Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mayıs ayında döviz fiyatları yükselmeye başladı. Döviz fiyatı yükselince mal ve hizmetlerin maliyeti artmaya başladı. Mal ve hizmetlerin maliyet artışı fiyatları artırır. Buna "maliyet enflasyonu" denir. Maliyet enflasyonu talepteki canlılığı frenler. Döviz fiyatına dayalı maliyet enflasyonunda faizleri artırmak, maliyetlere ve sonuçta fiyatlara ek yük getirir.Döviz kurunun yükselmesinin ardında, cari açı (döviz açığı) vardır. Döviz açığı uzun süredir tırmanışta. Bu açığın döviz fiyatlarında yükselmeye yol açacağı biliniyordu da, bunun ne zaman olacağı bilinmiyordu.Değişik dış ve iç gelişmelerin tetiklemesiyle döviz fiyatında düzeltme başladı. Şimdi ekonominin önündeki sorun budur. Nisan ve mayıs ayında fiyat artışlarının ardında talepteki canlılık vardı. Talepteki canlılık "talep enflasyonu"na yol açar. Talep enflasyonunu kontrol altına almak için faiz oranları yükseltilir. Döviz fiyatındaki düzeltme tabii olarak maliyetleri ve sonuçta fiyatları artıracaktır. Şimdi alınması gereken tedbirler (1) Döviz fiyatındaki düzeltmede ölçünün kaçmaması. (Döviz fiyatlarının bir noktada istikrara kavuşması). (2) Döviz fiyatındaki artışın, maliyetlerdeki etkisinin devamlı bir maliyet enflasyonuna yol açmaması. (3) Ekonominin büyük bir durgunluk dönemine girmemesidir.Merkez Bankası'nın bugün faizi artırması gerekir mi idi?Nasrettin Hoca'nın hikâyesini anlatayım: Yangın çıkmış. Ev sahibi damda yardım bekliyor. Hoca, "Bana bir ip getirin" demiş. İpi yardım bekleyen adama atmış. "Beline bağla" diye bağırmış. Adamcağız çaresiz ipi beline bağlamış. Hoca ipi çekmiş. Küt... Adam yere düşmüş... Ölmüş... Hoca şaşırmış... "Bundan önce ben bir adamın beline ip bağlamış, ipi çekince de onu kurtarmıştım ama... Adamı kuyudan mı çekmiştim, damdan mı indirmiştim?.. Onu hatırlayamıyorum" demiş... Bilmem bu hikâye sayın okuyucularıma bir şeyler anlatabiliyor mu? Faiz artırımı gerekli mi? Merkez Bankası'nda şimdilerde "Para Politikaları Kurulu" ismini taşıyan bir üst kurul var. Bu kurulun alacağı kararlar çok önemlidir. Bu kararlar doğru ise ekonomi düzelecek. Yanlış ise, işler daha da kötü olacak...İşte bunun için bu kurulun üyelerinin ekonomi bilgisi, ekonomi konusundaki değer yargıları çok önemli. Bu kurula, "Bizden olsun da, ne olursa olsun" diye üye atamak çok yanlış olur. Faize karşı inanışı olanlar (ki, bu tür inanışlara da saygı gösteriyorum) bu kurulda faiz konusundaki politikaların oluşturulmasına, kararların alınmasına nasıl katkıda bulunabilir?Merkez Bankası Para Kredi Kurulu'nun aldığı faiz kararı, ekonomiyi, halkı büyük ölçüde etkileyecek... Eğer kurulun üyelerinin bazıları faize karşı ise, faiz artırımının doğru bir karar olup olmadığına, faizdeki artış oranının yeterli olup olmadığına nasıl inanacağız? Para Kurulu önemli Geliyoruz TMSF'nin döviz satışına. Döviz fiyatı düşerken veya artarken düşüşe ve artışa karşı olanlar, "Döviz tanzim alımı veya satımı yapılması için kulis yapmaya başlar." Bundan önce Merkez Bankası'nın döviz almasıyla döviz fiyatının yükselmediği görüldü. Şimdi tersine Merkez Bankası'nın döviz satarak döviz fiyatını düşürmesi isteniliyor.Ama buna ne hükümet ne de Merkez Bankası buna cesaret edemiyor. Derken bir "hile-i şeriye" bulundu. Özelleştirmeden gelen dövizler Merkez Bankası'na devredilecek yerde TMSF kasasına konuldu. Şimdi TMSF tanzim satışı yapıyor. Bu bir rezalettir. Merkez Bankası'nı yok saymaktır. TMSF'nin görevi ülkenin döviz politikasına müdahale değildir.Tekrarda yarar var. Döviz fiyatının artışının nedeni büyüyen cari açığın (döviz açığının) döviz gönderenlerde, döviz getirenlerde yarattığı endişedir. Bu endişe nedeniyle getirenlerin döviz çıkarmaya başlaması, gönderenlerin döviz musluğunu kısmasıdır. TMSF döviz tanzim satışı yapamaz Döviz açığı devam ediyor. Dün açıklanan rakamlara göre 2006 yılının ilk 4 ayında döviz açığımız 12.5 milyar dolar oldu. Geçen yıl aynı dönemde açık 8.7 milyar dolar idi...İşte döviz bu nedenle yükseliyor. Döviz yükselince, ithalat yavaşlayacak, ihracat artışı başlayacak. Döviz açığının büyümesi duracak, açık küçülecek...Biz ne istiyoruz? Ona karar verelim. Ona göre tedbir alalım... "Döviz fiyatını gene eski çizgiye indirelim... Döviz açığı büyük ise büyüsün" mü diyoruz? Yoksa döviz açığı nasıl olsa devam edecek, biz "Faiz artırımı gibi göstermelik tedbirlerle, piyasaya moral verelim" mi diyoruz? Faiz artırımını ciddi ve tek başına işe yarayacak bir tedbir olarak mı görüyoruz? Yoksa bunun ardından bir tedbir paketi mi gelecek? Tedbir paketinin amacı enflasyon ile boğuşmak mı olacak? Yoksa, döviz fiyatındaki artışı bastırmak mı olacak? Bu soruların cevabı belli olmadan insanlar huzura kavuşamaz. guras@milliyet.com.tr Döviz açığı artıyor