Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın ezberi bozuldu. Yıllar boyu enflasyonu kontrol etmek için yüksek faiz politikası uyguladı, enflasyonu aşağıya çekemedi. Şimdi yepyeni bir tablo ile karşı karşıyayız: Faizler aşağıda. Enflasyon geriliyor.
Son 3 aydır fiyatlar devamlı düşüyor. Mayısta tüketici fiyatları 0.36, haziranda 0.56, temmuzda 0.48 oranında geriledi. Bir önceki yılın temmuzuna göre fiyat artışı yüzde 7.58 oldu. 12 aylık ortalama fiyat artışı yüzde 7.59 oranında. Ne oluyor da fiyatlar geriliyor? Şeytan bunun neresinde?
Enflasyon ‘fiyat artışları’nı sürekli kılan üç sarmal vardır:
- Ücret fiyat sarmalı. (Fiyatlar artınca, ücretler de artırılır. Ücret artınca, fiyatlar artar. Bu böyle uzar gider.)
- Devalüasyon-enflasyon sarmalı (Enflasyon artınca, dövizin değeri artırılır. Ne kadar enflasyon, o kadar kur ayarlaması yapılır. Kur ayarlaması enflasyonu artırır. Enflasyon artıkça kur artırılır. Bu böyle uzar gider.)
- Faiz-enflasyon sarmalı (Enflasyona neden olan harcamaları frenlemek için faiz artırılır. Faiz artınca maliyetler artar. Ülkeye sıcak döviz girişi hızlanır. Bütçe açığı büyür. Bu böyle uzar gider.)

Sarmallardan kurtulduk
Bizde önce 3 sarmalın 2’sinden vazgeçildi. Ücretlerin ve maaşların geçmiş fiyat artışlarına göre artırılması son buldu. Enflasyon kadar kur ayarlaması (devalüasyon) yapılmadı. Derken kriz Merkez’in aklını başına getirdi. Üçüncü sarmal da bir yana atıldı. Görüldü ki ucuz faiz, enflasyonu artırmıyor, aşağıya çekiyor. Enflasyonu kontrol altına almak iyidir... Ama unutulmasın ki enflasyon kadar bir başka tehlike, deflasyon tehlikesi vardır. Deflasyon durgunluktur. Koskoca Japonya deflasyondan çıkamıyor. Batı ülkeleri deflasyona girmekten korkuyor.
Bizde şimdilik deflasyon tehlikesi gündemde değil. Dün AMPD’nin organize perakende sektörü aylık durum raporu yayımlandı. Sektörde yıllık ciro artışı yüzde 4 olmuş, gıda dışı perakende sektöründe ciro son bir yılda yüzde 18 oranında artmış. İthalat rakamları ile yılın ilk 3 ayına ait milli gelir rakamları da tüketimdeki canlanmanın başladığını gösteriyor.

Mutluların sayısı artsın
İyi de acaba bu tabloda, ülkede yaşayanların tümü mutlu mu? Mutlu olmayanlar yok mu?
- İşini kaybedenler, iş bulamayanlar mutsuz.
- Gelir artışı (maaş, ücret artışı) enflasyon oranının altında kalanlar mutsuz.
- Faiz gelirine göre harcamalarını ayarlayanlar mutsuz.
- Gayrimenkul geliri, kira geliriyle yaşayanlar mutsuz.
Faizlerin gerilemesi reel sektörde kârlılığı artırdı. KOBİ’ler ve esnaf krizin sarsıntısını atlatamadı ama büyük işletmeler cirolarını eski çizgiye getirememelerine rağmen iyi kâr elde ediyor. Dövizini bozdurarak TL hazine bonosuna ve tahvile geçenler ile borsaya yatırım yapanlar hayatlarından memnun. Hayat devam edip gidiyor.
Önemli olan ülkede hayatından memnun olanların sayısının mutsuzlardan daha fazla olmasıdır. Bana mutsuzların sayıları daha fazla gibi geliyor ama... Umarım yanılmaktayım...