KAYSERİ
Kayseri‘nin üretime dönük serbest bölgesinde, iletişim hatlarında kullanılan alüminyum kablo ve çelik halat üreten Coreal’ın fabrikasındayım. Üretimin yüzde 100’ü ihraç ediliyor. Genel Müdür Atalay Kılıç (ODTÜ) anlatıyor: Şu anda 110 kişiyiz. Tesis 3 vardiya çalışıyor. Geçen yıl ihracatımız 47 milyon dolardı. Bu yıl krize rağmen daha fazla döviz geliri sağlarız.
Gene serbest bölgede kurulu olan ve sadece ihracat için madeni mobilya üreten Gürkan‘ın fabrikasında Genel Müdür Mehmet İlgü anlatıyor: “Son zamanlarda endüstriyel ortamlarda kullanılacak ürünlere ağırlık verdik. İhracat elemanlarımız Avrupa dışındaki pazarlara yöneldi. Pazarlamayı Avrupa üzerinden gerçekleştirmek için Almanya’da bir şirket kurduk. Bazı eşyaların montajı orada yapılıyor. Geçen yıl 39 milyon dolar ihracat yapmıştık. Bu yıl da krize rağmen o kadar yaparız.”
Bu fabrikalar Kayseri Ankara Yolu’nun 15’inci kilometresinde, bundan on yıl önce faaliyete geçen Kayser’de (Kayseri Serbest Bölgesi) kurulu fabrikalar.
İhracat devam ediyor
Kayser 7 bin metrekare araziye sahip, üretime dönük bir serbest bölge. Burada şimdilerde 30 fabrika sadece ihracat için üretim yapıyor. Ağırlık metal işleme sanayiinde. Yaklaşık 1.600 işçi buradan ekmek yiyor. İşlemeyen 2 fabrika var. Onlar da krizden önce, yanlış finansal politikalar nedeniyle zora düşen tesisler. Diğerleri ihracata dönük üretimlerini sürdürüyor.
Kriz nedeniyle ağlayan yok.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde Özkaya ailesine ait Turkuaz fabrikasına gittim. Türkiye’de önde gelen 5 vitrifiye fabrikasından biri.
Yönetim Kurulu üyesi Abidin Özkaya ile Genel Müdür Abdurrahman Özkaya anlatıyorlar: ”Krizde konut sektörünün büyük sarsıntı geçirmesi nedeniyle iç pazar daraldı. İç pazar daralınca ihracata daha fazla ağırlık verdik. Dış ticaret sorumlusu Kürşat Noyan Özkaya Avrupa dışı ülkelere yöneldi. Şimdiye kadar ihmal ettiğimiz pazarlardaki satış nedeniyle ihracatımız arttı. İç pazar yüzde 50 daralmasına rağmen, ihracat artışı sayesinde üretimdeki gerileme sadece yüzde 10’larda kaldı. Eleman çıkarmadık. Üç vardiya üretimi sürdürüyoruz.”
Kayseri’de daha başka fabrikaları da gezdim. İlgimi çeken, Kayseri sanayiindeki kuşaklar arası değişime rağmen, kuşaklar arası anlayış ve işbirliğinin devamı. Dedelerin sadece okuma yazması var. Babalar Türkiye’de okula gitmiş. Çocuklar Türkiye’de yabancı dilde eğitim veren iyi üniversitelerde veya yurtdışındaki üniversitelerde okumuş.
Gençler duruma hâkim
Dedeler kenara çekilmiş. Babalar üretime ve şirkete göz kulak oluyor. Ama üretimi coşturan, ihracat için yurtdışında koşturanlar ise çocuklar.
En önemlisi, artık kimsenin iç pazara güven duymaması. Hemen her fabrikanın ihracat pazarına göre üretim yapması.
Gidip görmeden, bu işlere soyunanlarla konuşmadan olanı biteni sadece rakamlara ve göstergelere bakarak değerlendirmek imkânsız.
Çok kişi, “Biz bu krizden çıkamayız. Bu kriz bizi öldürür, bitirir” diyor. Ama Kayseri’de benim gezdiğim, gördüğüm sanayi tesislerinin durumu bu söylenenlerle çelişiyor.
Evet… Kayseri’nin özelliği var. Kayseri’deki bu örnekleri genellemeye imkân yok…
Ammaa… Kayseri örneğinde olduğu gibi krize rağmen ihracata dayalı olarak üretimini sürdüren sanayi kuruluşları da var… Bunu bilelim.