Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rekabet Kurulu, bazı bankaları “Promosyonda rekabet şartlarına uymadıkları için” sorguluyor. Yargılıyor. Sonunda ceza verecek.
Nedir bu olayın aslı astarı? Kamuda, özel sektörde, ay başlarında, veznedar Maliye’den bankadan para çeker, maaşlar zarflara konulur, çalışana verilirdi.
Bankacılık sistemi gelişince bazı işyerleri isteyenlerin maaş ve ücretlerini istedikleri bankadaki özel hesaplarına göndermeye başladı.
Derken kamu ve özel sektör kuruluşları teker teker maaş ödeme zahmetinden kurtulmanın yolunu buldu. Tüm çalışanlar için belli bir bankada ayrı ayrı hesap açtırıldı. Maaş ve ücretler o belli banka tarafından çalışanların hesabına her ay başı kaydedilmeye başlandı.
Bu uygulama, maaş ödeyen işyerlerine kolaylık getirdi. Bankalar ise bunu çok sevdi. Külfetinden çok nimetine baktılar. Çalışanlar paralarının bütününü ay başında çekmeyince, paranın bir bölümü bankada kalıyordu. Çalışanlar tüm parasal ilişkilerini o bankada topluyordu.

Bankalar bu işi sevdi
Bankalar maaş ve ücret ödeme işini alabilmek için kamu ve özel sektör kuruluşlarının kapılarını çalmaya başladılar. Normal olarak maaş ve ücret ödeme külfeti karşılığı ücret talep edecek yerde, maaş ve ücreti dağıtma işi karşılığı kamu ve özek sektör kuruluşlarına “ödül” teklif eder oldular.
Bazı bankalar bu iş karşılığı kamu ve özel sektör kuruluşlarının yöneticilerine otomobiller aldı. Bazıları toptan ödeme yaptı.
Bir bankanın TBMM’de milletvekillerinin maaşlarını dağıtma işini alabilmek için her milletvekiline bir bilgisayar hediye ettiğini gazetelerde okuduk.
Bu iş o kadar dallandı budaklandı ki, kanun çıkararak bankalardan alınacak “promosyon” paralarının, ek maaş olarak memurlara, ücretlilere nasıl dağıtılacağı bile tartışılır oldu.
Çok sayıda çalışanı olan, maaş ve ücret bordroları yüklü olan kamu ve özel sektör kuruluşlarından iş kapmak için bankalar birbiriyle yarışa girdi. Bu yarışın başlaması ile maaş ve ücret işini bir bankaya verecek kamu ve özel sektör kuruluşlarının pazarlık güçleri arttı.
Bir yıllık, iki yıllık maaş ve ücret dağıtma işi karşılığı bankalar milyon, milyar liralar öder, yüzlerle otomobil satın alıp hediye eder hale geldi.

Ödünlerde rekabet arttı
Bankalar arası yarış başlayınca bankalar ”O bir veriyor, ben iki veririm“ rekabetine girdi. Bankaların bazıları başka bankadan iş almak için anlaşma süresi dolmadan kamu ve maaş dağıttıran kuruluşlara daha cazip teklifler vererek, mevcut anlaşmaları bozar oldu.
İşte bu ortamda bazı bankalar “Birbirimizden iş çalmak için mukavele süresinden önce zorlamalara gitmemiz ayıp oluyor. Geliniz, anlaşma süresi boyunca birbirimizin işine atlamayalım. Süre sonunda rekabet serbest olsun” diyerek kendi aralarında anlaştılar.
İşte şimdi Rekabet Kurulu’nun bankalar için yaptığı soruşturma bu anlaşma nedeniyle. Aslına bakılırsa mevcut sistemin yanlış olduğu görülür. Hele hele bir kamu kurumunda, devletin parası ile devletin memuruna dağıtılan maaş ve ücretten bazılarına rant dağıtılması hiç de doğru değildir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bu konuda yeni bir düzenlemeye gitmesi, bankalarının maaş ve ücret dağıtımı nedeniyle yapacakları bir ek ödeme var ise bunun faiz ve hizmet komisyonu yoluyla maaş ve ücret sahiplerine intikalinin sağlanması gerekir.
Aksi halde bankalar ona buna komisyon vererek iş kapma yarışına çıkan kurumlar olarak itibar kaybeder. Özetle yapılan iş, bütünü ile yanlıştır. Yanlış bir işte ”rekabet kanuni mi değil mi?”soruşturması olur mu?