Halkımızın borcu, harcanabilir gelirinin yüzde 23.6’sı dolayında. Açık anlatımıyla yılda 100 TL harcanabilir geliri olan hanelerin ortalama (birikimli) borcu 23.6 TL. Merkez Bankası hanehalkının borçlarını izliyor. Borcun yıllık faiz yükünü belirliyor. Sonra da borç toplamının hanehalkının harcanabilir geliri içindeki büyüklüğünü, milli gelire göre büyüklüğünü ölçüyor.
Böylece hanehalkının ne kadar borç ve faiz yükü altında olduğu ortaya çıkıyor.
Hanehalkı denilince, (1) Bir hane içinde yaşayanlar, kaç kişi olurlar ise olsun, hanehalkı sayılıyor. Hanehalkının toplam geliri ve borcu belirleniyor. Tabii ki hanelerde yaşayanların sayıları farklıdır. Bu tür hesaplarda ülke genelinde bir ortalama esas alınıyor. (2) Tabii ki ülkede çok zengin ve çok fakir haneler var. Bu tür hesaplamalarda ülke genelinde gene ortalama bir hanehalkı geliri kullanılıyor.
Halkın borcu 120 milyar TL
Merkez Bankası’nın belirlemelerine göre 2009 yılı Haziran ayı sonunda Türkiye’deki hanehalkının toplam borcu 120.2 milyar TL’dir.
Hanehalkının borç toplamı milli gelirin yüzde 12.89’u oranındadır.
Aynı tarihlerde mevduat bankalarımızdaki tasarruf mevduatı toplamı 186 milyar TL olduğuna göre hanehalkının toplam borcu, toplam tasarruf mevduatının altında demektir.
(Tabii ki, borçlu haneler ile mevduat sahipleri farklıdır. Bu iki rakam sadece borç büyüklüğünün anlaşılabilmesi için verilmektedir.)
Kamuoyunda yaygın inanış, halkımızın giderek daha çok borç yükü altına girdiği, halkımızın faiz yükü altında ezildiği şeklindedir.
Merkez Bankası’nın yayınladığı rakamlara göre hanehalkının toplam borcu 2007 yılı sonunda 94.4 milyar TL iken, 2008 yılının ortasında 109.8 milyar TL, sonunda 116.8 milyar TL oldu. Bu yılın ortasında ise borç 120.2 milyar TL’ye yükseldi.
Halk borçlanmada frene bastı
2007 Haziran’ından 2008 Haziranı’na hanehalkı borcu 30.7 milyar TL artmış. 2008 Haziranı’ndan 2009 Haziranı’na kadarki artış ise 10.4 milyar TL.
Demek ki, tüketim çılgınlığında kriz öncesi dönemde hane halkı bolca borçlanmış. Kriz döneminde borçlanmada frene basılmış.
Merkez Bankası’nın yayınladığı bilgiler içinde dikkat çeken bir başka gösterge hanehalkının toplam yıllık gelirinin ne kadarının faize gittiğidir. Faizin toplam hanehalkı gelirine oranı yüzde 3.6 olarak belirlenmiş.
Tekrarda yarar var, bu rakamları değerlendirirken (1) Her hanehalkının aynı gelire sahip olmadığını, her hanehalkının borçlu olmadığını, (2) Bu tür bilgilerin ülke genelinde tüm haneler için ortalama rakamlara dayalı bilgiler olduğunu dikkate almak gerekir.
Son bir bilgi: ABD’de hanehalkının borçluluk oranı milli gelirin yüzde 100’ü dolayındadır. AB ülkelerinde de benzer bir tablo vardır. Bizim hanehalkımızın borçluluk oranı ve faiz yükü göreceli olarak düşüktür.
Bizi yıkan ölçüsüz borçlanma, çaresizlikten borçlanma sonucu ana parayı ve faizi ödeyememe sorunudur.