Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doğru olan, döviz fiyatının "makul bir şekilde" yükselmesidir. Çünkü (1) Döviz fiyatı, olması gereken çizginin altında kaldı. Hem de uzun süre kaldı. (2) Hiçbir mal ve hizmet (arz ve talep bakımından döviz de bir maldır. Onun da bir maliyeti vardır) uzun süre olması gereken çizginin altında satılamaz. (3) Dövizi alan ucuz alıyor da, satan, ucuz satmış görünse de, ucuz satmıyor. Kimse dövizini ucuz (maliyetinin altında) satmaz. Satana devletimiz prim (yüksek reel faiz) ödüyor. Satan (döviz karşılığı YTL + reel faiz) yüksek getiri sağlıyor. Gerçekte dövizi satan piyasa fiyatının çok üzerinde satmış oluyor. Açık anlatımıyla, alan memnun, satan memnun. İşte bunun için ucuz dövize talep büyüyor. İşte bunun için (pahalı getiri nedeniyle mutlu olan döviz satıcıları), oluk oluk döviz gönderiyor. (4) Bu çarkın dönmesi için devletin ödediği yüksek faiz halkın cebinden vergi olarak çıkıyor. Bu faiz yüzünden devlet halka hizmet götüremiyor. (5) Ucuz döviz nedeniyle ithalat coşuyor. İhracat artamıyor. Ucuz döviz nedeniyle tarım ve sanayide üretimin yapısı bozuluyor. Döviz fiyatının ucuzluğundan şikâyet edilirken, döviz fiyatı biraz kıpırdadı. Bu defa "Eyvah döviz fiyatı tırmanışa geçti" telaşı başladı. (6) İç piyasada ithalatla rekabet edemeyen, dış pazara ucuz döviz nedeniyle ihracat yapamayan üretici, yatırımı, üretimi, istihdamı kısıyor. (7) Üretimin duraklaması, yatırımın, istihdamın artmaması, ülkenin büyümesini, halkın refaha kavuşmasını engelliyor.İşte bunun içindir ki, döviz fiyatının "makul bir şekilde" yükselmesi gerekiyor. Makul yükselme nedir? Makul yükselme (1) Uygulanan dalgalı kur sistemini terk etmeden, hazmedilebilir yavaşlıkta, hazmedilebilir rakama kadar döviz fiyatının artmasıdır. (2) Bir gün, bir hafta içinde dolar fiyatının 1.30'dan 1.35 YTL'ye çıkmasını, bir yıllık dönem içinde yavaş yavaş 1.50 YTL'ye yükselmesini bu ekonomi hazmedebilir. Ama dolar fiyatı bir günde 1.35'ten 1.75 YTL'ye fırlarsa, bu tür değişim ekonomide çalkantıya (krize değil, çalkantıya) yol açar.Dalgalı kur sisteminde döviz fiyatının yükselmesi için, ya talebin düşmesi ya da arzın düşmesi gerekir. Ucuz dövize talebi kısmak çok zordur. Devlet yüksek reel faiz ödemekten vazgeçerse, döviz girişi (döviz arzı) yavaşlayacak. Döviz arzı yavaşlayınca dalgalı kur sistemi içinde döviz fiyatı yavaş yavaş normal çizgiye ulaşacak. Ucuzluk sürdürülemez Bugüne kadar herhangi bir tetiklemenin, yerli ve yabancıların ve özellikle bankaların Türk lirasından dövize geçmelerine yol açacak bir paniğe neden olmasından korkuluyordu. Kemal Derviş'in tetiklemesi karşısında bizim bankalarımız, "soğukkanlı" ve akıllı pozisyon aldı. Döviz alımına geçmedi. Çünkü bankalarımız biliyor ki, dövizde "makul olmayan bir fiyat tırmanışı" bütün ekonomiye zarar verir ama öncelikle bankaları üzer...Bu haftanın "panik"siz sona ermesi önemlidir. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki, Kemal Derviş'in çektiği tetikten sonra, önümüzdeki dönemde eski "rehavet" devam edemeyecek. (1) Yerliler ve yabancılar, "Bu döviz fiyatı ne olacak?" bekleyişine girdi. (2) Merkez Bankası'nın yeni yönetimi, hükümet ve IMF, ucuz dövize yol açan politikaları gözden geçirme zorunluluğu duyacak. (3) Döviz fiyatı, faiz fiyatı, enflasyon konusunda daha önce kabul edilen hedefler değişebilecek. guras@milliyet.com.tr Paniğe gerek yok