Bodrum’daki yel değirmenleri, Bodrum’a özgü yapılar değil ama Bodrum’un süsüdür. 1950’lere kadar ekonomik değeri olan yel değirmenlerinin günümüzde sadece turistik ve tarihi değeri var.
Dünyanın rüzgar alan hemen her ülkesinde yüzyıllardır farklı görünümde yel değirmeni inşa edilmiş. Bu değirmenlerde önceleri sadece un üretilirken, daha sonra rüzgar gücünden yararlanılarak su çıkarılmış, daha sonra da elektrik elde edilmiş.
Bodrum’daki yel değirmenleri Ege’de ve Ege adalarında bulunan değirmenlerdir. Bunların ilk olarak hangi yıllarda yapılmaya başlandığı bilinmiyor. Ayakta kalan değirmenlerin en gençleri ise 1850-1870 yıllarında yapılan değirmenler.
Ekonomik işlevleri büyük
Ege kıyılarında, Ege’deki adalarda ve Bodrum tepelerinde bulunan yel değirmenleri, rüzgar alan tepelerde inşa edilirken, tepede ve çevrede bulunan taşlar kullanılmış. Taşlarla silindirik yuvarlak bir kule yapılmış. Yuvarlak kulenin tepesine, rüzgarın yönüne göre dönebilecek konik bir çatı oturtulmuş. Çatı ile duvar arası yağlanarak çatının kolaylıkla dönmesine imkan sağlanmış.
Yelken bezlerine dolan rüzgarın çevirdiği pervanenin gücü ile, değirmenin zeminine oturtulan sabit taşın üzerindeki değirmen taşının çevrilmesi sağlanmış. Sabit taşın üzerinde dönen taş 20 cm. kalınlığında, 180 cm çapında bir taş olurmuş.
Rüzgarın bol olduğu günlerde yel değirmeni 1 saatte 20 teneke (320 kg) buğday öğütürmüş. Verimli yel değirmenleri günde 120 teneke (2 ton) kadar buğdayı öğütebilirmiş. Rüzgarı iyi alan yel değirmenleri 12 ay çalışırmış. Değirmenlerde buğday yanında arpa, mısır yarması ve bulgur öğütüldüğü de olurmuş.
Değirmenler ilgi bekliyor
Yel değirmenlerinin Bodrum ekonomisinde çok önemli bir işlevi varmış. Köylüler ürettikleri buğdayı tepelerdeki yel değirmenlerinde öğüttürdükten sonra merkeplerle, katırlarla, develerle yalılara (kıyıya) taşırmış.
Yalılarda (kıyılarla) bulunan taş fırınlarda bu unlarla pişirilen ekmekleri, kıyıya yanaşan, uzun süre denizde kalacakları için bolca ekmek stoku yapmak zorunda olan denizciler alırmış. Unların bir bölümü de karşı adalara ihraç edilirmiş.
Bu eski Bodrum fırınlarından biri Gümüşlük kıyısında duruyor. Fırının bulunduğu binayı lokanta olarak işletenler, fırında balık pilaki pişiriyor.
Dönelim yel değirmenlerine. Bodrum’un yel değirmenleri üzerine ciddi bir araştırma yok. Kaç adet yel değirmeni kaldı? Bunlar ne durumda? Bilinmiyor. Gözle görünen kalanların gün geçtikçe çökmesi.
Halbuki Yunanistan kırlarında ve adalarında, bu değirmenlere önem veriliyor. Değirmenler bakımlı, boyalı, pervaneleri işleyecekmiş gibi onarılmış durumda.
Her şeyi devletten, belediyelerden beklemesek de... Bodrum’da yazlığı olan varlıklı kişiler çevrelerindeki yel değirmenlerine sahip çıksalar, onarımını bakımını sağlasalar ne iyi olur...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025