Doğu AKPden çok şey bekliyor

5 Kasım 2002

Oy vererek AKPyi iktidara taşıyan Anadolu insanının neler düşündüğünü merak eden yok.Doğu ve Güneydoğu Anadoluya gide gele çok sayıda dost edindim. Ağustos ayı sonunda Iğdırın Tuzlucasında Cevizli Kahvede karım ve kızımla beraber, Tezekçi köyü eski muhtarı Abdil Özlünün misafiri olmuş, çayını içmiştim. Abdil Özlü, "Hoca, bu seçimde Kürt milleti, ya dilinden ya dininden olana rey verecek" deyince, doğrusu ne demek istediğini anlayamamıştım. Ağrıda DEHAP yüzde 29 oy alırken AKP yüzde 20 toplayınca ne demek istediğini anlar gibi oldum... Ama anlamazdan gelerek ben gene telefonla sordum, "Nedir bu durum? DEHAPın oyları nasıl oldu da AKPye gitti?" Aldığım cevap ilginç: "Artık bölge insanı gerilim istemiyor... Sisteme girmek istiyor... Hizmete öncelik veriyor... Kendine hizmet getirecekleri arıyor... Bunun için DEHAPın oylarının önemli bir bölümü AKPye gitti." AKPnin tek başına hükümet kuracağı belli olduğundan bu yana "büyük sermaye"nin temsilcileri AKPden ne beklediklerini sıralayıp duruyor. Halk yeni bir Özal arıyor Karsta önemli büyüklükte yatırımları bulunan Şerafettin Eryılmaz, güçlü iktidarın, bölgeye iyilik getireceği inancını ifade ediyor.Doğu ve Güneydoğu Anadoluya gitmeyenler

Yazının Devamı

Doğu AKP’den çok şey bekliyor

5 Kasım 2002


<#comment>AKP’nin tek başına hükümet kuracağı belli olduğundan bu yana "büyük sermaye"nin temsilcileri AKP’den ne beklediklerini sıralayıp duruyor.
Oy vererek AKP’yi iktidara taşıyan Anadolu insanının neler düşündüğünü merak eden yok.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya gide gele çok sayıda dost edindim. Ağustos ayı sonunda Iğdır’ın Tuzluca’sında Cevizli Kahve’de karım ve kızımla beraber, Tezekçi köyü eski muhtarı Abdil Özlü’nün misafiri olmuş, çayını içmiştim. Abdil Özlü, "Hoca, bu seçimde Kürt milleti, ya dilinden ya dininden olana rey verecek" deyince, doğrusu ne demek istediğini anlayamamıştım. Ağrı’da DEHAP yüzde 29 oy alırken AKP yüzde 20 toplayınca ne demek istediğini anlar gibi oldum... Ama anlamazdan gelerek ben gene telefonla sordum, "Nedir bu durum? DEHAP’ın oyları nasıl oldu da AKP’ye gitti?" Aldığım cevap ilginç: "Artık bölge insanı gerilim istemiyor... Sisteme girmek istiyor... Hizmete öncelik veriyor... Kendine hizmet getirecekleri arıyor... Bunun için DEHAP’ın oylarının önemli bir bölümü AKP’ye gitti."

Halk yeni bir Özal arıyor
Ağrı’dan dostum Nuri Öztürk, "Hoca" diyor, "Bura halkının öncelikleri, yasakların kalkması ve insan hakları... Bura

