Okullar açılıyor. Bu yıl ilköğretimde en az 1 milyon 343 bin, ortaöğretimde en az 501 bin, mesleki ve teknik öğretimde en az 433 bin öğrenci yeni kayıt işlemi yaptırdı.
İlköğretimde en az 10 milyon 870 bin öğrenci, 445 bin öğretmen, genel liselerde 1 milyon 980 bin öğrenci, 106 bin öğretmen, mesleki ve teknik liselerde 1 milyon 264 bin öğrenci ve 84 bin öğretmen, üniversitelerde en az 2 milyon 757 bin öğrenci ve 89 bin 329 öğretmen ders başı yapacak.
(Bu yazıda kullanılan okul ve öğrenci sayılarının kaynağı: ‘Milli Eğitim İstatistikleri, 2007-2008 Örgün Eğitim’ isimli yayındır. Daha güncel rakamları bulamadım. Bu nedenle “en az” uyarısını yapıyorum. Üniversitelerin öğrenci sayısı YÖK’ün 2008-2009 istatistiklerinden alınmıştır).
Bunlara ek olarak, özel sektöre ait okul öncesi eğitimi veren okullara, yuvalara, dershanelere devam eden en az 3 milyon öğrenci, buralarda ders veren 121 bin öğretmen var. Milli Eğitim İstatistikleri’nde özel dershanelerde öğretim görenlerin sayısının en az 1 milyon 122 bin olduğu belirtiliyor.
17-18 milyon öğrenci
Toplayınız bu rakamları. 17-18 milyon öğrenci, 750 bin öğretmen eder. (Bilgi için bazı Avrupa ülkelerinin toplam nüfusu: Yunanistan 11.1 milyon, Bulgaristan 7.5 milyon, Avusturya 8.3 milyon, Belçika 10.5 milyon, Hollanda 16.4 milyon)
Örgün eğitim veren okulların sayısı da şaşırtıcı. 34 bin ilköğretim okulu, 3.830 genel lise, 4.450 mesleki ve teknik lise, 1.339 fakülte ve yüksekokul... Bunların binaları var. Derslikleri var. Bunlara bakılıyor, boyanıyor, ısıtılıyor. Bütün bunlar için para harcanıyor.
Okullar açılınca yeni kayıt olanlar ile derslere devam edecek öğrenciler belli ölçülerde harcama yapar. Öğretmenlerin de ders yılı başında değişik harcamaları olur.
Okul harcamaları her ülkede ekonomiye hareket getirir. ABD gibi büyük ekonomilerde bile, okulların açıldığı dönem, yılbaşı dönemi gibi piyasanın en fazla iş yaptığı dönemlerdir. ABD’de ticaret kesimi, “Back to School” denilen okulların açılış döneminde, daha sonra Christmas’da en iyi ciroları elde eder.
Harcama 400 TL’den başlıyor
Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre, ilköğretim okullarına bağlı anasınıfına başlayan bir öğrencinin, okula ilk adımının maliyeti ortalama 394 TL ile 1.240 TL arasında. İlköğretime yeni kayıt yaptıracak aileler içinse eğitim harcaması 474 TL ile 1.775 TL arasında. Genel liseye daha masraflı başlanıyor. Ortaöğretim 9’uncu sınıfa adım atacak öğrencinin ailesine maliyeti 631 TL ile 2.178 TL arasında değişiyor. Meslek lisesi için bir öğrenciye, eğitim-öğretime hazır bir şekilde başlayabilmesi için 604 TL ile 2.122 TL arasında masraf yapılması gerekiyor.
Bu harcamalar aileler için önemli bir yük. Ama harcamalar ekonomiye hareket getirecek. Ekonomiye önemli ölçüde nakit para akacak. Ekonomiye akan para sadece belli kesimlerde kalmayacak. Dönüp dolanacak.
Yeni okul dönemi öğrencilere, öğretmenlere, ailelere ve de ekonomiye iyilik getirsin.
Gelelim en önemli noktaya: Öğretim dönemleri başlıyor, bitiyor... Bunca okul binasında, bunca öğretmen, bunca öğrenciye ders veriyor... Aileler para harcıyor. Devlet para harcıyor. İyi de, bütün bunların sonunda biz öğrencilerimizi iyi yetiştiriyor muyuz? Onlara çağdaş eğitim verebiliyor muyuz?... Nicelik iyi de, nitelik ne durumda? Başka ülkelerin çocuklarına göre bizim çocuklar daha iyi mi, daha kötü mü yetiştiriliyor? Cevaplanması gereken soru budur.