Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Merkez Bankası dün çok hatalı bir iş yaptı. Doların fiyatını "karaborsa" fiyatına oturttu. Bu uygulamanın ilk günde piyasada yarattığı tahribat görülüp de uygulama durdurulmaz ise dövizin fiyatı başını alıp gider.
Merkez Bankası ne yanlış yaptı? Anlatayım: Merkez Bankası dün ihale ile döviz satışını başlattı. her gün 50 milyon ile 300 milyon dolar döviz satacağını, isteyen bankanın açıklanacak en düşük ve en yüksek fiyatlar arasında ihaleye girebileceğini ilan etti.
Dünkü ihalede 200 milyon doları, 1 milyon 5 bin ile 1 milyon 35 bin liradan satışa çıkardı. İhaleye giren bankalar ortalama 1 milyon 13 bin liradan dövizi anında kapıştı.
Fakat piyasa doymadı. Çünkü talep 200 milyon doların üzerinde idi. Doymayınca sinirlendi. İhalenin hemen sonunda dolar fiyatı 1 milyon 100 bin liraya fırladı. Merkez Bankası’nın ihale fiyatı doların gerçek arz ve talep fiyatı değildir, "karaborsa" fiyatıdır. Ne yazık ki, bundan sonra bu "karaborsa fiyatı" alım satımda esas olacaktır.
Eğer Merkez Bankası bu yanlış uygulamayı sürdürür ise ihale fiyatı her gün yükselecek, dolar fiyatı her gün tırmanacaktır.

Bugün piyasada tek satıcı Merkez Bankası. Onun malı da sınırlı. Bunun için azar azar satmak zorunda. Yoksa elindeki döviz biter. Ama elindeki dövizi yanlış politikalarla satar ise sattığı ile kalır. Piyasayı da rezil eder.
Çünkü: (1) Elinde döviz olanlar, fiyatlar nasıl olsa yükselecek... Merkez Bankası bile 1 milyon liranın üzerinde fiyat ile döviz satmaya başladı diyerek döviz satmıyor. (2) Dövizin fiyatının pahalı olduğunu düşünerek düşmesini bekleyenler, döviz fiyatının tırmanışa geçtiğini görünce, daha fazla pahalılanmadan satın almak için sıraya giriyor. Spekülatif döviz talebi uyanmaya başlıyor.
En istenmeyen durum bu iken, Merkez Bankası bu durumu yaratıyor. Merkez Bankası güvenin yok olmasına, paniğe yol açıyor.

Merkez Bankası’nın sadece ve sadece günde 50 milyon ile 300 milyon doları ihale ile satarak döviz fiyatını dengede tutabilmesi mümkün değildir. Bu uygulama her gün bir "karaborsa fiyatı" oluşturur. Her gün döviz fiyatını tırmandırır. Merkez Bankası’nın her gün milyarlarca dolar dövizi piyasaya sürmesi de düşünülemez.
Çare, döviz satışlarını başka araçlarla takviye etmektir. Merkez Bankası piyasalara ve halka güven vermek için, piyasadaki talebi söndürmek için üç ay vadeli, döviz satabilir. Açık anlatımıyla bugün fiyatı belirlenen dövizi haziran ayında teslim etmek şartı ile işlem gerçekleştirebilir. Merkez Bankası kısa veya orta vadeli döviz bonosu çıkarıp satabilir. Bu yan araçlar nakit döviz talebini frenler.
Yapılan yanlış uygulamalar sonucu halk büyük yük altına girdi. Fakirleşti. Bir şey yapalım derken, durumu daha da kötü hale getirmemek gerekir. Merkez Bankası, Tahtakale’de oluşan dolar fiyatını esas alarak ihale açar, ihalede Tahtakale fiyatının üzerine fiyat koyarak piyasadaki talebin onda birini karşılayamayacak miktarda döviz satışına kalkar ise "karaborsa fiyatı resmi fiyat" haline gelir. Merkez Bankası ne yaparsa yapsın diyemiyoruz. Çünkü sonunda faturayı biz ödüyoruz.