Yazının Devamı

Halk aş ve iş için bekleyecek

4 Kasım 2002

Ekonomik sorunların çözümü için ise üç yıllık bir süreden söz etti. "İyileşmeyi halkımız yavaş yavaş hissedecek ama iyileşme üç yıldan sonra gerçekleşecek" dedi. AK Partinin tek başına hükümet kuracak oyu aldığının belli olmasından sonra, dün akşam CNN Türk muhabirinin sorularını cevaplayan Tayyip Erdoğan, hükümet kuruluşunu beklemeden Avrupa Birliği üyesi ülkelerle temasa geçerek Kopenhag zirvesinde tam üyelik için tarih almaya öncelik vereceklerini söyledi. Piyasaların tepkisini göreceğiz (1) Döviz piyasası, (2) Faiz piyasası, (3) Hisse senedi piyasasıdır. Bugün bu piyasalarda büyük bir hareket beklenmiyor. Çünkü anketler kamuoyunu uzun süredir AK Parti iktidarına hazırladı. AK Parti iktidarı (Çok kullanılan bir deyim ile) önceden satın alındı. Seçim sonuçlarına dayalı olarak bugün insanların dövize hücum etmesi, faizin patlaması, borsada panik yaşanması söz konusu değil. Ama, nispi / göreceli hareketler çok önemli. Ufak ölçüde de olsa fiyatlar hareket edecek. Bu hareketin yönü AK Parti iktidarının piyasa tarafından değerlendirilmesinin ilk işareti olacak. Bugün piyasaların AK Parti iktidarına ilk tepkisini göreceğiz. Kısa sürede tepki verecek piyasalar: Üretim ve ihracatta

Yazının Devamı

Halk aş ve iş için bekleyecek

4 Kasım 2002


<#comment>AK Parti’nin tek başına hükümet kuracak oyu aldığının belli olmasından sonra, dün akşam CNN Türk muhabirinin sorularını cevaplayan Tayyip Erdoğan, hükümet kuruluşunu beklemeden Avrupa Birliği üyesi ülkelerle temasa geçerek Kopenhag zirvesinde tam üyelik için tarih almaya öncelik vereceklerini söyledi.
Ekonomik sorunların çözümü için ise üç yıllık bir süreden söz etti. "İyileşmeyi halkımız yavaş yavaş hissedecek ama iyileşme üç yıldan sonra gerçekleşecek" dedi.

Bugün piyasaların AK Parti iktidarına ilk tepkisini göreceğiz. Kısa sürede tepki verecek piyasalar:
(1) Döviz piyasası,
(2) Faiz piyasası,

Yazının Devamı

"Elim kırılsaydı" sendromu

3 Kasım 2002

Sayın okuyucularım, bugün sandığa gidiniz. Düşünerek, taşınarak, inandığınız partiye, adaya oyunuzu veriniz. Bu oy, önümüzdeki yılların kaderini belirleyecek. Çocuğunuzun, eşinizin, ailenizin ve bu ülkenin geleceği için oy verme işini ciddiye alınız. Bir tıraş makinesi satın alırken, bir buzdolabı, bir otomobil alırken, kalitesine gösterdiğiniz özeni, milletvekilinizi seçerken de gösteriniz.Oy vereceğiniz adayın kişiliği, yetenekleri, namusu çok önemli. Eğer ülkenin daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasını, işsizlerin iş bulmasını, çalışanların emeğinin karşılığını almasını, Türkiye ile başka ülkeler arasındaki gelişmişlik uçurumunun kapanmasını istiyorsanız, bunları yapacak kişiliğe sahip, bunları yapacak eğitimi almış olana oy veriniz.Türkiyenin saygınlığının artmasını istiyorsanız, dünya siyasetinin konuşulduğu masalarda Türkiyeyi temsil edebilecek, dünya siyasilerinin konuştuğu dili konuşabilecek insanların TBMMye girmesine imkân yaratınız. Ben yaparım, ederim diyerek bol keseden atanlara inanmayınız. Herkes her işi yapamaz, milletvekilliğini de herkes yapamaz. Ama herkes milletvekili olmaya can atar. Her seçimden sonra insanlarımız, Elim kırılsaydı da o partiye, o adaya rey

