Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Paul Krugman’ın New York Times gazetesinde yayımlanan, ”ABD için 2000 yılının ilk 10 yılını büyük bir sıfır (The Big Zero)” olarak değerlendirdiği yazısını özetledikten sonra, Türkiye’de de geçen 10 yılda istenilen/beklenen ölçüde iyilikler görülemediğini yazmıştım. (29/12/2009)
ABD’de bir finans kuruluşunda çalışan Sayın İbrahim H.Ulusal bu yazım üzerine “Bardağın sadece boş tarafından söz etmeyin. Dolu tarafına da bakın” diyerek, son 10 yılda Türkiye için önemli olduğuna inandığı olumlu gelişmeleri sıralayan bir mesaj gönderdi. Sayın İbrahim H. Ulusal’ın mesajını sayın okuyucularıma aktarıyorum:
“Türkiye’de son 10 yılda ekonomik, eğitim ve sosyal yaşamda ciddi bir gelişme görülmediğini yazıyorsunuz. Kamunun yayımladıklarından daha güvenilir olduğuna inandığım bazı bilgilere/göstergelere göre son 10 yılda Türkiye’de ekonomik ve sosyal yaşamda küçümsenemeyecek gelişmeler olduğu iddia edilebilir.
- İMKB’de hisse senetleri işlem gören 100 büyük şirketin durumunu yansıtan hisse senetlerinin dolar endeksi,
- Devletin borç senetlerinin faiz oranlarının değişimi,
- Dış kredi piyasalarında ülkenin kredi riskinin göstergesi olan risk priminin değişimi (Credit default swap) Türkiye’nin son 10 yılı hiç de kötü geçirmediğini, kötüye değil, iyiye gittiğini gösteriyor.

Haberin Devamı

Türkler küresel oyuncu oldu
Bu üç göstergeye ek olarak son 10 yılda, ülkenin kredi notunun iyileşmesi, yabancı sermaye miktarı, bankacılıktaki gelişmeler, ihracatın, milli gelirin ve kişi başı gelirin artışı iyiye gidişin önemli işaretleridir.
Son 10 yılda Koç, Sabancı gibi Türk şirketleri belli alanlarda uluslararası oyuncu olma başarısını gösterdiler, Ülker Godiva gibi bir marka satın aldı, Beko Avrupa’da bir marka oldu. Uzun çelik üreticileri bölgelerinde ciddi bir oyuncu haline geldi. Düşük enflasyon ve faiz oranı, sağlam bankacılık sistemi ve bağımsız Merkez Bankası olmadan sanayide üretim artışı olur mu? Bu konuda hiçbir gelişme yok mu?
Bugün Türkiye’de isteyenler, benim ABD’de ödediğim sağlık sigorta priminin 1/5’i dolayında prim ödeyerek hastanelerden çok daha iyi bir servis alabiliyor. Hastanelerin verdiği hizmet son 10 yılda iyileşti ve ucuzladı.
Sabancı, Koç, Bilgi gibi vakıf üniversitelerinin son 10 yılda eğitime/bilime verdiği katkı küçümsenemez. Columbia, Harvard, Tubingen gibi üniversitelerde kendi alanlarında başarılı olmuş bilim adamları şimdilerde Türkiye’deki üniversitelerde çalışmayı tercih ediyor.

Haberin Devamı

Yeni burjuvazi kadroları oluşuyor
İstanbul’da bir modern sanat müzesi açılmadı mı? Sanayi müzesi kötü mü oldu? Son 10 yılda Batı’nın kültürlü gençleri arasında en popüler kentin İstanbul olması tesadüf mü? Türk dizi ve filmlerinin dışarda talep görmesi neyin göstergesi?
Son 10 yılda Ayşe Hanım Teyze’nin oğulları, torunları yurtdışına seyahat ederek görgülerini/bilgilerini artırmadı mı? Kadın hakları gelişmedi mi? Ulaşımda İstanbul metrosu, sualtı Boğaz geçişi projesi, özel havayollarının yaygınlaşması önemli gelişmeler değil mi? Bakü-Ceyhan, Nabucco, Mavi Akım ciddi projeler değil mi? İstanbul-Ankara hızlı treni bir şaka mı?
E-devlet alanında gelişme göstermedik mi? Herkese vergi numarasının verilmesi önemli değil mi? Devlet dairelerinde kuyruklar ve rüşvet azalmadı mı? Son 10 yılda sakallı/sakalsız, iyi/kötü daha güçlü bir burjuvazi oluşturmadık mı? Bu burjuvazi olmadan demokraside, eğitimde/sanatta gelişimi sağlamak mümkün mü? Evet son 10 yılda bürokratik ve askeri elitin önemi/gücü azaldı ama bu kötü mü oldu?
Bütün bunlar New York’ta bir finans kuruluşunda görev yapan okuyucum Sayın İbrahim H. Ulusal’ın yazdıkları. New York’tan bakıldığında bardağın dolu tarafı işte böyle görünüyormuş.