Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Geçen perşembe İstanbul'da ince ince yağmur yağıyordu. Rami Kışlası içindeki Gıda Toptancıları Çarşısı'nın hamalları yemek molası vermişti. Yağmur altında, bir gaz tenekesinin içinde yakılan ateşte ellerimizi ısıtırken hamal bölüğünün tayfaları ile sohbet ettik. Sonra, "İmren Aşevi"nde "ezogelin çorbası" içtik...
Rami Gıda Toptancıları Çarşısı'ndaki 4 hamal bölüğünün 350 tayfası var. Tayfalar ya Adıyamanlı, ya Malatyalı... Altmış yaşındaki Mehmet Tayfa'yı da tanıdık, on sekizindeki Dursun Tayfa'yı da...
Tayfaların "hali pür melali"ni anlatmadan, sayın okuyucularıma Dersaadet hamal bölükleri hakkında bilgi vereyim.
İstanbul'da 26 hamal bölüğü var. Bu bölükler, Osmanlı'dan kalma "Dersaadet Hamal Bölükleri Nizamnamesi"ne göre çalışıyor. Danıştay 29 Şubat 1992 tarihinde nizamnamenin geçersizliği hakkında görüş açıkladı ama... Nizam sürüyor. Nizam'ın temeli Cenevizlilere, Bizans'a kadar geri gidiyor.
Bizans döneminde İstanbul'da ticaret yapan Cenevizliler, ticaret erbabı için kendi lonca sistemlerini getirmiş. Bizans bu sistemi Osmanlı'ya devretmiş. Osmanlı "her işin belli kimseler tarafından yapılması için" Ceneviz ve Bizans sistemini "gedik" olarak nizama bağlamış. Osmanlı'nın nizamı, Cumhuriyet döneminde, 2000 yılında yaşıyor. İstanbul Gıda Toptancı Tüccarları Derneği Başkanı Günay Kotil, Rami'deki çarşıya her gün 300 kamyonun gelip gittiğini, her kamyonun büyüklüğüne göre 5 ton, 10 ton, 20 ton yük getirip götürdüğünü, bütün bu yükün 350 hamalın sırtından geçtiğini anlattı.
Toptancı piyasasını çok iyi tanıyan gazeteci dostum Bülent Yardımcı, Rami'de bir hamalın sırtından bir günde en az 4 ile 6 ton yük geçtiğini hesaplamış. Tayfalarla sohbet ederken "doğru mu?" diye sorduk. "Abi iş olsa da, sırtımızdan daha çok yük geçse" dediler. Bu yıl işler yavaşlamış. Geçen yılda ortalama kişi başı net gelirimiz 7 - 8 milyon lira idi... Bu yıl tarife ayarlamasına rağmen gelir artmadı diyorlar.
Güray Kotil, bana "Yükçü Bölükleri Taşıma Tarifesi"nden bir kopya verdi. Yükçü bölüklerine ödenecek ücret bir listede belirlenmiş. Her konuda farklı ücret tarifesi var. Her tarifenin başlangıç tarihi farklı. Ama fiyatlar yıllık, sabit fiyat. Örneğin 1 teneke beyaz peynirin indirip, bindirme ücreti 65 bin lira. 50 kiloluk zahire çuvalının taşıma ücreti 110 bin lira.
Her bölüğün bir "bölükbaşı" bir de "kesedar"ı var. Mal nakli söz konusu olduğundan mal sahibi "kesedar" ile ücret tespitini yapıyor. Bölükbaşı tayfaları görevlendiriyor. İş bittikten sonra ödeme "kesedar"a yapılıyor. Tayfaya ödenen ücret karşılığı mal sahibi gider makbuzu istiyor. Ve de tarifedeki ücreti "yüzde 10 stopaj ve de yüzde 1 fon payı olmak üzere, yüzde 11 vergi kesintisi ile" ödüyor. Açık anlatımıyla günde sırtından 7 - 8 ton yük geçiren 8 milyon lira ücret almaya hak kazanan sırt hamalı, Devlet Baba'ya peşin peşin 880 bin lira vergi ödüyor. Eline net 7 milyon 200 bin lira geçiyor.
Dersaadet hamal bölükleri tayfaları şikayetçi "Abicim" diyorlar, "Devlet Baba, vergi alırken bizi adamdan sayıyor, peşin vergiyi alıyor... Ama bizim sigortamız yok, Bağ - Kurumuz yok... Vergi dışında Devlet Baba bizi yok sayıyor..."
Hamal bölüğüne katılabilmenin bir hava parası var. Şimdilerde hava parası 6 milyar lira dolayında. Tayfa sayısı sabit olduğundan tayfalık hakkı, hava parası ile devrediliyor. Tayfaların evleri ve aileleri Adıyaman'da, Malatya'da. İstanbul'a geldiklerinde "bekar barakaları"nda kalıyorlar. Aynı soyadını taşıyanlar, tayfalık hakkından yararlanabiliyor. Baba gelip üç ay tayfalık yapıyor, sonra o memlekete gidiyor, oğlu geliyor... Oğlu gidiyor, kardeşi geliyor. "Abi bu iş 12 ay çekilmez... Biraz cebimize para girdi mi, memlekete, ailenin yanına gidiyoruz..." diyorlar. Bölüğe girecekleri, çıkacakları, izne gidecekleri, yerine gelecekleri bölkbaşı ayarlıyor.
Rami Kışlası'nın bahçesinde, yağmur altında kamyon yükleyen, kamyon boşaltan, sırtlarından günde 7 - 8 ton yük geçen Adıyamanlı, Malatyalı insanları bir tanısanız... Hepsi güler yüzlü... En ağır şartlarda ve de en ciddi sorunlarını dile getirirken bile "yük altında" ezilmemişliğin diriliği ile konuşuyorlar, tartışıyorlar, sohbet ediyorlar, şakalaşıyorlar... Selam olsun "Dersaadet hamal bölükleri tayfalarına... Ekmek parası için o kadar ağır yüklerin altına girenlere..."