Yazının Devamı

"Elim kırılsaydı" sendromu

3 Kasım 2002


<#comment>Her seçimden sonra insanlarımız, ‘Elim kırılsaydı da o partiye, o adaya rey vermeseydim...’ der durur. Allah onların bu söylemlerini herhalde ciddiye almıyor ki, ‘ellerini kırmıyor.’ Onlar da bir sonraki seçimde yanlışı tekrarlıyor, tekrarlıyor... ‘Elim kırılsaydı...’ söylemleri de sürüp gidiyor. Bunca deneyimden sonra, ‘elim kırılsaydı da...’ hikayesi artık sona ermeli.
Sayın okuyucularım, bugün sandığa gidiniz. Düşünerek, taşınarak, inandığınız partiye, adaya oyunuzu veriniz. Bu oy, önümüzdeki yılların ‘kaderini belirleyecek.’ Çocuğunuzun, eşinizin, ailenizin ve bu ülkenin geleceği için oy verme işini ciddiye alınız. Bir tıraş makinesi satın alırken, bir buzdolabı, bir otomobil alırken, kalitesine gösterdiğiniz özeni, milletvekilinizi seçerken de gösteriniz.
Oy vereceğiniz adayın kişiliği, yetenekleri, namusu çok önemli. Eğer ülkenin daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasını, işsizlerin iş bulmasını, çalışanların emeğinin karşılığını almasını, Türkiye ile başka ülkeler arasındaki gelişmişlik uçurumunun kapanmasını istiyorsanız, bunları yapacak kişiliğe sahip, bunları yapacak eğitimi almış olana oy veriniz.
Türkiye’nin saygınlığının artmasını

Yazının Devamı

Biraz moral

2 Kasım 2002

Yirmi yedi yaşındaki yeğenim, üniversiteye lisansüstü (mastır) tezini teslim etmiş. Görevi nedeniyle İstanbuldan Bursaya giderken yolda yerli yapı otomobilin arka tekerleği yerinden çıkınca, takla atan otomobilin içinde komaya girmiş. Dört haftadır Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde hekimler ve sağlık personeli onu hayata döndürme çabasını sürdürüyor.Allah kimsenin başına böyle üzücü şeyler getirmesin... Anadoluda bir deyim vardır, "Allah doktora muhtaç etmesin ama, Allah doktorları da eksik etmesin..." derler.İnsan başına dert gelince sağlık tesislerinin, sağlık hizmetlerinin önemini anlıyor.Üniversite öğretim üyesi olarak, gazeteci olarak içeride dışarıda çok sayıda üniversite gezdim. Onlarla kıyaslayarak Uludağ Üniversitesi Kampüsünden ve de üniversite hastanesinden çok etkilendim. Uludağ Üniversitesinin kampüsünü arıyoruz... "Bursadan İzmir yoluna çıkınız... 21inci kilometrede" dediler... Kampüse ulaştık... Yolları ile binaları ile... Koskoca bir şehir. Tıp Fakültesinin acil servisini arıyoruz... Yollardaki işaret levhaları bizi acile ulaştırıyor. Acil denilen yer koskoca bir bina... Hastamız beyin travması bölümünde. Yoğun bakımda... Maalesef

Yazının Devamı

Biraz moral

2 Kasım 2002


<#comment>Uludağ Üniversitesi’nin kampüsünü arıyoruz... "Bursa’dan İzmir yoluna çıkınız... 21’inci kilometrede" dediler... Kampüse ulaştık... Yolları ile binaları ile... Koskoca bir şehir. Tıp Fakültesi’nin acil servisini arıyoruz... Yollardaki işaret levhaları bizi acile ulaştırıyor. Acil denilen yer koskoca bir bina... Hastamız beyin travması bölümünde. Yoğun bakımda... Maalesef geçirdiği trafik kazası nedeniyle komada... Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enver Kofalı Bey’in cerrahi dalında ülkenin tanınmış bir hekimi imiş. Yoğun hasta trafiği arasında bize vakit ayırdı. Hastamız ile yardımcısı Prof. Dr. Kaya Aksoy ilgileniyormuş. Dr. Erhan Arslan isminde cıva gibi bir yoğun bakım doktoru ve bir hastadan öbürüne koşuşturan hemşirelerin yöneticisi Fatma Kubat bilgi verdi.
Yirmi yedi yaşındaki yeğenim, üniversiteye lisansüstü (mastır) tezini teslim etmiş. Görevi nedeniyle İstanbul’dan Bursa’ya giderken yolda yerli yapı otomobilin arka tekerleği yerinden çıkınca, takla atan otomobilin içinde komaya girmiş. Dört haftadır Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde hekimler ve sağlık personeli onu hayata döndürme çabasını sürdürüyor.
Allah kimsenin başına böyle

Yazının Devamı