Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2001 krizinden bu yana 18 çeyrektir büyüyoruz. Her büyüme oranı açıklandıktan sonra "Bu büyüme sürdürülemez" diyenler, "Giderek artan cari açıkla (döviz açığı) büyümeyi sürdürmek imkânsız" diyenler (ben de onlardan biriyim) yanılmış oldu.Bu yılın ikinci 3 aylık dönemindeki büyüme oranı önemlidir. Çünkü bu oran yılın birinci 3 aylık dönemindeki yüzde 6.3 oranındaki büyümenin hızlandığını göstermektedir.Gerçekçi olalım. Döviz fiyatındaki dalgalanmaya rağmen üretimde haziran ayından sonra da önemli bir değişiklik olmadı. Geliyoruz eylül ayının ortalarına... Bu durumda üçüncü 3 aylık büyüme oranı da yüksek çıkacak ve de sonuçta Türkiye 2006 yılını, geçen yıldaki yüzde 7.6 oranının biraz altında büyümeyle tamamlayacaktır.Bu yılın ilk yarısında büyüme hesapları yapılırken "Tarım Ürünleri Tahmin Komitesi", tarım ürünlerinin geçen yıla göre yüzde 2.8 oranında azaldığı şeklinde bir tahmin yaptı. Bu yılın ikinci 3 aylık döneminde "nisan-mayıs-haziran" aylarında (ikinci çeyrekte) yüzde 8.5 oranında büyüdük. Tarım ürünleriyle ilgili tahminler yılın sonlarına doğru gözden geçirilir. Genelde artırılır. Bu da dikkate alındığında, yıl sonu büyüme rakamının hiçbir şekilde yüzde 5'in altına düşemeyeceği daha açık olarak ortaya çıkar.İyi de... Merkez Bankası'nın ekonomideki ısınmayı soğutmak, talep artışını frenleyerek enflasyon tehlikesini önlemek için faizleri yükselttiği dönemde, ekonomi nasıl oluyor da bu kadar canlı kalabiliyor? Büyüme gerçekleşebiliyor?Bu işin arkasında bir mucize mi var? Mucize yok da, yüksek faiz ve ucuz döviz politikası var. Bu politika sürdürülebildiği kadar ekonomi büyüyecek. Görüldüğü kadarıyla da (cari açığın - döviz açığının büyümesine rağmen) bu politika sürdürülecek.Çok açık görülüyor ki, Türk ekonomisi döviz fiyatına duyarlı bir ekonomi oldu. Merkez Bankası faiz oranlarını artırınca ülkeye döviz girişi artıyor. Ülkeye döviz girişi artınca döviz fiyatı ucuzluyor. Ucuz döviz moralleri düzeltiyor, ithalatı coşturuyor. Talep artıyor. Piyasa canlanıyor. Sonuçta ekonomi büyümüş oluyor. Sanayi gene önde koşuyor Merkez Bankası Başkanı Malatya'da "Dalgalanmada (döviz fiyatı yükselirken) talebin düşmediğine işaret etti". Döviz fiyatı dalgalandı da, yüksek bir yerlere çıkıp oturmadı ki. Yüksek faizle geri çekildi. Merkez Bankası Başkanı Türk parasının hazirandan bu yana yüzde 16.7 oranında değerlendiğini söylüyor. Türkiye'de ne oldu da Türk lirası değerlendi? Hiçbir şey olmadı. Sadece faizler yükseltildi.Merkez Bankası'nın gecelik faiz oranı ocak ayında yüzde 13.5 iken, yüzde 30 arttı, 17.5 oldu. Hazine ocak ayında yüzde 14.31 oranında bileşik faizle borçlanırken, ağustos ayında bu faizin yüzde 50 üzerinde, yüzde 21.39 bileşik faizle borçlandı.Açık anlatımıyla, bol ve ucuz dövizin, bol ve ucuz dövize dayalı kalkınmanın iyi yanı kadar faturası da var. Bu fatura "faiz faturası". Faiz faturasını da önünde sonunda KDV ve ÖTV olarak halk öder. guras@milliyet.com.tr Büyümenin dinamiği ucuz döviz