Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk tüketicisi için 9 Haziran çok önemli bir gün idi... O günden sonra saf ve bakir Türk tüketicisine, at etinden yapılmış pastırmaları "Halis Kayseri Pastırması" diyerek yutturmanın kapısı kapanacaktı. Ama ne mümkün... Halkın ekmeği ile oynayıp, halkı kazıklayarak para kazananlar Tarım Bakanı sayesinde gene galip geldi... Bu kapılar gene açıldı. Hem de sonuna kadar.
Ey benim saf ve bakir tüketicim... Kaderine razı olacaksın... Devlet halkı kandırandan yana... Yediğin gıda maddesinin ne menem bir şey olduğunu bilmen istenilmiyor... kutunun üzerinde bir bilgi var ise de, ona da güvenemeyeceksin.
Avrupa Birliği'nin zoru ile "Gıda Yönetmeliği" diye bir şey çıkarılmıştı. Bu yönetmelik 9 Haziran'da yürürlüğe girecekti. Bu yönetmeliğe göre gıda maddesi üretenler başka ülkelerde yıllardır uygulanan şartlara dikkat etmek zorunda kalacaktı:
1) Ambalajın üzerine, gıda maddesinin nelerden ibaret olduğu tam olarak, açık olarak, doğru olarak yazılacaktı.
2) Belli büyüklüğün üzerinde üretim yapanlar, makine ile üretim yapanlar, ondan fazla işçi çalıştıranlar, işyerlerinde mutlaka üniversite eğitimi görmüş bir sorumlu kimyager, hekim, gıda veya ziraat mühendisi bulunduracaktı.
3) Gıda maddelerinin içine dünyanın yasakladığı zararlı maddeler katılamayacaktı.
4) Gıda üreticileri üretim ve depolamada belli şartlara uyacak, bozulma süresini aşan gıda maddelerini satamayacaktı.
Ama geliniz görünüz ki, bir yanda 65 milyon Türk tüketicisinin sağlığı dururken, hükümet 25 bin küçük gıda üreticisinin baskısına boyun eğdi. Saf ve bakir 65 milyon Türk tüketicisi kazığı yedi.
Kazık, parasal değildir. Hayati kazıktır. Sağlık kazığıdır.
Halkçı hükümetin "gayri halkçı" Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, sessiz sedasız, yönetmeliğin uygulanmasını 6 ay erteledi. Saf ve bakir Türk tüketicisi bu ertelemeyi duymadı. Duyamadı. Ne anlama geldiğini anlamadı.
Tekrar uzatılmaz ise, önümüzdeki 6 ay daha gıda üreticisi tüketiciyi istediği gibi kazıklamakta serbesttir.
Koyun eti yerine at eti satmak serbesttir. Diyet ekmeği, zayıflatıcı ekmek diye halkı kandırarak, normal ekmeği beş misli fiyatla satmak serbesttir. Tam yağlı niyetine, yağısız peyniri satmak serbesttir. En kötü sağlık koşullarında üretilen mallarla çocukları zehirlemek serbesttir. Gıda maddelerinin içine dünyada yasaklanmış katkı maddelerini doldurmak serbesttir. Günü geçmiş gıda maddelerini satmak serbesttir.
İşin rezaleti şurada... Türkiye'de sağlık şartlarına uyan, dünya standardında mal üreten ciddi gıda üreticileri var. Bunlar ciddi faturalar ödeyerek dünya standardında üretimi sürdürüyor. Ama bunu yaptıkları için "enayi" yerine konuluyor. Çünkü Tarım Bakanlığı halkı kandıranları bunlara karşı koruyor.