Olayların içinden Bayram öncesi çok sayıda hayır kurumu, gazete ilanlarıyla, el ilanları dağıtarak veya temsilcileri aracılığıyla yardımları kendilerine çekme çabası gösterdi.Şimdi bu kurumların hepsinin bir sorumluluğu var. Öncelikle ne kadar yardım topladıklarını açıklamaları, sonra bu yardımları nasıl değerlendireceklerini hayır sahiplerine duyurmaları gerekiyor.Bu yetmez. Yardım toplayan bu tür kuruluşların her yıl sonu yıllık gelir-gider hesaplarını ilan etmeleri sağlanmalıdır. Bu önce "moral-vicdani" bir sorumluluktur ama, bunun da ötesinde "kanun" ile zorunlu hale getirilmesi, yardım toplamanın izne bağlanması, yardım toplayanların denetlenmesi beklenir.Eskiden insanlar imkânları ölçüsünde yakınlarına, çevrelerindekilere doğrudan yardım yapardı. Yardımın kime gittiği ve ne işe yaradığı görünebilir, izlenebilirdi. Bu bayramda çok kişi kurban kesmek yerine, kurban paralarını bir hayır kurumuna bağışladı. Günümüzde bu iş kurumsallaştı. Bağışları toplayan ve bunları ihtiyacı olanlara ulaştıran çok sayıda "hayır kurumu" veya "yardım kurumu" oluştu.Bunların çoğu vakıf ve azı da dernek statüsünde faaliyet gösteriyor. Uluslararası bağlantısı olan Greenpeace ve World Widelife Fund (WWF) gibi kuruluşlar da var.Uluslararası kuruluşlar yardımlarının sınırını hem nitelik hem nicelik olarak genişletti. Günümüzde hayır kurumları sadece insanlar için değil, hayvanlar için, çevre için de bağış topluyor. Daha iyi bir dünya yaşamı hedef alınıyor.Nasıl bizde dini günlerde, dini bayramlarda yardım konusu gündemin başına çıkar ise, Batı ülkelerinde de Christmas döneminde önem kazanıyor.Geçtiğimiz günlerde (13 Aralık 2007) The New York Times gazetesinde S. Strom imzasıyla yayımlanan bir yazıda, ABD'de Christmas döneminde hızlanan bağış kampanyaları sorgulanıyordu. Kurumsallaşma yayılıyor Toplanan paraların kimlere, nasıl ulaştığı, nasıl kullanıldığı konusundaki şüphelerden söz ediliyordu.ABD'de şimdilerde en yaygın bağış toplama programında, bir mal veya hizmet satın alırken ödenen fiyat veya ücretin bir bölümünün hayır kurumuna gideceği taahhüdü var.Bu programı ilk defa 1980'lerde American Express uygulamış. Kredi kartıyla yapılan her ödemede 1 penny'nin Hürriyet Abidesi'nin onarımına gideceği taahhüt edilmiş. Böylece 1.7 milyon dolar toplanmış.Bu tür programa "embedded" (iliştirilmiş bağış programı) adı veriliyor. Christmas öncesi yoğun satış döneminde çok sayıda mağaza, çok sayıda ürün bu tür iliştirilmiş bağış programlarından birine katıldığını açıkladı. Belli markayı taşıyan oyuncak, giysi veya çanta satın alındığında ödenen ücretin yüzde belli bir bölümünün veya belli bir rakımın bir hayır kurumuna bağışlanacağı ilan ediliyor... ABD'de de şimdilerde tartışılan ve eleştirilen bu tür programlarda ne kadar para toplandığının, bu yardımların nasıl değerlendirildiğinin açıklanmaması, denetlenememesi. guras@milliyet.com.tr Kurumlar şeffaf olmalı