Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Koza Han'a Bursa ipeği satan dükkânları dolaşmak, ipekçilerle sohbet etmek niyetiyle gidiyorum. İkinci kata çıktım. Başladım Bursa ipeklisi satan dükkân aramaya... Ne mümkün? Dükkânların hemen tamamı, eşarp, suni ipekten dokunmuş şal, örtü, orlon ve kaşmir atkı satıyor.Küçük dükkân haline getirilmiş. Küçüklü büyüklü han sahipleri, kapının önündeki iskemlelere oturmuş, müşteri bekliyor. Cuma günü öğle vakti Ulucami'den çıktım. Ulucami'nin hemen arkasındaki geniş alana oturan Koza Han'a girdim. 1492 yılında 2. Beyazıt tarafından İstanbul'daki cami ve medreselere gelir sağlamak amacıyla yaptırılan bu han iki katlı. Kesme taştan yapılmış. Revak kısmında 40 kubbesi, üst katta 50, alt katta 35 odası var. Orta avlu çok geniş. Avlunun ortasında da, iki katlı, kubbeli, kesme taştan yapılmış nefis bir mescidi var. Küçük bir dükkânın önünde bir hanım ile bir genç kız oturuyor. Selamlaştık. Yanlarındaki iskemleye iliştim.Hanım "anne", yanındaki "kızı" imiş. Kızı liseyi bitirmiş. Ana kız dükkânı çalıştırıyorlarmış... Hanım, "Bugün siftah etmedik... İşler çok kötü..." dedi. Ve de anlattı. "Fiyatlar düştü. Düştü ama insanlarda alışveriş yapacak para yok. Çok kişi, otomobil kredisi, konut kredisi kullandı. Kartla harcama yaptı. Şimdi borç ödüyorlar. Alışverişe güç kalmadı. Fabrikalar işçi çıkardı, ödemelerini kıstı. Tavukçuluk yapan çok insan vardı. Onlar gelmiyor. Turist gelmiyor... Satılan eşya 10 YTL'yi aşmayan küçük parçalar... Dükkân kirası ayda 1.500 YTL. Elektriği var. Muhasebecisi var. Vergisi var... Şu günlerde bu masrafları kurtarsak yeter diyoruz...""İnşallah işler açılır" diyerek hanımın yanından uzaklaştım. Siftah yapmayan var "Bu handa ipekçi kalmadı mı?" diye sorup soruşturdum. "Hacı Resul'ün dükkânına git" dediler. Hacı Resul'ün dükkânında Ahmet İpekçi ile sohbet ettim. Hacı Resul, Cumhuriyet döneminde Dağıstan'dan gelmiş. Dağıstan'da ipekçilik yaptığı için Bursa'da da ipek işine girmiş. Hacı Resul'ün torunu Ahmet İpekçi İ. Ü. Hukuk Fakültesi'nde okumuş ama o da ipek işine girmiş. Onun oğlu Mehmet İpekçi de İTÜ'deki eğitimini tamamlayarak aile mesleğini sürdürüyormuş. Tam anlamıyla bir dededen toruna aile işletmesi.Ahmet İpekçi, "Bursa'da ipekçilik öldü. Bizden başka çok az sayıda üretici kaldı. İpekböceği yetiştirilmiyor ama, onun da ötesinde Çin ipeğiyle rekabet etmek zor. Halkın, metresi 15-25 YTL olan gerçek Bursa ipeğini alacak gücü yok" diyor.Moralim bozuldu. Avluya indim... Dükkânlarda müşteri yok da avlu insan dolu. Herkes çay kahve içiyor. Kahveci Ali Erel'in önündeki çınarın altında bir iskemle buldum. Açıköğretimde elektrikçilik okuyan çırak Gökay Gül çayımı getirdi.Aklımın almadığı, Koza Han dahil Bursa'daki çok sayıda vakıf eserinin kısmen veya tamamen özel mülkiyete geçmesi. Koza Han İkinci Beyazıt'ın vakfiyesi. Vakfiyenin gelirinin İstanbul'daki Beyazıt Camii'ne ve medreselerine tahsisi vakfiyede yazılı. Hani vakfedilen eserler Tanrı'ya adanmış eserlerdi. Kul malı olamazdı? guras@milliyet.com.tr İpekçilik ölmüş