrası “Singing in the rain”i çalarken solistler şemsiye açmışlardı.

“Yaşasın Hayat” 10 yaşında...

EDITION Otel’in en üst katındaki salondayız. Prof. Osman Müftüoğlu sahnede anlatıyor:
9’uncu Cumhurbaşkanı Sayın Demirel’in doktoruydum.
O yıllarda Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Sedat Ergin’le bir gece yemekteydik. Laflıyorduk...
Anlattıklarımı dinledikten sonra Sedat Ergin “doktor bunları neden yazmıyorsun, çok güzel bir kitap olur” dedi.
Kolları sıvadım. Kitabı bitirdim.
Adını Sezen Aksu koydu; “Yaşasın Hayat...”
200 bin sattı.
Kafamda “Yaşasın Hayat” adlı bir sağlık enstitüsünü İstanbul’da “kurmak” da vardı. Sayın Demirel’e bu düşüncemi açıp fikrini ve onayını almak istedim.
Bana gene bir hayat dersi verdi. Şöyle dedi:
“İnsan bir şeyi isteyip de yapmazsa hayat boyu pişmanlık duyar, üzülür. Ama...
Dener de başaramazsa, hiç değilse pişmanlık duymaz...
Sana bir nasihatim daha var.
Suyun derinliğini hiçbir zaman iki ayağınla birden ölçme.
Bir ayağını suya sokarken diğer ayağın sağlam zemine bassın.
Sonuç...
Git yapmak istediğini dene bakalım. Olursa iyi.
Olmazsa diğer ayağın Ankara’da, döner burada benimle devam edersin.”
...........................
İşte “Yaşasın Hayat”ın temeli İstanbul’da böyle atılmış.
Başarılı bir grafik.
Sonra... Bodrum’da Palmalife’da devam.
Bir süredir, Mübariz Masimov’un Edition Oteli’ndeki SPA da “Yaşasın Hayat” olarak sürüyor.
Dışarıda kazanıp Türkiye’de yatırımlar yapan sıcak yürekli dost Mübariz Masimov’un artık bütün Palmalife girişimlerinde yer alacak.
Hafta sonunda Yaşasın Hayat’ın 10’uncu yaş kutlaması için güzel bir davet vardı.
Mihriban ve Osman Müftüoğlu hepimize “kendimizi ev sahibi” hissettirdi. Konuklardan Nilüfer ve Nükhet Duru sürpriz sanatçılar olarak mikrofona geçtiler.
Sibel Can güzel bir konser verdi. Enbe Orkestrası hepimizi romantizmin zaman tünelinde duygu yüklü yolculuk yaptırdı.
Daha çok 10 yıllar Yaşasın Hayat...

Haberin Devamı

“Yaşasın Hayat” 10 yaşında...

Osman Müftüoğlu ve Nükhet Duru’yla keyifli
ve müzikli sohbet Şeffaf Oda’da...

Haberin Devamı

BEN SEZEN, BEN DE DEMİREL
Yaşamın ve tıbbın felsefesini yapan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Şeffaf Oda’da uzun ve “sağlıklı yaşam” şifreleri veriyor.
“Yaşasın Hayat” adı nasıl oluştu?
Anlatıyor:
İsmet Berkan, “Sezen Aksu rahatsız senin onu görmeni istiyor” dedi. Ama çok yoğundum bir türlü gidemedim. Bir akşam telefon çaldı. “Ben Sezen Aksu” dedi. Ben de birisi işletiyor herhalde diye “ben de Süleyman Demirel’im” dedim.
“Siz Süleyman Demirel değilsiniz ama ben gerçekten Sezen Aksu’yum” dedi.
“Çok acil sizi görmem lazım” dedi. “Mümkün olan en kısa zamanda geleceğim” dedim.
Sonra aklıma geldi aradım.
“Bu şarkıların altında söz Sezen Aksu yazıyor, siz mi yazıyorsunuz” dedim. “Evet” dedi. “Müzik Sezen Aksu yazıyor, siz mi besteliyorsunuz?”
“Evet, niye sordunuz...”
“Allah’ın sevgili kulları vardır. O kullarına özel davranır. Mucize dediğimiz şey aslında odur. Allah o kulu özel kılmıştır ve taçlandırmıştır. Bu sizinle kesinlikle buluşacaktır. Hiç telaşlanmayın” dedim. “Teşekkür ederim” dedi. Kapattık. Sonra telefon çaldı. “İsterseniz 15 gün sonra da gelebilirsiniz. Çok iyi hissediyorum kendimi” dedi.
Ne güzel bir yaklaşım. Düşünce terapisi...
...........................
Şeffaf Oda’nın diğer konuğu Nükhet Duru, “Beni Benimle Bırak”la başlıyor programa...
Şarkıdan sonra ekliyor:
“Toy, çocuk yıllarımda beni en iyi anlatıp yansıtabilen, bir tek Mehmet Teoman’dı. Beni seyirciyle ilk tanıştıran şarkıydı bu, benim için hakikaten değerlidir.” “Nükhet Duru ateşini” yakan ilk kıvılcımdır bu.
Sıcaklığı ve ışıltısıyla sürüyor.
Nükhet’in sanat yönü yalnız müzikte değil, seramik heykeller de yapıyor; “aslan, leopar, köpek, kedi...”
Şimdi de Sezen’le “dikiş nakış” işine girmişler... Nükhet’in yeni albümünün adı “Tam Zamanında...”
15 şarkıdan oluşan yeni albümünde Sezen’den de şarkılar var.

Haberin Devamı

“Yaşasın Hayat” 10 yaşında...


Ketel One’ın üretildiği bakır imbikler ve yüzlerce yıllık ocak...

VOTKADAN ÖTE VOTKA GECESİ
Tepebaşı’nda Mikla harika bir İstanbul manzarası sunar. Sarayburnu’ndan, Haliç’in Eyüp sırtlarına kadar ışıl ışıl “tarihi yarımada...”
Işıklandırmayla altın suyuna batmış gibi görünen Topkapı Sarayı, Yeni Cami, Sultanahmet, Süleymaniye ve diğer tarihi güzelliklerin yükseldiği Lacivert Haliç suları...
Işık sütunları, iki inci kolye gibi köprüler, fener alayı gibi süzülen vapurlar, motorlar...
Mey içki “votkadan öte votka” diye tanımlanan “Ketel One” ile lezzetlendirilmiş sunumlar ve onlara eşlik eden Kayra şaraplarından tadımlar gecesini Mikla’da düzenledi.
Yemek aralarında “sorbeler” de bu damakta ipeksi tat bırakan votkayla özel harmandı.
Gitmekte olan sınırlı sayıda üretilmiş “Kayra İmperial”in son şişelerini yudumlamak şansımız oldu.
Mikla’nın menüsü Türk mutfağından seçmelere modern mutfak dokunuşlarıyla oluşuyor.
Kettel One’ın üretildiği Hollanda’daki tesislere gitmiştim.
Bir yeldeğirmeninden girerek başlayan müthiş bir tesis gezmiştik.
“Bakır imbikler” kullanılarak, organik buğday tabanlı karışımdan elde edilen bu votkaya 10 nesildir Nolet ailesi imza atıyor.
Her parti üretim önce Nolet ailesinden bir fert tarafından tadılıyor, uygun bulunduktan sonra satışa çıkarılıyor.
Zaten şişelerin arkasında da referans olarak Nolet ailesinin fotoğrafları var.