Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen yıl sadece buradaki fabrikaların gerçekleştirdiği ihracatın geliri 3.5 milyar dolar.Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikaların ürünleri İzmir limanından yurtdışına gönderiliyor. Yoğun karayolu trafiği sorununu çözmek arayışında olan Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, Demir Yolları İdaresi ile anlaşmış. 15 milyon dolar ödeyerek 7.700 metre demiryolu döşetiyorlar. Sanayi Bölgesi Muradiye üzerinden ana hatta bağlanıyor. 6 ayda gerçekleşecek bu yatırım Türkiyede ilk ve tek özel demiryolu yatırımı olacak. Manisadayım. Şehre 3 km uzaklıktaki Organize Sanayi Bölgesi bir park görünümünde. Rengarenk modern binaların fabrika binası olduğuna insan inanamıyor. Şimdilik 5 bin dönümü kaplayan alanda 128 fabrika üretim yapıyor. Bunların 6sı yüzde yüz yabancı sermayeli, 8i yabancı ortaklıklı, kalanı yüzde yüz Türk sermayeli tesisler. Çoğu 3 vardiya çalışıyor. Fabrikalar 20 bin insana doğrudan istihdam sağlıyor. Fabrika yapmak isteyenlerin yoğun talebi nedeniyle Organize Sanayi Bölgesi yönetimi mevcut fabrika sahasına 4 bin dönümlük alan ekliyor. Burada 230 fabrikaya yerleşim imkanı doğacak. Manisa Organize Sanayi Bölgesine bu ilginin nedeni, İzmire yakınlığı yanında fabrikalara kesintisiz elektrik, buhar, sıcak su ve arıtma tesisi konusunda sağlanan özel imkanlar.Manisada iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini bir arada gördüm.İyi olan, sanayi kesimindeki patlama. Kötü olan, tarımın durumu. Çirkin olan, Manisanın çarpık şehirleşmesi. Güzel olan, Organize Sanayi Bölgesi.Manisa 1960lara kadar tarım bölgesi idi. Manisada tarım denilince pamuk ve çekirdeksiz üzüm öne çıkıyor. Manisada pamuk üreticileri Amerikan pamuğunun rekabetine dayanamıyor. Kırsal kesimde yaşayanların yarısının geçimi pamuktan. Üreticiler şimdilerde pamuk yerine yemlik mısır üretimine başlamış.Manisanın şehir nüfusu kısa sürede 250 bine ulaşmış. Manisa göç alan şehirlerin başında geliyor. Çevredeki yaygın gecekondulaşma bir yana, şehir içindeki binaların (hem de yeni yapılanların) çirkinliği anlatılamaz. Beşi tahta çıkan 22 Osmanlı şehzadesinin yaşadığı "Sarayı Amire", tarumar olmuş. Şehrin ortasındaki Osmanlı vakıflarına ait eserlerden hiçbiri ayakta kalamamış. Fatihin öğrenim gördüğü Kurşunlu Hanın sokağa bakan cephesinde plakçı ve cenaze levazımatı dükkanları açılmış. Yer peşindeler Şehrin içindeki, Cumhuriyetin eseri "Vilayet Binası" mimarisiyle, estetiğiyle, güzelliğiyle nasılsa ayakta kalabilen ve çirkinlikler arasında yüzük taşı gibi parlayan bir eser.Manisada 14 bin üniversite öğrencisi var. Üniversite hocalarının çoğunun, öğrencilerin bir bölümünün Manisa yerine İzmirde yaşamayı tercih etmeleri nedeniyle üniversite şehirle bütünleşememiş. Halbuki hem tarım hem sanayi sektöründe üniversitenin çevreden alabileceği, çevreye verebileceği çok şey var.Uzun dönemde Manisanın kaderi sanayiye bağlanmış durumda. Artık Manisa sanayi kenti olarak gelişecek. Yeni sanayi tesisleri kurulacak... Ama şehirdeki çarpık yapılaşmanın düzeltilebilmesi konusunda hiçbir ümit yok... Osmanlıda kalanların tamamına yakını kolaylıkla yıkılıp yok edilmiş ama, yeni dikilen çirkin beton binaların yıkılması yok edilmesi o kadar kolay olmayacak...Diyeceksiniz ki... Hiç olmazsa yeni yapılaşmada özen gösterilse de Manisanın eli yüzü düzelse... Ben de öyle deyince, Manisalılar uyardı: "Önceki üç belediye başkanı da mimarlık eğitimi almış kişilerdi. İşin kötüsü, Manisadaki çarpık yapılaşma onların döneminde gerçekleşti." guras@milliyet.com.tr Çirkin yapılaşma