Derken efendim, dünyada rüzgârlar esti. Bizde doların fiyatı 1.3 YTL'den, 1.6 YTL'ye yükseldi.Bütün bunlardan sonra, geçen hafta sonu Merkez Bankası'nın IMF'ye ve hükümete gönderdiği mektup açıklandı. Bu mektuba göre Merkez Bankası, 2006 yılsonu enflasyonunun yüzde 9.1 ile yüzde 10.5 oranlarında gerçekleşebileceğini tahmin ediyor.Mektuba göre, dolar fiyatının 1.3 YTL'den 1.6 YTL'ye çıkması, yüzde 5 enflasyon tahmininin üzerine 3.5 puan artış getirmiş. Dünyadaki diğer fiyat hareketlerinin etkisi de buna eklenince enflasyon hedefi şaşmış.Saf ve bakir bir Anadolu çocuğu olarak benim kafam karıştı: Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi yüzde 5, tahmini yüzde 10.5 oranında. Biz hedefe mi bakacağız, tahmine mi bakacağız? Merkez Bankası'nın performansını, belirlenen hedefe göre mi, yoksa yapılan tahmine göre mi ölçeceğiz? Merkez Bankası, bu yıl "Enflasyon Hedeflemesi" diye bir şey başlattı. Bize anlatıldığına göre, bu yıl enflasyon yüzde 5 dolayında kalacaktı. Halkımız buna göre hesabını yapacaktı. Merkez Bankası ise ne yapacak edecek, enflasyonu bu çizgide tutacaktı. Merkez Bankası açıklamasında döviz fiyatındaki artışın 2007 enflasyon hedefini de 1 puan artıracağı (Diğer etkenlerin enflasyon hedefini ne kadar artıracağı belli değil.) belirtiliyor. Enflasyonun yeniden hedefe yaklaşmasının 1,5 - 2 yıl alacağından söz ediliyor. Bu durumda tahminlere göre enflasyon hedefi değiştirilecek mi? Yoksa "Hedef başka, tahmin başka, gerçek başka... Oğlum Ahmet, sen aldırma, yoluna devam et!.." mi olacak? Halkımız hedefe göre mi, tahmine göre mi hesabını yapacak? Hedef yüzde 5, tahmin yüzde 10.5... Tahmin, hedefin yüzde 100 üzerinde... Bu normal bir şey mi? Dünyada esen rüzgâr her ülkeyi az çok sarstı. Türkiye dışında hangi ülkede enflasyon yüzde 100 tırmanışa geçti ki? Döviz kurundaki yükselişten (büyük fedakârlıklarla, büyük döviz açığıyla) zar zor aşağıya çekilen ve tek "istikrar göstergesi" haline gelen enflasyon bu kadar büyük ölçüde etkileniyor. Ve de Merkez Bankası, 2006 yılının kalan dönemi ve 2007 yılı için enflasyon tahminini bundan sonra döviz fiyatının hiç artmayacağı varsayımına dayandırıyor. Hedef mi, tahmin mi? Döviz açığının devamlı büyümesine rağmen, bundan sonra döviz fiyatının yükselmeyeceğine, dolar fiyatının 1.6 YTL'nin üzerine çıkmayacağına inanalım mı? Sayın okuyucularım, "Bizim her şeyimiz doğru. Başka ülkelerde faiz ve hammadde fiyatları arttığı için bizde döviz kuru yükseldi... Bundan sonra, "Evvel Allah bize bir şey olmaz abicim" politikası yanlıştır. Bizim sorunumuz, yüksek faize ve ucuz dövize dayalı ucuz ithalattır. Türkiye'de tarımın, sanayiin, üretim gücünün yok olmasıdır. Zorlamalarla dövizi ucuz tutmanın, ucuz ithalatın bir sınırı vardır. Döviz fiyatının hazmedilebilir şekilde gerçek çizgisine oturması yerine, zıplayarak düzeltmeler yapması ekonomide şok etkisi yaratır. Hem döviz fiyatı yükselir, hem büyük faturalar ödenir, hem de bunun ekonomiye yararı olmaz. Zararı olur.Ekonomi politikasının hedefini ucuz ithalattan üretim artışına çevirmeden biz daha çok dayak yer, çok fatura öderiz. guras@milliyet.com.tr Ucuz ithalat yerine üretim