Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genelde işsizlik denilince gündeme Doğu Anadolu’nun sorunları gelir. İşsizlik sorununu çözmek için Doğu Anadolu’da neler yapılması gerektiği tartışılır.
TÜİK dün, 2009 yılında iller bazında işsizlik göstergelerini yayınladı. Anlaşılıyor ki, işsizlikte Doğu-Batı farkı kalmamış. İşsizlik Batı illerinde de ciddi sorun haline gelmiş durumda.
2009 yılı, kriz nedeniyle işsiz sayısında olağan dışı artışların olduğu bir yıldır. Bu nedenle 2009 yılına ait verileri değerlendirirken dikkatli olmak gerekir, ama bu verilerin derlendiği günlerden bu yana durumda fazla bir değişiklik olmadığı da bir gerçektir.
2009 yılında Türkiye genelinde ortalama işsizlik oranı yüzde 14.0 iken, bir zamanların sanayi şehri olan Adana’da işsizlik oranı yüzde 26.5 olarak belirlenmiş. İnanılması güç ama Adana Türkiye’de işsizliğin en yüksek olduğu il durumunda. İş yapmaya hazır 4 kişiden biri işsiz. Adana’yı yüzde 20.6 işsizlik oranı ile Diyarbakır ve yüzde 19.7 işsizlik oranı ile Hakkâri izliyor.
Ya, Batı’nın anlı şanlı sanayi şehirlerine ne demeli? Günümüzün sanayi şehirleri Bursa’da işsizlik oranı yüzde 14.7, İzmit’te yüzde 17.0, Yalova’da yüzde 17.8, Kırıkkale’de yüzde 19.3, Gaziantep’te 17.4, Eskişehir’de 15.2 oranında. İstanbul da yüzde 16.8 işsizlik oranıyla sorunlu iller arasında yer alıyor.
Bunlar işsizlik sorunu ile ilgili tespitler... İyi de sorun nasıl çözülecek? Hükümet hangi politikalarla işsizlere iş imkânı sağlayacak? Acaba her ay yayınlanan işsizlik göstergelerindeki iyileşme gerçeği yansıtıyor mu? Herkesin kafasında kendine göre cevaplanamamış sorular var.

İstihdam bilmeceleri
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat geçen hafta Vatan’daki köşesinde “İstihdam Bilmeceleri” başlığı altında bu cevaplanamamış soruları yazdı. Prof. Dr. Asaf Savaş Akat diyor ki:
“2008 yılından bu yana istihdam 1.4 milyon, işsizler 1 milyon arttı. 700 bin kişi tarım sektöründe iş buldu. Tarımda istihdam neden artıyor? Türkiye “tarımlaşma mucizesi” (!) mi keşfetti?
Vatandaş iş deyince aslında ücretli istihdamı kastediyor. İki yıllık artış sadece 600 bindir. Yaratılan istihdamın geri kalan 800 bini kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile çalışanıdır. Kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçileri ne üretiyor?
Milli gelirde 2008’in ilk çeyreğindeki ekonomik büyüklüğü yakalamayı bekliyoruz. İki yılda üretim azaldı, şimdi eski büyüklüğe zar zor ulaşıyoruz. Halbuki iki yılda istihdamda yüzde 6,6 artış var. Üretim artmazken, istihdam artışı acaba ortalama verimin aynı oranda düşmesi anlamına mı geliyor?”
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat’ın dikkat çekmek istediği çelişkiler çok önemlidir. Hâlâ toplam istihdamda tarımın payı yüzde 23. 9’dur. Sanayi toplam istihdamda yüzde 19.8 paya sahip. Hâlâ toplam istihdamda ücretsiz aile işçisinin payı yüzde 13.0’dır. Tüm çalışanların yüzde 20.9’unun kendi hesaplarına çalıştığını varsayıyoruz. Ve de bu tabloda nüfus artışını teşvik ediyoruz.

İşsizlik sadece Doğu’nun değil Batı’nın da sorunu