BDDK'nın kararları ve uygulamaları halkımızın zenginini de, fakirini de ilgilendiriyor. Herkesin kendine göre ufak veya büyük bir tasarrufu var. Bunu bir bankada saklıyor. En büyüğünden en küçüğüne işadamının bir banka ile ilişkisi var. Kredi alıyor, senet ödüyor... Bir bankanın batması bunları doğrudan etkiliyor. Zarara sokuyor...Ammmaaaa... Esas önemli olan her batan bankanın faturası... O faturayı batan banka ile ilgisi ve ilişkisi olsun olmasın halkımızın tamamı ödüyor...Halkımız için bu işin "püf" noktası da işte burası... Tartışılmayan, gözden kaçan ve de halkımızı devamlı ezen de bu... (1) BDDK'nın sorumluluğu bankalar battıktan sonra batan bankanın borçlarını ödemek değil... Banka batmadan tedbir almak... Bankaların batmasını önlemektir... (2) Bütün tedbirlere rağmen banka batar ise, faturanın küçük olmasını sağlamaktır...İmar Bankası, bir günde "pat" diye batmadı... Çok önceden güç duruma düşmüştü. O zaman BDDK tedbir alsa idi (1) ya banka batmazdı, (2) ya da zarar - ziyan faturası bu kadar büyük olmazdı...BDDK'da yetkili ve etkili çok sayıda görevli var... Acaba bankalar batıncaya, BDDK'nın kucağına bırakılıncaya kadar bunlar ne yapıyor? Bunlar bankaların battığını bankaların içi "tam takır, kuru bakır" hale geldikten sonra mı anlıyor? Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) "bağımsız" kalmalı ama "sorumlu" olmalı. Hamallar bile biliyordu İmar Bankası'ndan önce BDDK döneminde 20 özel banka battı. BDDK bu bankaların tüm yükümlülüklerini tıkır tıkır ödedi. Bu bankaların batmalarına yol açan yüksek faizli her türlü mevduat, bu bankalara yüksek faiz ile kredi veren her türlü yerli ve yabancı bankaların alacaklarını, bu bankaları hortumlayanların her türlü borçlarını ödedi... Ödedi de kimin kesesinden ödedi? Halkın kesesinden ödedi... Bu faturalar benim sırtıma, sizin sırtınıza, Bankalar Caddesi'ndeki sırt hamallarının sırtına bindi... BDDK'nın açıkladığı faturanın miktarı, halkın sırtına binen yükün ağırlığını gösteriyor: 22.4 milyar dolar... Sayın okuyucularıma ilginç bir hatırlatma yapacağım. Karaköy'den Şişhane'ye çıkarken Bankalar Caddesi üzerinde, sırtlıklarını yolun kenarına yığarak öğle saatinde sohbet eden sırt hamallarından duyduklarımı 7.11.2001 tarihinde yazmıştım. Sırt hamalları batacak bankaların isimlerini sıralıyordu... İlgilendiğimi görünce bana liste yaptırmışlardı. Ben de bu sütunda "Bankalar Caddesi'ndeki sırt hamallarının gördüğünü BDDK nasıl fark edemiyor?" diyerek uyarıda bulunmuştum. Uyarıda bulunmuştum da ne oldu? Sırt hamallarının bana yazdırdıkları listede adı geçen bankalar teker teker battı... Bankaların faturasını da sırt hamalları ile birlikte tüm halkımız sırtladı... İmar Bankası'nın adı taaaa o zaman listede idi... BDDK bizi ikna etmeli BDDK bağımsızdır ama, bağımsızlık sorumsuzluk demek değildir. Beceriksizliğin, ihmalin ve hatalı uygulamaların faturası devamlı olarak halka ödetilemez. guras@milliyet.com.tr Bu faturayı halkımız ödediğine göre, BDDK'nın neyi neden ödediğini de bilmesi halkımızın hakkı... BDDK, bu faturanın ortaya çıkmasında ve de büyümesinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, (nasıl olsa para BDDK çalışanlarının cebinden çıkmıyor düşüncesiyle) gereksiz ödemeler yapmadığını, halkımızın hakkını koruduğunu, (suç delillerini özen ile toplayarak, gerekli dosyaları özen ile hazırlayarak) suçluları adalete teslim ettiğini bizlere anlatmak zorunda... Bizleri aydınlatmak, ikna etmek zorunda...