Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

(İster inanın ister inanmayın) Üretim miktarı önce o yılın cari fiyatı ile değerlendirilir. Sonra önceki yılların üretimi ile o yılın üretimi arasındaki değişimi belirlemek için cari fiyat (enflasyon etkisi yok edilerek) sabit fiyata dönüştürülür.Basitleştirerek anlatayım: 2003 yılında üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeri 100.0 olsun. 2004 yılında üretiminin değeri sabit fiyat ile (2003 yılı fiyatı ile) 109.9 ise, 2004 yılında milli gelir yüzde 9.9 artmış demektir.Milli gelirdeki bu artış oranı ekonominin "büyüme oranı", "kalkınma hızı" diye adlandırılır.Ülkede üretimin artması için yatırım yapmak gerekir. Yatırım (örneğin yeni makine satın almak, fabrika kurmak) ek istihdam ve üretim imkânı sağlar.Ama kısa dönemde aynı yatırım ile daha az üretim veya daha fazla üretim yapma imkânı da vardır. Daha az üretim demek ekonomide kriz/fakirlik demektir. Daha fazla üretim, büyüme, kalkınma demektir.Aynı tarlada bir yıl hava şartları kötü gider. Veya köylü ürün ekmez. Tarımsal üretim düşer. Aynı sanayi kesiminde müteşebbis, talep olmadığı için, kredi bulamadığı için üretim yapamaz. Milli gelir büyüyecek yerde küçülür. Veya tersi olur. Hava şartları iyi gider. Tarımsal ürün bol olur. İç ve dış talep canlanır. Sanayici aynı makine ile daha fazla üretim yapar. Ekonomi büyür, milli gelir artar. Milli gelir bir dönem içinde üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeridir. Mal ve hizmet verimi "fiziki olarak/gerçek büyüklüğü ile" (örneğin adet, kilo, metre gibi) belirlenir. Sonra bu üretimin parasal değeri bulunur. 2004 yılında tarım sektöründe işler iyi gitmedi ama sanayi üretimi arttı. Turizm, mali hizmetler kesimi büyüdü. Sanayide yeni yatırımlar devreye girmese de mevcut tesislerde kapasite kullanım oranı arttı. Aynı makineler daha çok çalıştırıldı. Verimlilik arttı. İstihdam artmadı ama aynı sayıda işçi daha çok üretti. Verimlilik arttı.Bu nedenle 2004 yılında milli gelir yüzde 9.9 oranında büyüdü.Şimdi geliyoruz en önemli noktaya... "Milli gelir büyüdü de ne oldu?" Halkın refahı artmadı... Acaba milli gelirin yüzde 9.9 büyümesi palavra mı?" deniliyor...Üretim gelir yaratır. Gelirin bir kısmı tüketilir. Bir kısmı tasarrufa gider. Tasarrufa giden para ile yatırım yapılır.Eğer 2003 yılında 100.0 olan milli gelir 2004 yılında 109.9 oldu ise bu para nereye gitti?Gelirin nereye gittiği, "Harcamalar itibariyle milli gelirin dağılımı" hesabından izlenir. Üretim, gelir demek Harcamalara göre milli gelirin dağılımını gösteren hesaplar, 2004 yılında harcamalarda yüzde 9.9 artışı gösteriyor.Halkımızın, gıda harcamalarında artış yok. Ama dayanıklı tüketim malları harcamalarında büyük artış var. Yatırım harcamalarında büyük artış var.2004 yılında ülkeye çok miktarda döviz girdi. Döviz ucuz ucuz satıldı. Ucuz döviz yatırımın ve de üretimin artışında etkili oldu.Ucuz döviz içeride dayanıklı tüketim malı talebini, ihracata dönük üretimi teşvik etti.Milli gelirin artışı, büyüme oranı başka, gelir dağılımı başka şeydir. 2004 yılında bu artıştan çiftçi, köylü, işçi, memur, esnaf yararlanamadı. Onun için halkın çoğunluğu büyümenin farkına varamadı. Milli gelir artışı, gelir dağılımındaki çarpıklık nedeniyle az sayıda insanın, büyük sermaye gruplarının cebine, kasasına girdi.Açık anlatımı ile IMF Danışmanı Prof. Wickens inansa da inanmasa da, biz 2004 yılında yüzde 9.9 oranında üretim artışını gerçekleştirdik. Önemli olan bunu bu yıl başarmak değil sürdürebilmektir. Tartışılması gereken de budur. guras@milliyet.com.tr Gelir iyi, dağılımı kötü