Kemal Derviş’i Avrupa - ABD turuna çıkardık. Döviz bularak getirmesini bekliyoruz. Avrupa Birliği’ne de, ABD hükümetine de, IMF’ye de, Dünya Bankası’na da kırgınız. "Neden bizi bekletiyorlar? Neden dolarları hemen göndermiyorlar? Mecbur değiller mi Türkiye’yi kurtarmaya?"
Biz "ne amaçla döviz aradığımızı" söylemiyoruz ama, karşı taraf biliyor ki, Türkiye yatırım için, üretim için, kalkınmak için döviz aramıyor. Harcamak için döviz arıyor.
Sayın okuyucularım, Kemal Derviş döviz getirse biz bu dövizleri ne yapacağız?
- Önce içi boşaltılmış bankaların içini dolduracağız. Bunun için 15 - 20 milyar dolara ihtiyacımız var.
- Gelen dövizin bir kısmını da bozdurup bütçeye "yama" yapacağız. Bütçede zaten açık vardı. Şimdi döviz fiyatı arttı. Fiyatlar yükseldi. Memura, işçiye, emekliye az da olsa zam yapmak mecburiyeti var. Bakanların her birine son model Mercedes otomobiller aldık. Her bir Büyük Türk Büyüğü’nün makam otomobilinin önünde, ardında giden korumalarının otomobillerini yeniledik. Bunların paralarını ödeyeceğiz. Türk lirası yok... Gelsin dövizler. Dövizleri satıp paralarını harcayalım da rahatlayalım!
Halkın durumu iyileşmez
Kemal Derviş bulabilir ise, getireceği döviz halkın durumunu iyileştirmeyecek. Sadece daha kötü olmasını önleyecek. Çünkü içi boşaltılan bankaların içi doldurulmaz ise, Büyük Türk Büyükleri’nin yeni / gıcır / son model Mercedes’lerinin paraları ödenmez ise hükümet mecburiyetten banknot matbaasını çalıştıracak. Banknot matbaası çalışınca enflasyon azacak.
Türkiye’nin döviz için kapısını çaldığı ülkeler, kuruluşlar bunu biliyor. Bildikleri bir şey daha var: Biliyorlar ki, bu gibi amaçlarla borçlanan ülkeler, borçlarını ödemekte zorlanır. Biliyorlar ki, bu gibi amaçlarla borçlanmaya alışan ülkeler, tembelleşir. Devamlı borçlanarak yaşayacaklarını sanır.
Beklenen rakam gelmez
Sayın okuyucularım, 2000 yılı içinde Türkiye’nin dövizi gelir gider dengesi 9.7 milyar dolar açık verdi. Türkiye (borç ve yatırım yolu ile) 9.4 milyar dolar net döviz bularak açığı kapattı. 2000 yılında Türkiye 21.9 milyar dolar dış borç (ana para ve faiz) ödemesi yaptı. Bu ödemeyi de yeni borçlanmalarla karşıladı. Merkez Bankası’nın 20 milyar dolar döviz rezervi var. İthalatta, yatırımlarda, üretimde döviz nedeniyle tıkanma söz konusu değil.
Her şeye rağmen geçen yıl olduğu gibi 2001’de de Türkiye bu döviz çarkını çevirir. "İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü kara" diyerek, bunun ötesinde döviz dilenmek, hovardalığın faturasını başkasına ödetmeye benzer.
AB, ABD, IMF ve Dünya Bankası’ndan beklenen rakamlarda döviz kredisi gelmeyecektir. Kendimizi buna hazırlayalım. İç açığı kapatmak için dışarıdan döviz bulamamak her şeyin sonu değildir. Belki de hayırlı olur. Kendi kaynaklarımızla istikrar arayışına gireriz. Biraz zorlanırız ama... Bu mümkündür.