Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kanada’da yapılan ve 2 gün süren G20 toplantısı sonucu İngilizce olarak “The G-20 Toronto Summit Declaration” başlığını taşıyan bir bildiri yayımlandı. Bu bildiriyi internetten indirdim. Yazıcıda bastırdım. Küçük harflerle, sık satırlarla yazılmış bildiri tam 15 daktilo sayfası uzunluğunda.
Oku oku bitmiyor. G20 bildirisinden çok, bir parti programına veya seçim bildirgesine benziyor. İçinde yok yok... O kadar ki ülkelerin Haiti sel baskınına üzüntülerini tekrarladığı, Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısını kınadıkları bile bildiriye girmiş.
İki günlük toplantı biter bitmez bu kadar uzun bildiriyi kimler nasıl hazırladı, 20 ülkenin devlet ve hükümet başkanları bu uzun bildiriyi kelime kelime okuyarak nasıl imzaladı? Akıl almıyor. (Vardır herhalde bunun bir izahı!)
Bildiri ekonomilerde istikrarı, büyümeyi sağlayacak, istihdamı artıracak ortak politikalar oluşturulması ve uygulanması konusundaki temenniler ile başlıyor. Öne çıkan politika önerisi ise bütçe açıklarının ekonomik büyüme gözetilerek kapatılması için belirlenen hedeftir. Zengin ülkeler bütçe açıklarını 2013’e kadar yarıya indirecekler.

Avrupa kemer sıkacak
Bir yanda bu hedefi belirleyen ülkeler, öte yanda küresel resesyon dönemi ardından toparlanma sürecine zarar verilmemesi için kısa vadede ekonomiyi canlandırma önlemlerine hâlâ ihtiyaç olduğunu da söylemeden duramıyorlar.
Hatırlanacağı gibi ABD Başkanı Obama bütçe açıklamalarını kapatmak için harcamalarda yapılacak hızlı ve kapsamlı kesintilerin küresel büyümeye zarar vereceği görüşünü koruyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu G20’nin gelişen ekonomiler grubu ise zengin ülkelerin bütçe kesintilerinin ihracat imkânlarını frenlemesinden çekiniyor.
Bankalara küresel düzeyde yeni bir vergi getirilmesi önerisiyle ilgili karar alınmadı. Karar üye ülkelere bırakıldı. Bankalar için yeni asgari sermaye zorunluluğu getirilmesi konusunda kasım ayında Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılacak zirveye kadar uzlaşma sağlanması için görüş birliği oluştu. Buraya kadar anlatılanlar iki günlük toplantının sonuçları... İyi de acaba toplantı öncesi bu toplantıya katılanların bekleyişleri ne idi? Başka anlatım ile beklenen ne idi, ne sonuç elde edildi.

Bizim bekleyişimiz başka idi
Başlıca katılımcıların bekleyişleri 26 Haziran tarihinde Milliyet Ekonomi’de özetlenmişti. Sayın okuyucularıma hatırlatayım:
- ABD finans kuruluşlarını disiplin altına almak için yeni düzenlemelere bir an önce gidilmesini, ekonomik büyümeyi tehlikeye sokacak kemer sıkma tedbirlerinden sakınılmasını istiyordu.
- Almanya ise Yunanistan krizinin yayılmasından endişe ettiği için ve de euro’nun değer kaybının devam etmesinden korktuğu için, AB ülkelerinde kamu harcamalarının kısılmasına ve bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik ortak kararlar alınmasında israrcı idi.
- Fransa, banka vergisini savunuyordu.
- İngiltere kemer sıkma, bütçe disiplini ve bankaları vergileme konusunda Almanya’yı ve Fransa’yı destekliyordu.
Ya bizim Toronto’dan bekleyişimiz ne idi? Bizim bekleyişimiz ekonomik değil, politik idi... Sayın R. T. Erdoğan bu vesile ile ABD Başkanı Obama ile bir araya gelmek, Mavi Marmara olayı ve İran’la ilişkiler nedeniyle bozulan ilişkileri onarmak istiyordu. Bu toplantı gerçekleştiğine göre(başkaları ne bekliyordu, ne oldu bir yana ) Sayın R. T. Erdoğan G20 toplantısından beklediğini almış demektir.