Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dolarlar geldi de... O dolarları harcayarak çekirdeği ile yediğimiz hurmalar şimdi boğazımızı tırmalamaya başladı.Haberleşmede, tellisi ile telsizi ile haberleşme sisteminde yabancılar hâkim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en önemli "müesseselerinin" başında gelen Kara Harp Okulu'nun kumandanının telli ve telsiz telefonları altı ay dinleniyor. Hükümet, MİT, Türk Silahlı Kuvvetleri ve de Emniyet (Kumandanın kişisel durumunu bir yana bırakınız) koskoca Kara Harp Okulu telefonlarının, kumandanın telefonlarının dinlenmesinden habersiz. Dinlendiği tespit ediliyor. Bu defa da kimin, nasıl dinlediği bilinmiyor. Hükümet de, MİT de, Türk Silahlı Kuvvetleri de, emniyet de bunları merak etmiyor.Bu olay bu ülkede hiç önemsenmiyor. Kişiselleştirilerek, örtbas ediliyor. Olacak şey mi? Enerji ve haberleşmede devlete ait tesisleri üç beş dolar bularak günü kurtarmak arayışında, "Babalar gibi" yerliye, yabancıya sattık. Enerji sektöründe özelleştirme başlatıldı. Elektrikte, doğalgazda, petrolde yerli ve yabancı firmalara üretim, dağıtım konularında imkânlar tanındı. Tanınıyor. Elektrik üretiminde yerli yabancı özel yatırımcının, doğalgaz, kömür ve su kullanarak elektrik enerjisi üretmesi teşvik ediliyor.Toplam elektrik enerjisi üretiminde şimdilik yüzde 15 paya sahip olan, doğalgazdan elektrik üreten "otoprodüktörler", doğalgaz fiyatındaki artışı elektrik fiyatına yansıtamadıkları için üretimi durduruyor. Onlar elektrik üretmeyince elektrik kesintileri başlıyor.Hükümet "hırçınlaşıyor". "Asarız, keseriz... Basarız, yok ederiz" söylemleri ile sorunun çözüleceği sanılıyor.Haberleşme sektöründeki sorun "güvenlik" sorunu. Elektrik enerjisi sektöründeki sorun "maliyet " sorunu.Otoprodüktör adı verilen elektrik üreticileri 1 kwh elektrik üretirken kullandıkları doğalgazın fiyatı iki yılda 3.5 cent'ten 5.8 cent'e yükseldi. Bu nedenle l kwh elektrik maliyeti 5.6 cent'ten 8.0 cent'e yükseldi. Ama hükümet bu üreticilerin elektrik satış fiyatlarını artırmıyor. Otoprodüktörler de zararına üretim yapmamak için üretimi durduruyor. Ülke "yol geçen hanı" oldu Gelelim özelleştirmenin "faziletine": (1) Bu iki örnek gösteriyor ki, ayakkabı üreten, iplik yapan kamu tesislerinin özelleştirilmesi ile, enerji ve haberleşme tesislerinin özelleştirilmesi farklı şeyler. İşte bunun içindir ki, (benim de aralarında bulunduğum) bazı iktisatçılar "stratejik önemi olan" kamu tesis ve kuruluşları özelleştirilirken "uyarıda" bulundu. Ama bu uyarılar, "özelleştirme düşmanlığı" diye küçümsendi. (2) Sağlık, eğitim, enerji, haberleşme, ulaşım gibi konular devletin ana sorumluluk alanına girer. Bu konularda devlet görev ve sorumluluğunu başkalarına devrederken (özelleştirmeye giderken), özel yatırımcı ve işletmecinin görev ve sorumluluğunu açıklıkla belirlemek zorundadır. Buna Batı'da "regülasyon" denilir. Regüle etmeden (görev ve sorumluluk sınırını daha baştan çizmeden) özel sektöre bu stratejik sektörlerde faaliyet izni verilirse, sonunda "çıngar" çıkar. Hem halka hem de özel sektöre yazık olur. Devletin saygınlığı yok olur. guras@milliyet.com.tr Regülasyon olmadan olmaz