Türkiye'nin 500 büyük sanayi firmasının 158'i yabancı sermayeli. Bu 158 yabancı sermayeli firmanın 97'sinin sermayesinde yabancı ortağın payı yüzde 50'nin üzerinde.158 yabancı sermayeli şirketin satışlardaki payı yüzde 42.5 oranında.Eski yıllarda ilk 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında en başlarda ismi geçen "yerli büyük sermaye grupları"na ait şirketlerin çoğu gerilere düşmüş.Kamunun 500 büyük sanayi kuruluşu listesi içinde sadece 19 kuruluşu kalmış. Bunların da sadece 9'u ayakta... Diğerleri ya özelleştirilmiş, henüz devri yapılmamış ya da çökmüş ve de ağlayanı olmayan kuruluşlar...Şimdi, "özelleştirme karşıtlığını", "yabancı sermaye düşmanlığını" unutunuz. Bu tabloya bakınız. Bu tablo iyi bir tablo mu? Milliyet Ekonomi'nin dünkü manşeti "Sanayide aslan payı yabancı ortaklıklarda" şeklinde idi. Biz bu ülkenin böyle bir tabloda mı sanayileşmesini, kalkınmasını istiyoruz?Acaba özelleştirme yapalım derken, yabancı sermaye gelsin derken ölçüyü mü kaçırdık? Yoksa zaten özlenen bu mu idi?Biz neden özelleştirme yapıyoruz? Bize diyorlar ki, "Ekonomik hayatta devletin payını küçültmeye mecbursunuz". İyi de bunu bize söyleyenlerde ekonomik hayatta devletin payı ne kadar? ABD'de yüzde 32, Almanya'da yüzde 49, Avustralya'da yüzde 51, Belçika'da yüzde 54, Fransa'da yüzde 54, Hollanda'da yüzde 49, İngiltere'de yüzde 41, İspanya'da yüzde 42, İsveç'te yüzde 62, İtalya'da yüzde 50, Türkiye'de yüzde 26. (OECD Analytical Databank).Bizde devlet neden ekonomiye bulaştı? Yatırım yaptı? Fabrika kurdu? Demir-çelik yanında peynir, un, yağ, kumaş üretti? Her şeyi unutuyoruz.Cumhuriyet'in ilk döneminde bu ülkede tarım diye, sanayi diye bir şey yoktu. Devlet çiftlik kurdu, devlet fabrika kurdu. Ama devlet bu işleri yapamayacağının bilincinde özel sektörün gelişmesi için işadamlığına soyunanlara büyük teşvikler verdi. Devlet sanayici yetiştirdi. Sanayici yetiştirirken çok sayıda insanı da zengin etti. Tablo kötü Özel sektör böyle ortaya çıktı. Daha sonra teşviklerle palazlandı. Koruma duvarları arkasında, kalitesiz malı yüksek fiyatla satanlar büyüdü. Büyük sermaye grupları oluştu...Bu nedenle bizde "büyük sermaye gruplarının" bu vatana, bu devlete bu halka borcu var... Sermaye birikimleri gökten zembil ile inmedi. Öyle satıp gitmek, çekip gitmek kolay değil...Sayın okuyucularım, ben eski bir DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) uzmanıyım. Plancı diye küçümsenenlerden biriyim. Bu ülkede DPT kurulduğunda ve ilk yıllarında bizim tek arayışımız vardı. Üretime dönük yatırımları artırmak. Ekonomik boyutta, dış rekabete dayanabilecek kalite ve maliyette üretim yapacak tesislerin kurulmasını sağlamak... 1960-1970-1980'li yıllarda kamu ve özel kesimin büyük sanayi kuruluşları bu çabalarla ortaya çıktı... Şimdi geriye bakınız. Bugüne bakınız. Ne kamuda ne de özel sektörde ciddi ve ekonomik boyuttaki projelere yatırım yapılıyor..."Yabancı sermaye gelsin de yatırım yapsın" diye bekleniyor... Yabancı sermaye de yatırım için gelmiyor. Kamunun ve özel sektörün sattıklarını topluyor. Sonuç işte ortada... Memnun iseniz... Buyurunuz yolunuza devam ediniz. guras@milliyet.com.tr Sadece yabancı ile olmaz
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025